Geçen yıl dışarıdan toplam 8.5 milyar dolar borçlanan Hazine, bu yılki ilk borçlanması için ay sonuna doğru piyasalara bakmaya başlayacak
Hazine`nin geçen yılki dış borçlanma performansını bu yıl da sürdürmek istediğini belirten Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, 20 - 25 Ocak`tan sonra dış piyasaların kontrol altına alınacağını kaydetti.
Geçen yıl dışarıdan toplam 8.5 milyar dolar borçlanan Hazine, bu yılki ilk borçlanması için ay sonuna doğru piyasalara bakmaya başlayacak. Hazine 2000 yılında 7.5 milyar dolar tahvil ihracı ve 1 milyar dolar sendikasyon kredisi sağlamıştı. Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, Hazine`nin geçen yılki dış borçlanma performansını bu yıl da sürdürmek istediğini söyledi. Türkiye`nin performansının piyasalarda başarılı bulunduğunu belirten Demiralp, Bu politikayı bu yıl da hem aktivite hem de miktar açısından sürdürmek istiyoruz. Şimdi piyasaları değerlendirmeye aldık. Gelecek hafta IMF ve Dünya Bankası ile ocak görüşmesini yapacağız. IMF ile ocaktaki görüşmelerinin ardından takriben 20 - 25 Ocak`tan sonra dış piyasaları da kontrol altına alacağız dedi.
Devalüasyon niyeti yok
Kasım ayı kriziyle zayıflayan Türk ekonomisine güvenin son haftalarda tekrar artmaya başladığını belirten Demiralp, Program yolunda gidiyor ve hükümet bu programı uygulayacaktır diye konuştu. Kur politikasında programdan sapmanın söz konusu olmadığını vurgulayan Demiralp, Belirtmek isterim ki Türkiye`nin bir devalüasyon gibi herhangi bir niyeti ve düşüncesi yok. Kur politikamız programda belirtildiği gibi yürütülüyor. Bu programda bir değişiklik ve bir sapma olmayacaktır açıklamasında bulundu.
Kriz sonrası yükselen faizlerin faiz dışı fazladaki artış, GSM gelirleri, disiplinli harcama ve enflasyondaki düşüş sonucu gerileyeceğini belirten Demiralp, Faizlerin ilk üç ay sonunda normal programa uygun düzeye inmesini bekliyoruz. Borçlanma programımızı geçen yılki gibi tutarlı ve itfanın yüzde 75`i kadar borçlanıp piyasalara likidite bırakacak, bu likiditenin reel ekonomiye gitmesini sağlayacak şekilde programladık diye konuştu.
Kısa bir süre içinde kamu bankalarının önce yeniden yapılandırılacağını ve sonra özelleştirmeye hazır hale getirileceğini belirten Demiralp, Bunun için 750 milyon dolarlık FSAL kredisi aralık sonunda Dünya Bankası Board`unda kabul edildi. Bunun ilk dilimi olan 390 - 400 milyon dolar bizim hesaplarımıza geçti diye konuştu. Bu yıl için taahhüt edilen bir diğer adım olan THY ve Türk Telekom özelleştirmeleri hakkında da bilgi veren Demiralp, THY mart sonu, Türk Telekom ise mayıs sonuna kadar özelleştirilecek. Özelleştirmeden 2001`de 7 milyar doların üzerinde gelir elde edilmesi programlanıyor dedi.
Yapısal reformlar
Demiralp, 2000`de altyapısı hazırlanan ve 2001`de uygulamaya geçen özellikle sosyal güvenlik, tarım ve enerji alanında bazı düzenlemelerin yapılacağını söyledi. Demiralp, elektrik piyasası yasasının ocakta, tarımda doğrudan gelir sistemine ve sosyal güvenlikte ise bireysel emekliliğe geçileceğini bildirdi. Bu önlemlerin mali politikaların 2000`de olduğu gibi güçlü bir faiz dışı fazla verilerek desteklenmesi planlanıyor.
Mali politikalarda 2000`de çok önemli sonuçlar elde edildi. Bu 2001`de de aynen devam edecek ve 2001 bütçesindeki hedeflere ulaşılacak diyen Demiralp, Özellikle konosolide bütçede güçlü bir faiz dışı fazla verilmek suretiyle kamunun diğer kısımlarındaki denge ile birlikte tüm kamu kesiminde GSMH`nin yüzde 5`i bir faiz dışı gelir elde etmek. Bu hem cari işlemler açığının daraltılmasına hem de enflasyon hedefine ulaşılmasında önem taşıyor açıklamasında bulundu.
Öncelik bankalarda
2000 yılında Türkiye`nin ekonomide önemli gelişmeler elde ettiğini belirterek, bu yıl için de bazı adımların atılmasının taahhüt edildiğini söyleyen Demiralp, şu açıklamada bulundu: Önce bankacılık sektörünün bir güven tazelemesi ve rehabilitasyona alınması var. Bu konuda BDDK ile görüşüldü ve BDDK güven artırımında önemeli kararlar alma yolunda gidiyor. Öncelikle bankacılık sektörünü bozan, faizlerin artışına ve likidite sıkıntısına yolaçan kamu bankaları ve Fon`daki bankalarla ilgili çalışmalar başlattı. Kamu bankalarının yeniden yapılanmasına yönelik çalışmalar yapılıyor. Yılın başında Halkbank ve Ziraat`e özel tertip devlet kağıtları verildi. Bunda amaç bu bankaların finansal piyasalara olan baskılarını hafifletmekti.