Dolar kurundaki dalgalanmanın Fed toplantısına yönelik spekülasyonlar ile oluştuğunu söylemek mümkün. Ancak TCMB sıkılaştırmalarına devam ediyor ve fonlama maliyeti yüzde 10.8 seviyesine kadar yükselmiş durumda. Geçen haftanın bir diğer önemli verisi ise ABD tarımdışı istihdam verisi idi. İstihdam bakımından iyi bir veri olarak algılanırken, enflasyonist baskı yaratması açısından saatlik ücretlerdeki artış fazla tatmin etmiş görünmüyor. Genel olarak iyimser bir veri denilebilir ancak piyasaları heyecanlandırmadığı kesin. Veri sonrasında dolar endeksin 102 seviyesinden 101 seviyesine gerilemeler gözledik. Dolardaki küresel gerileme içeride dolar kurunda iyimser bir hava yarattı denilebilir.
Bu hafta içeride Pazartesi günü yılın ilk cari açık verisini alırken, beklenti anketi de enflasyon konusundaki beklentilerdeki bozulmanın şiddetini vermesi bakımından önemli olacak. Salı günü Hazine’nin 5 yıllık tahvil ihalesini alacağız. Çarşamba günü aralık ayı işsizlik verisi takip edilecek. Son gelen yüzde 12.1 seviyesindeki verinin ardından ve Hükümet’in iş dünyasından aldığı istihdam sözlerinin ardından işsizlik verisi gündemde daha fazla kalacak görünüyor. Ve Perşembe günü ise TCMB faiz toplantısını bekleyeceğiz. TCMB’nin nasıl bir aksiyon alacağı daha çok Fed’in nasıl bir aksiyon alacağı ile ilgili olacak. TCMB’nin toplantı tarihlerini bu şekilde dizayn etmesinin bir nedeni var.
Çarşamba günü Fed toplantısı dışarıdaki en önemli gündem olacak. Fed’in faiz artırması artık sürpriz değil. Hatta 2017 yılında üç faiz artırımı da artık sürpriz değil ve piyasalarda fiyatlandığını düşünüyoruz. Fed’in üç faiz artırım algısının yerine daha fazla faiz artırımı algısının yaratılması fiyatlanmış bir algı değil. Böyle bir durumda TCMB’de aksiyon alabilir. Bunun dışında her şey Fed’den beklenen yönde olması durumunda ise TCMB’nin herhangi bir değişiklik yapmasını beklemiyoruz.