Son toplantısında İngiltere Merkez Bankası’ndan para politikasında herhangi bir değişiklik beklenmiyordu. Orada negatif faiz tartışılırken Uğur, çoğu para politikası üyesinin negatif faizi desteklemediğini belirtti. Bunun nedeni ise, Avrupa Birliği’nde hâlihazırda uygulanan negatif faiz uygulamasının bir sonuç getirmediğini düşünmeleridir. BoE üyeleri, negatif faiz oranı uygulamasının zararlarının, faydalarından daha çok olduğu görüşüne vardı. Yine de bir açık kapı bırakılmış durumda. Çünkü, negatif faiz uygulamasına geçmek için bir hazırlık dönemi gerekiyor.
BoE üyeleri bunun için zaten bankalara ve bütün sisteme altı aylık bir hazırlık payı verdiler. Her ne kadar böyle bir durumda mudi olmak tercih edilmeyecekse de, negatif faiz ortamı şirketlere yatırım yapmaları için özendirici bir ortam oluşturuyor. Böyle bir durumda bankadan faiz geliri elde edeceklerine şirketler yatırım yapmayı tercih edeceklerdir, bu da istihdamı artıracaktır. Ancak Covid ortamında yatırım yapma kararı da zor oluyor.
Covid döneminde Avrupa’da daha çok tercih edilen yüzde yüz devlet garantili kredi verilmesi oldu. İngiltere ve Almanya Covid döneminde yüzde yüz devlet garantili kredi vermeyi tercih etti. Bu krediler de tabi ki bankalar aracılığıyla verildi. Ancak bu kredilerin geri dönmemesi durumunda bankaların zararı sıfır olarak duruyor.
Uğur’a göre; Covid süreci ülkelerin yeniden yapılanması için önemli bir fırsat olarak görülebilir. Bu dönemde kredi yoluyla büyüme yerine direkt devlet destekleri daha önemli olacaktır. Covid döneminde hem bütçe açığına getirilen limitler hem de devlet borcunun gayrisafi milli hasılaya oranı konusunda getirilen limitlerde bir parça daha esneklik tanındığından daha fazla devlet harcama olasılığı mümkün olacaktır. Uğur, bu oranlarda esnekliğin bir-iki sene daha sürmesini bekliyor, çünkü ona göre çok büyük yatırımlar gerekiyor; önemli sektörlerin çoğu büyük hasar aldığı için Avrupa Birliği bu sektörlere devlet yardımına devam edecektir. Özellikle hizmet sektöründe çok büyük hasarlar var. Uğur’a göre; bu destekler Avrupa Birliği’nde hibe şeklinde olmaya devam edecektir. Bir şekilde finansman para basarak da olsa sağlanıyor.
İngiltere ekonomisinden bahsederken Uğur, gelişmiş ülkelerde özellikle hizmet sektöründe çok büyük yaralar alındığına değindi. İngiltere, üretici ülke olma konumundan çok hizmet sektöründe (mühendislik, hukuk, yasal hizmetler, finans vb.) kendini geliştirmiş bir ülke idi. Cafe, restaurant ve eğlence merkezi gibi hizmet sektörlerinin İngiltere gayrisafi yurtiçi hasılasında çok büyük payı var ve bunların çoğu kapalı olduğu için büyük bir gelir kaybı yaşıyor. İnşaat sektörünün açılmasıyla da İngiltere ekonomisine belli bir canlılık gelecektir.
Brexit tarafına gelinirse, Dr. Uğur için Brexit süreci tamamlandı. Ancak İngiltere yönünden pek düşünülerek tamamlanmadı ve daha birinci günde sorunlar başladı. Örneğin balıkçılar ilk günden ihracat yapamadıklarını belirttiler ya da Avrupa Birliği’ne yapılacak ihracatlarda evrak işleri daha uzun günler sürmeye başladı. Uğur’a göre, bu sorunlar devam edecektir. Brexit, kağıt üzerinde tamamlanmış olabilir ancak uygulama tarafında çözülecek çok sorun var; bunlardan en önemlisi de finans sektöründe çözülmesi gereken sorunlar; örneğin bankalar Avrupa Birliği’ne hizmet vermek istiyorlarsa Avrupa Birliği’nde bir ülkede merkez kurmak zorundalar. Teknik olarak altyapısının hazırlandığını düşünmeyen Uğur, yapılan anlaşmaların 2021’de çok değişikliğe uğrayabileceğini düşünüyor. Ona göre halka söz verildiği için anlaşma biraz aceleye getirildi.