Geçen hafta, Ağustos ayı için sanayi üretimi rakamı açıklandı. Daha önce Ramazan bayramı Ağustos ayına denk geldiği için bu sene bu ayda takvimsel bir avantaj yaşanacağını belirtmiş, mevsimsel ve takvimsel etkiden arındırmadığınızda sanayi üretiminde sanki ciddi bir zıplama etkisi yaşanmış görüntüsü vereceğini söylemiştim. Zira öyle oldu.
Şevin Ekinci
Ekinci Economics ConsultingMevsim ve takvim etkisinden arındırdığımızda sanayi üretimi yüzde 5,2 yükselirken ham sanayi üretimi rakamı yüzde 12,6 arttı. Bu durumun zıt görüntüsü bu sene Türkiye’de Temmuz ayında yaşandı. Bu sene Ramazan ayı bayramı Temmuz ayına denk geldiği için ham sanayi üretimi rakamı çok düşük gerçekleşti yüzde 4,6 düştü ancak mevsim ve takvim etkisinden arındırdığınızda yüzde 3,9 büyüdü. Büyüme tahminlerimi yaparken ham verilere bakıyorum bunu not etmenizde fayda var.
Sanayi üretiminde neden sürdürülebilir iyileşme yok tartışmaları Türkiye’de dönüp dolaşıp hep yapısal reformlar konusuna bağlanır. Zaten konu buraya gelince de tartışma bitmiş olur. Çünkü yapısal reform çok geniş bir kavram ve maalesef Türkiye’de içi boş zannedilen bir konudur. Büyüme konusundaki sohbetler hep yapısal reformlara getirilip kapatılır.
Hâlbuki yapısal reformlar içi boş bir söylem değil. Yapısal reformlar geniş anlamıyla ekonomik-devlet yapısında yapılan değişiklikleri ihtiva eder ve verimliliği artırmak için uygulanır. 5 ana tanımda ele alırsak yapısal reformlar regüler yapıda, rekabet yapısında, kamu sektörü ve kamu güvenliğinde, kurumsal yapıda ve kanuni yapıdaki düzenlemeleri içerir. Bence burada en önemli faktör bu reformların denetlenmesinin bağımsız kurumlar tarafından yapılmasıdır, ikincisi de zaten bütçe fazlası olduğu dönemlerde ya da bütçe açığının az olduğu dönemlerde yapısal reformların başlatılması.
Bugün Avrupa Birliği’nde birçok yönetici Avrupa Birliği’nde büyümeyi tekrar canlandırmak için yapısal reformlara başvurulması gerektiğini söylüyor. Ancak Avrupa Birliği (AB)’ndeki büyümede yaşanan sorunla şu anda gelişmekte olan ülkelerde ve özellikle de Türkiye’de yaşanan büyüme oranındaki sorun birbirinden farklı nitelikte. AB’nin sorunu talep bazlı, hâlbuki yapısal reformlar büyümeyi arz bazlı destekler. Bizde ise sorun talep bazlı değil.
Yapısal reformların eksikliği yüzünden, büyüme tarafında uzun vadede diğer gelişmekte olan ülkelerle (Hindistan, Brezilya, Endonezya)aramızdaki fark çok daha hızlı açılacaktır. ABD Merkez Bankası’nın bitmek üzere olan gevşek para politikasının yarattığı bol para döneminin meyvesinden yapısal reformlar yapan ülkeler faydalanacaktır.
Hindistan’da yapısal reformlar
Geçtiğimiz hafta Hindistan, yeni seçilen başkanı Modi’nin söz verdiği ve öne sürdüğü ekonomik/ mali reformlar sayesinde, S&P derecelendirme şirketinden kredi notunda durağan görünümünü geri kazandı. S&P’nin 2012 yılının Nisan ayında Hindistan’ın notunu düşürmesinin başlıca sebebi yolsuzluk konularında gerekli reformları yapmamaları ve politik istikrarsızlıktan dolayı yabancı güvenini kaybetmesi idi. Ancak yatırımcı güveni Modi’nin seçilmesiyle yeniden tesis edilmeye başlandı. Hindistan’da büyümenin önündeki engellerden biri de enerji darboğazları; yeni hükümetin enerji konusunda reformlar için verdiği birçok söz var. Modi’nin eğitim konusunda verdiği reform sözlerinden sonra ABD’de birçok gazete Hindistan gençliğinin önünde çok parlak bir gelecek var diye haber yaptı. Modi Hindistan’da eğitim sistemine “Gujarat modeli” getirme konusunda söz verdi ancak bunun sadece eğitim düzeyi daha yüksek genç ve daha yetenekli işgücü mü yaratacağı yoksa aynı zamanda belli bir sağ ideolojiyi mi dayatacağı konusunda bazı çekinceler var (Dinanath Batra’nın kitapları okutulacak). Yeni hükümetin bu konuda verdiği reform sözlerinden sonra birçok analist Hindistan’ın önümüzdeki dönemde ciddi miktarda doğrudan yabancı sermaye (DYS) çekmesini bekliyor. 2015 yılında rekor düzeyde bir doğrudan yabancı sermaye bekleniyor.
Bunların dışında geçen yıl büyümenin (GSYİH) yüzde 2.3’ü kadar maliyet getiren sübvansiyona (yakıt gübre) getirilen kesintiler uzmanlardan oluşan yeni bir komitenin bu konuda yaptığı yeni araştırma bitene kadar ertelendi. Sübvansiyonlara devam edilecek. Ülkede kaldırılan milli mal ve hizmet vergisi Hindistan’ın birçok eyaletiyle yapılan ticaretteki engelleri kaldıracak ve GSYİH’a ciddi katkıda bulunacak.
Hindistan ekonomisinde sağlanan yeni istikrarın büyümeyi bu yılki yüzde5.5 seviyesinden gelecek sene yüzde 6.5’e taşıması bekleniyor. Ancak vergi, sübvansiyon ve işgücü piyasalarında getirilen bu yeni reformların aynı zamanda Hindistan’daki eyaletlerle de işbirliği içinde uygulanması gerekiyor ki bu da süreç alacaktır.
Brezilya’da yapısal reformlar
Brezilya’da henüz Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuçlanmamasına rağmen yolsuzluk konusu ülkenin geniş reform ajandasının çerisinde yer almış durumda. Yolsuzluk ile mücadele ülkedeki reformların ana unsuru. Yolsuzluk, Brezilya’da o kadar yaygın ki rüşvet, ülke GSYH’sinin yüzde 2,3’ünü oluşturuyor.
Brezilya’da yüksek mahkeme 1988 anayasasından beri ilk kez tarihe geçti ve yolsuzluktan suçlu bir senatörü ve oy kullanmada yolsuzluk yapan 25 kişiyi hapse mahkûm etti. “Temiz Kayıt” olarak adlandırılan yeni kanun daha önce bu konuda davası bulunan üç vali adayını, yüzlerce kongre adayını bu seçimlere katılmaktan men etti. Bu yılın başında yürürlüğe giren Yolsuzlukla Mücadele Kanunu hükümet içindeki kurumsal yapıyı modernize etmek için atılmış önemli bir adımdı. Ancak reform yanlısı politikacılar ve analistler sadece bunun değil aynı zamanda geniş çaplı bir politik reformun yolsuzluğun önlenmesine yarayacağını savunuyor. Yeni yapılan seçimlerden sonra bu geniş çaplı politik reform masada olacak. Bu yıl Ocak ayında yolsuzlukla mücadele reform paketi o kadar sağlıklı idi ki seçimlerde muhalefet partisi bile kazansa bu politik reform gerçekleşecek.
Yolsuzluk soruşturmaları zaman alan, oldukça pahalı olan ve sıklıkla yabancı hükümetlerle işbirliği gerektiren soruşturmalardır. Uygulama için devlet kurumlarının yeterli personel ve araca ihtiyacı vardır. Bu açıdan da Brezilya oldukça yol kat etti ve Bağımsız Başsavcılar yerleştirdi bu yolsuzluk soruşturmalarını araştırmak için. Petrobras şirketi gibi daha bir düzineden fazla şirket bu yeni kanun kapsamında soruşturulacak (Cyrella, PDG, Brookfields, vs). Bu şirketlerin çoğu Sao Paulo belediyesine rüşvet vermekten soruşturma altındalar. Bu şirketler rüşvet ve yolsuzluktan ceza yedikleri anda diğer şirketler için de örnek niteliğinde olacak.
Brezilya’da bu yapılan reformlarda ikinci adım tüm belediye, kongre, valilik ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini tek bir dönem beş yıllık döngüye bağlamak olacak. Belediye seçimleri bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden iki yıl sonra yapıldığı için Brezilya’daki siyaseti bağlıyordu, vergi ve sosyal reformları gerçekleştirmek zorlaşıyordu. Ülkenin belediye seçimlerini diğer seçimlerle aynı döneme denk getirmek yapısal reformları daha hızlı ve seri bir şekilde yapmak için hükümete alan tanıyacak.
Endonezya’da yapısal reformlar
Endonezya’da 20 Ekim 2014 tarihinde işbaşı yapacak olan yeni lider, yedinci başkanları Joko Widodo (Jokowi), ülkedeki enerji sektöründe önemli reformlar yapmaya hazırlanıyor. Bu hem enerjinin kanunsuz kullanımının önüne geçecek hem de kamu gelirini artıracak reformlar olacak. Buna ek olarak yakıt (fuel) sübvansiyonunda da reform yapılması planlanıyor. Bunun sayesinde bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 2,3’den yüzde 1,3’e düşürülmesi hedefleniyor. Bu yeni düzenleme sayesinde altyapı harcamalarına (temiz su, hijyen, sağlık, kamu ulaşım, iletişim, eğitim, elektrik vs.) hükümet daha fazla harcama yapma olanağı sağlayacak.
Türkiye’de olduğu gibi diğer gelişmekte olan ülkelerde de reform paketleri politik engellere, Parlamento’da muhalefetin engeline takılıyor, ancak oralarda en azından bu yapısal reform paketleri tartışılıyor. Biz daha tartışma aşamasına dahi geçebilmiş değiliz. Yapısal reformların ekonomiye olan katkısının aritmetik ölçümü hakkında bilgi sahibi olmak için Asya-Pasifik Ekonomik Örgütü tarafından hazırlanan bu çalışmaya (
http://publications.apec.org/publication-detail.php?pub_id=1113) göz atmanızı tavsiye ederim. Burada yapılan reformların verimlilik ve etkinlik hesapları ele alınan ülkeler için tek tek yapılmış. Kore, Yeni Zelanda, Şili, Avustralya, ABD, Rusya gibi ülkelerde birçok sektörde (havayolu, telekomünikasyon, elektrik vs.) gerçekleşen reformların ülke ekonomilerine getirisini hesaplıyor.