Sene başından itibaren özellikle Avrupa ekonomisi birçok riskin üstesinden gelebildi. Brexit ile başlayan fırtına Avrupa’da yaşanan bankacılık problemleriyle esmeye devam etti. İtalya referandumunun birlik için yarattığı tehlikeyi de bir şekilde öteleyen bölge ekonomisinde yeni sınav, merkez bankasının atacağı adımlar ile verilecek.
Geçtiğimiz dönemlerde hem tahvil alım miktarlarında artırıma giden hem de programın süresini uzatan yetkililerin bir sonraki adımı, piyasalarda yeni bir sürecin başlamasını sağlayabilir. Ekonomik hedeflerine gün geçtikçe yaklaşan Euro Bölgesi’nde geçtiğimiz dönem yayınlanan ekonomik projeksiyonlara daha da yaklaşıldı. 2016 büyümesi olarak yüzde 1.6’yı hedefleyen bölge ekonomisinde önceki gün açıklanan büyüme rakamının yüzde 1.7 olarak gerçekleştiğini gördük. Ekonomik aktivite açısından bölge ekonomisinden gelen veriler iyimserliğini koruyor. Önümüzdeki dönem beklentilerini yansıtması nedeniyle dikkatle takip edilen PMI verilerindeki olumlu tablo bölgenin iyi sinyaller verdiğine işaret etmekte.
Enflasyon hedeften uzak
Ekonomik aktivite açısından eli biraz olsun rahatlamış olan Euro Bölgesi’nin hedefleri arasında yüzde 2’lik bir enflasyon rakamının olduğunu biliyoruz. Veride her ne kadar kıpırdanma yaşansa da yükseliş ancak yüzde 0.6 seviyesine ulaşabildi. Yani TÜFE açısından bölge ekonomisinin alması gereken yol çok daha uzun. Parasal genişlemenin etkilerini gecikmeli olarak verilere yansıdığı gerçeğini göz önünde bulundurursak yakalanılan yükseliş ivmesi en azından 2017 yılı ilk çeyreğinde de hissedilmeye devam edilecektir. Başta Draghi olmak üzere yetkililerin yaptığı açıklamalar da ‘tahvil alım programının ekonomik hedeflere ulaşılana dek süreceği’ şeklinde. Görünümden emin olunmadığı süre boyunca da banka tahvil alım programı parametrelerinde keskin değişiklikler yapmaktan çekinecektir.
Bugün gerçekleştirilecek olan toplantıda ise Draghi ve ekibi ekonomik gidişatı bozacak bir karar almaktan kaçınacaktır. Bu çerçevede; geçtiğimiz dönemlerde tapering yani tahvil alım programını kademeli olarak azaltılacağı spekülasyonları ile gündeme gelen bankanın genişlemeci tavrını sürdürmesini bekliyorum. Toplantının ardından gerçekleştirilecek olan basın toplantısında Draghi ve ekibinin tahvil alım programı süresinin uzatması piyasalarca iyimser karşılanacaktır. Altı aydan kısa bir sürece uzatılan program bankanın son zamanlarda kendinden emin görünümünü bozacak bir etken olarak karşımıza çıkabilir. Benzer şekilde 80 milyar euroluk tahvil alım miktarının azaltılması da durulan suyun yeniden bulanmasına neden olabilir. Her ne kadar Brexit ve İtalya referandumunun doğurduğu sonuçlar şimdilik arka plana itilse de önümüzdeki dönemlerde bu riskler yeniden gündeme gelebilir. Birliğin sağlığı ve yerindeliğinin sorgulandığı şu günlerde Avrupa Merkez Bankası piyasalara her şey yolunda gidiyor imajını açıklamalarıyla birlikte verip, ekonomik projeksiyonlarında yukarı yönlü revizeler yapılabilir. Tahvil alım programında yapılabilecek süre uzatımı ile birlikte de banka, piyasaların güvenini bir kez daha kazanıp yeni yıla kendinden emin bir şekilde girmek isteyecektir.