Brexit’in gerçekleşmesi ve Trump’ın yeni ABD başkanı olması küresel çapta popülist görüşün taraftar toplamasını sağlamıştı. Fakat Hollanda ve Fransa seçimlerinde sağ görüşe sahip liderlerin seçilememiş olması birliğin dağılma ihtimallerini azaltarak bölge ekonomisine dair siyasi risklerin azalmasını sağladı Ve siyasi risklerin ortadan kalkmasıyla birlikte piyasalar, bölge ekonomisinde daha çok ekonomik gelişmelere odaklanmaya başladı.
Parasal genişleme programının meyvelerini toplamaya başlayan Euro Bölgesi’nden açıklanan veriler iyileşmeye devam ederken piyasalar, Avrupa Merkez Bankası’nın tahvil alım programında yapabileceği değişiklikler gündemde kendine yer bulmaya başladı. Geçtiğimiz gün açıklanan Avrupa büyüme rakamlarında revize gelmezken bölgesel olarak toparlanma sinyalleri korundu. Ekonomik aktivitedeki canlanma ile birlikte yeniden yükselişe geçen enflasyon beklentilere paralel şekilde yüzde 1.9 olarak açıklandı. Enflasyondaki yükselişin iyi boyutlara ulaşması Avrupa MB’nın hedeflerine yakın olduğu ve tahvil alım miktarında önümüzdeki dönemlerde değişime gidilebileceği algısını yarattı.
Haziran ayında gerçekleşecek Avrupa MB toplantısına odaklanan piyasalar bankanın Eylül ayında tahvil alım programı parametlerinde değişime gideceğine dair bir beklenti içerisine girmiş durumda. Fakat oluşan bu beklentinin altında hem siyasi risklerin azalmış olması hem de Avrupa ekonomisindeki iyileşme neden olarak gösterilebilir. Şu ana kadar açıklamalarda bulunan Avrupa Merkez Bankası yetkililerinin hiç biri parasal genişlemeden çıkışın yakın olduğuna dair bir açıklamada bulunmadı. Özellikle Başkan Draghi parasal genişleme programının enflasyondaki kalıcı yükselişten emin olununa kadar devam etmesi gerektiği görüşüne sahip. Yani tahvil alım miktarında azalışa gidilebileceğine dair yetkililerden herhangi bir sözlü yönlendirme gelmiş değil. Geçtiğimiz aylarda piyasalar benzer şekilde ECB’nin tahvil alım programını sonlandırmadan faiz artışına gidebileceğini fiyatlamıştı. Banka yetkililerden gelen açıklamalar ile bu fiyatlamanın piyasalardaki etkisin yitirdiğine şahit olmuştuk.Euro’daki son dönem yükselişi ise piyasaların kendine bir senaryo yaratması ve bu senaryoya ilk önce kendisinin inanmasından ileri geliyor. Avrupa’daki toparlanma yadsınamaz düzeyde fakat para politikasındaki değişiklikleri konuşmak için henüz yeterli kanıtın oluşmadığını düşünüyorum.
Haziran ayı Avrupa MB toplantısına kadar piyasalarda euro pozitif görünüm korunabilir. Fakat gerçekleşecek toplantıda Eylül ayında yapılabilecek bir değişime dair sinyal alınmazsa piyasalar yeniden tersine dönecektir. Son günlerde sert şekilde yükseliş gerçekleştirerek kısa vadedeki sıkışmayı bozan paritede ise haftalık görünüm artık takip edilebilir konumda. 1.1300 – 1.1350 bölgesi ise Avrupa MB beklentilerinin korunması koşuluyla yeniden radarımıza girebilir.