Seda Yalçınkaya Özer Yazarın Tüm Yazıları

Hasta adam Avrupa iyileşebilecek mi?

2dk okuma

23 Haziran’da Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda’dan oluşan Birleşik Krallık halkı referandum oylaması sonucunda Avrupa Birliği içerisine kalmama kararı verdi. Böylelikle Avrupa’da ekonomik, politik ve ticari açıdan yeni düzenlemelerin yapılacağı bir döneme geçilmiş oldu.

Haberin Devamı

Her ne kadar bu sürecin 2 ila 7 yıl arasında şekilleneceği ön görülse de Euro üzerinde yarattığı ilk şok etkisi halen daha sürmekte. Buna ek olarak, 19 üye ülkeye sahip Euro Bölgesi kendi iç dinamiklerindeki zorlukları yaşamaya devam ediyor. İtalyan Bankalarının yarattığı stres, İspanya ile Portekiz’in bütçe kontrollerindeki zorluklar ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) savaştığı ekonomik bozulmalar, Euro Bölgesi ve kıta ülkelerinde varolan riskler Temmuz ayı içerisinde tekrar gündeme geldi. İngiltere referandumu sonrasında 1.09 seviyelere kadar gerileyen EUR/USD paritesi her ne kadar mevut durumda sınırlı bir yükselme içerisinde olsa da Birlikteki sıkıntılar pariteyi baskı altına almaya devam ediyor.

İtalyan Bankaları zor durumda…

Euro Bölgesi’nin dördüncü en büyük bankacılık sektörüne sahip İtalya’da, İtalyan bankalarının verdiği kredilerin yaklaşık yüzde 17'sinin geri ödenemez hale gelmesi kredilerin takibe düşmesine yol açmış durumda. Yapılan çalışmalarda geri ödenmeyen krediler nedeniyle 360 milyar Euro civarında bir kayıpla yüz yüze olan İtalyan bankalarının yılbaşından bu yana ortalama yüzde 50'nin üzerinde değer yitirdiği belirtiliyor. 29 Temmuz’da İtalyan bankaları üzerinde yapılan stres testleri sonuçlanmış olacak. Bu tarihte hasarın ne kadar büyük olduğu daha net anlaşılacak. Bu noktada en büyük tehdit, Euro Bölgesi bankacılık sektörü üzerinde oluşabilecek bir sarmalla diğer ülkelere de domino etkisi yaratması.

İspanya ve Portekiz yüksek bütçe açığı ile mercek altında…

Haberin Devamı

İspanya ve Portekiz’in bütçe açığı milli gelirlerinin Avrupa’da kabul gören yüzde 3 sınırını aşmış durumda. Her ne kadar Avrupa Birliği Komisyonu tarafından söz konusu ülkelere ceza gelebileceği belirtilse de şu an bu durum izlemede görünüyor. Buna karşın İspanya ve Portekiz’e tanınan sürede bütçe kontrollerini sağlayamama durumunda yeni Komisyon tarafından yeni yaptırımlar devreye girebilir.

Fed algısı devam ediyor…

2016 yılına Amerika Merkez Bankası’nın (Fed) 4 faiz artırımı yapabileceği beklentisi ile girmiştik. Süreç içerisinde yaşanan global gelişmelere bağlı olarak Fed’in 2016 yılı içerisinde iyimser bakışta 1 faiz artırımı, global koşulların uyum sağlayamaması durumunda ise faiz artırımı yapmayacağı yönünde beklentiler şekillenmiş durumda. Bu durum Euro’nun Dolar karşısında daha da fazla değer kaybetmesini sınırlıyor. Diğer yandan ECB’nin 10 Mart’ta aldığı genişleyici para politikasının uygulamada nasıl ve ne kadar etki edeceğini görmek istemesi, ECB’nin yakın dönemde daha da genişlemeyeceği algısı yaratıyor.

Son olarak, Avrupa Merkez Bankası (ECB) para politikası önlemleri ile Euro Bölgesi ve üye ülke ekonomik çarklarının işlemesini sağlamaya çalışsa da, ülkelerin kendi yapısal reformlarını sağlamaları gerekmekte. İçinde bulunduğumuz süreçte Euro Bölgesinde var olan riskler önemlerle kontrol altına alınabilir. Buna karşın risklerin kontrol altına alınması iyileşme sağladığı anlamına gelmemelidir.

Haberin Devamı

EUR/USD Teknik Görünüm

Haberin Devamı

EUR/USD paritesi uzun zamandır 1.08 – 1.1450 geniş bant aralığında yatay seyrini sürdürüyor. Euro’nun Dolar karşısında net bir güçlenme sağlayabilmesi için 1.1450 direncini yukarı yönde kırması gerekmekte. Her ne kadar kısa vadede Euro 1.11 seviyesi üzerinde tutunma sağlama isteğinde olsa da, mevcut durumda 1.10 – 1.11 bölgesinde dengeleniyor. Özetle, paritenin kısa vadede 1.10 destek seviyesini aşağı yönde kırması satış baskısını artırabilecek bir etken olmasıyla birlikte, 1.1170 seviyesi üzerinde izleyeceği inatçı seyirlerde yükselme potansiyelini artırabilir.