Nitekim bu haftanın geneline baktığımızda da seçim sonuçlarına dair özellikle Trump yanlılarının ikna olmaması ve birtakım protesto gösterilerine kalkışmaları durumu biraz sıkıntılı hale getirdi. Bu konuda Trump tarafından da oy sayımlarının yeniden yapılmasına dair söylemler duyuyoruz. Bu durumun önümüzdeki günlerde de pek değişeceğini tahmin etmiyoruz. Dolayısıyla biz ABD seçimlerini daha konuşmaya devam ederiz.
Küresel piyasalarda da bu belirsizlik ortamı kendini gösterince ilk etkiyi gerileyen dolar endeksi ve yükselen ons altında gördük. Seçimden sonra Dolar endeksi %1.5 kadar değer kaybı yaşadı. Eylül ayındaki seviyesine doğru bir hareket sözkonusu oldu ve bu düşüş devam ederse 92’nin de altında 91.70 seviyesi desteğini kırma olasılığı da gerçekleşebilir. Bu hafta Amerikan dolarına karşı herşey değer kazanmaya başladı. Brezilya reali listenin başında iken TL haricinde tüm gelişmekte olan para birimleri Amerikan dolarına karşı değer kazanmış durumda ve TL negatif ayrışmış vaziyette. 5 yıllık CDS primleri tarafında da gelişmekte olan ülkelerde gerileme sözkonusu iken Türkiye’nin CDS primleri halen 558 puan seviyelerinde ve artış trendi halen devam ediyor.
Ons altın seviyesinde kritik 1.910 dolar direncinin aşılmasının sonusunda 1.952 dolar seviyesine çok hızlı bir yükseliş gördük. Öte yandan ABD dolarının değer kaybı ile Euro/dolar paritesi de yeniden 1.18 seviyesinin üzerine çıkarak 1.823 seviyelerine kadar geldi. Eğer genişleme politikalarının sonucu olarak şu anda dolaşımda bu kadar para olmasaydı biz Euro/dolar paritesini 1.20’lerin dahi üzerine hızlı şekilde çıktığını görebilirdik. Dolayısıyla paritelerdeki bu kademeli olan artışı da küresel ekonomilerde dolaşımdaki paranın çok olmasına bağlayabiliriz. Hatta öyle ki bu hafta ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısının da önceki toplantılara göre daha geri planda kaldığını gördük. Fed Başkanı Powell da zaten toplantı sonrasındaki söylemlerinde adeta önceki toplantılardan bir derleme yaparak bilindik cümlelerden oluşan açıklamalarını yaptı ve yeni bir şey söylemedi. Öte yandan İngiltere Merkez Bankası tarafından da genişleme konusunda çok değişik bir açıklama gelmedi, ancak o tarafta Brexit biraz daha öncelikli olduğu için İngiltere’nin masasında şu anda ekonomilerin yeniden kapatılmış olması ile Brexit konusu var. Avrupa’da vaka sayıları artarken Avrupa Merkez Bankası’nın da yeni bir genişleme paketi açıklama arefesinde olduğuna ilişkin duyumlar geliyor, çünkü artan vakalar nedeniyle ekonomilerde yeniden kısmi kapanmalar olmaya başladı. Kasım ayı sonuna doğru bu kapanmalar neticesinde Avrupa’daki ticarette daralmalar da görebiliriz.
Bu ortama rağmen yine de nispeten sakin kalan başkan adayları kanadında eğer gerginlik başlar ve karşılıklı atışmalar artarsa kötü senaryo daha da belirgin olur ve piyasalarda riskli varlıklardan tam bir kaçış ile tüm enstrümanlarda büyük satışlar görebiliriz. ABD borsa endeksleri bu hafta içerisinde özellikle Nasdaq önderliğinde artış göstermiş olsa da, gelmesi muhtemel olacak satışlarla yeniden bu yükselişleri geri verebilir. Buradaki önemli soru ise satışların gelmesinin ardından güvenli liman olarak paranın kayacağı mecranın neresi olacağı? ABD tahvilleri mi olacak yoksa altın mı olacak? Haftanın son 2 gününde ons altın bu kimliği biraz daha üstlenmiş gibi... Ancak ABD tahvillerine olan tercih de Biden’ın seçimi kazanmasına dair bir fiyatlama içerisine girmiş görünüyor. Görünen o ki bu belirsizlik ortamı devam etmesi kısa orta vadede ons altın tarafında yükseliş etkisini göstermeye devam ederken özellikle şu anda seçimi önde götüren Biden’ın ABD’nin yeni başkanı olduğuna dair sonuçlar netleşirse uzun vadede ABD 10 yıllıklarına yönelim artacak gibi.