Mart’tan Nisan’a Kalan: Soru işaretleri ve yön arayışı

3dk okuma

Küresel ve yurtiçi hisse senedi piyasaları Mart ayı başında ulaştığı zirve seviyelerin ardından ay boyunca yön arayışı içinde, rüzgâr önünde savrulan yaprak misali, kararsız ve sıkıntılı bir seyir izledi.

Haberin Devamı

Geride kalan bir aylık döneme dönüp baktığımızda; “Şubat”tan iyimser bir hava devralan “Mart”ın bir çok soru işaretini “Nisan”a temettü olarak dağıtacağı görülüyor…

Adım adım bahse konu soru işaretlerine geçelim:

  • Geçen hafta detaylı bir şekilde ele aldığımız gibi hisse senedi piyasalarında görülen önemli ralli hareketini tetikleyen gelişme; kasım ayında ABD’nin yeni başkanı olarak Trump’ın seçilmesi oldu.

Öyle ki; Trump öncesi görülen diplerden mart ayı başında ulaşılan zirvelere kadar görülen yükseliş ABD piyasalarında % 15 – 18, BİST-100 tarafında % 25 civarına kadar ulaştı.

  • Mart ayı ekonomi takvimini kritik hâle getiren önemli merkez bankaları faiz kararlarının ay ortasında görülmesinin ardından ağırlıklı olarak sakin seyreden ekonomiye ilişkin veri akışı piyasaların odağını siyasi ve jeopolitik haber akışları ile teknik dinamik ve değerlemelere kaydırdı.

Öyle ki; piyasalardaki soluksuz yükselişin ardından önemli bir düzeltme hareketi getirebileceğine ilişkin endişeler ve/veya beklentiler giderek artmaya başladı.

  • Tam da bu sırada, yükseliş hareketini tetikleyen Trump cephesinden endişeleri artıracak haberler geldi. Trump’ın, ilk icraatlarından olan göçmenlere yönelik attığı adımların ciddi eleştiri alarak hukuki sürece takılmasının ardından; “Obamacare” olarak bilinen sağlık reformuna ilişkin düzenlemelerin kendi partisi tarafından yeterli desteği bulamayarak geri çekilmesi de ekonomi ile ilgili vaatlerinin ne ölçüde ve ne zaman gerçekleşeceğine dair soruların artmasına yol açıyor. Bir diğer soru işaretinin de, FBI’ın Trump – Rusya ilişkilerine yönelik başlattığı soruşturma olduğunu da not edelim. 29 Nisan’da başkanlığının ilk 100 günü tamamlanacak Trump’tan, ekonomi vaatlerine ilişkin hâlen somut bir adım görebilmiş değiliz.  

Öyle ki; Trump’ın ekonomi vaatleriyle coşan piyasalar şimdi inceden inceye son 4 – 5 ayda fiyatladıklarının bir Amerikan Rüyasından mı ibaret olduğunu tartmaya başladı.

  • Anayasa’daki bazı maddelerin değiştirilmesine ilişkin 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasına yaklaşık 2 hafta kalmasına karşın sonuçlara ilişkin anketler hâlen net bir renk vermiyor. Kararsızların payının yüksek kalmaya devam etmesi sonuçların tam olarak kestirilememesine neden olduğu gibi piyasalarda da anlamlı bir referandum fiyatlaması yapılamamasına yol açıyor. Bunlara ek olarak, son günlerde yaşanan gelişmeler ve verilen mesajlar da sonuçlar görüldüğünde nasıl bir piyasa fiyatlamasının olacağına dair soru işaretlerini artıyor. Bu anlamda, özellikle, en büyük dış ticaret ortağımız olan Avrupa’yla iyiden iyiye gerilen ilişkiler ve 16 Nisan’ın ardından Avrupa Birliği’yle yürütülen müzakere sürecinin devam edip etmeyeceğine dair de bir referandum yapılabileceği, bazı sürprizlerin görülebileceği gibi mesajlar önemli etki unsurları olarak görülebilir.

Öyle ki; “Piyasanın tepkisi ‘Evet’ çıkarsa şöyle olur, ‘Hayır’ çıkarsa böyle olur ve kalıcı yön de öyle olur…” gibi bir cümle kurmak hiç kolay değil…

  • Fed yöneticileri yine sözlü yönlendirme silahını aktif hâle getirdi. İlk faiz artırımına şerh koyan bir üyenin görüldüğü ve 2017 yılına dair toplam 3 faiz artırımı beklentilerinin korunduğu toplantının ardından Fed üyelerinden yine sık sık ve farklı tellerden çalan açıklamalar gelmeye başladı.

Öyle ki, faiz artırmayalım diyen de, yılın geri kalanında 1 ya da 2 faiz artıralım diyen de, bu yılı 4 artırama tamamlayalım diyen de var…

Haberin Devamı

Lâfı çok uzatmamak adına öne çıkan diğer soru işaretlerine de kısa kısa değinelim:

  • İlk olarak “15 Temmuz sürecinin ardından 20 Temmuz’da ilân edilen, 2 kez uzatılan ve 19 Nisan’a kadar geçerli olan OHAL yeniden uzatılacak mı uzatılmayacak mı?” soru cümlesiyle başlanabilir.
  • Fırat Kalkanı Harekâtı’nın dün itibariyle resmen sona erdiği ve ihtiyaç duyulursa başka operasyonların başlatılabileceği ifade edildi. Bölgedeki son gelişmeler ile ABD ve Rusya’nın tutumları dikkate alındığında, direk akla gelen ve sonu yine soru işaretiyle bir diğer cümle de: “Peki şimdi ne olacak?”
  • Pazartesi mart ayı enflasyon rakamları açıklanacak ve çok büyük bir sürpriz olmazsa çift haneli seyir devam edecek. Hâl böyle olunca, “Çift hanelerdeki seyir daha ne kadar sürer?” de soru işaretiyle tamamlanan bir diğer cümle oluyor…
  • Ekonomiyi ve finansal piyasaları destekleme yönünde alınan önlemlerin olumlu etkileri özellikle finans sektörüne yönelik verilere önemli katkı yapmaya başladı. “Ilımlı toparlanma kalıcı ve güçlü bir büyümeye dönüşebilecek mi? İşsizlik tarafında gözlenen can sıkıcı görüntü yakın dönemde tersine dönecek mi”…

Mart’tan Nisan’a kalan başlıca soru işaretleri ya da diğer bir ifadeyle bir süredir devam eden yön arayışının ana nedenleri bu şekilde sıralanabilir. Dileğimiz, tüm bu soruların Türkiye Ekonomisi ve TL varlıklar lehine olacak yanıtlarla neticelenmesi. Takvime ve gelişmelere bakıldığında yukarıda sıralanan soruların önemli bir bölümünün oldukça yakın bir dönemde yanıt bulabileceğini de söylemek lâzım.

Soru işaretleri üzerine kurulan yazıyı son bir soruyla tamamlayalım:

“Bakalım, soru işaretlerinin yaptığı parazit nedeniyle bir süredir navigasyonu randımanlı çalışmayan piyasalar çok mu yanlış geldi, yoksa doğru yolda mı?

BORSA VE DOLARDA NE BEKLEMELİ?

BİST-100

Ay boyunca devam eden yön arayışı nedeniyle Mart ayının ilk haftasında BİST-100’e ilişkin paylaştığımız teknik grafik ve yorumda hâlen ciddi bir revizyon yapma ihtiyacı doğmadığından kısa vadeli destek – direnç seviyelerini ağırlıklı olarak korumaya devam ediyoruz. Ay başından sonra geçen hafta yeniden test edilen ve son 2.5 yılın zirve seviyeleri olan 91.450 direncinin kırılmaması ardından gelen düzeltme hareketi, yukarıda ele aldığımız gelişmeler nedeniyle bir miktar derinleşti. 21, 50 ve 200 saatlik hareketli ortalamaların yakınsadığı 89.800 desteğinin kırılması kısa vadeli seyir açısından negatif bir sinyal olarak değerlendirilebilir. Artık direnç hâline gelen bu seviyenin altında kalındığı müddetçe yatay – sıkışık hareketleri ve düzeltme eğiliminin sürmesi beklenebilir. Olası düşüşlerde 88.650 ve 87.750 destekleri takip edilebilir. Diğer taraftan, olası yukarı yönlü hareketlerde 89.800 seviyesindeki direncin kırılması durumunda, saatlik grafikte kabaca 89.600 – 91.200 aralığındaki ve 90.300 – 90.600 aralığındaki boşlukların (siyah çemberler) dolması beklenebilir. Her ne kadar son günlerde yükselişin devamlılığına dair olumsuz sinyaller görülse de özellikle 90.800 direnci üzerinde kapanış görülmesi durumunda kısa vadeli en kuvvetli direnç olan 91.450 seviyesinin kısa vadede yeniden test edilme olasılığı da halen masada.

DOLAR/TL

Haberin Devamı

Bir süredir 3.60 – 3.65 aralığında seyreden Dolar/TL’deki sıkışmanın da başta Trump ve Fed’e yönelik beklentiler ile sonlanma denemelerine geçtiği görülüyor. Dolar endeksinde (DXY) gözlenen düşüşle geçen hafta 3.5885’e kadar gerileyen dolar/TL, bu hafta hem DXY’de görülen toparlanma hem de kamu bankası yöneticisinin ABD’de göz altına alındığı haberi sonrasında 3.6637’ye kadar yükselse de; ve yeniden 3.60 – 3.65 TL bandına döndü. Ağırlıklı olarak bu banttaki seyrin bir süre daha devam etmesini beklemekle birlikte; Trump ve Fed’e yönelik haber akışları ile DXY’ın seyri başta olmak üzere siyasi ve jeopolitik gelişmelerin kurun seyrinde ani ve sert hareketlere yol açmasını bekleyebiliriz.

Haberin Devamı

Olası yükselişlerde, özellikle kamu bankası yöneticisinin gözaltına alındığı haberi sonrasında test edilen 3.6637 seviyesi ve 50 saatlik ortalamaya karşılık gelen 3.6750 TL seviyesinin kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu dirençlerin kırılması, kısa vadeli yeni bir yükseliş dalgasının sinyali olarak görülebilir. Diğer taraftan olası geri çekilmelerde dolar/TL’nin yeniden 3. 60 TL altına sarktığı görülebilir. Ancak, mevcut risk-belirsizlikler göz önüne alındığında; ekstra bir gelişme olmadıkça, olası geri çekilmelerde 3.50 – 3.55 TL aralığı test edilse dahi; bu aralıkta ya da altında kalıcı olunması ihtimalinin zayıf olduğu yönündeki görüşümüzü korumaya devam ediyoruz. Ocak ayı başında test edilen tarihi zirveden, şubat sonunda test edilen dip seviyeye göre grafik üzerinde çizilen Fibonacci Düzeltme seviyeleri kısa vadeli destek – dirençler olarak izlenmeye devam edilebilir.