TÜFE’nin on iki aylık ortalamalara göre değişim oranı da yüzde 9,09’dan yüzde 11,10’a yükseldi. Çekirdek enflasyon göstergeleri olan B Endeksi (İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE) ve C endeksi (enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE) sırasıyla aylık bazda yüzde 1,47 ve yüzde 1,70 artış göstererek yıllık bazda 2003 yılından bu yana en yüksek seviyeler olan yüzde 12,77 ve yüzde 12,64’e ulaştı. Açıklanan rakamın, piyasadaki konsensüs ve bizim beklentilerimizle uyumlu olması nedeniyle, etkisini “Nötr” olarak yorumluyoruz. Diğer taraftan, yurtiçi ÜFE aylık bazda yüzde 3,79 oranında artışla yıllık bazda yine 2003 yılından bu yana gözlenen en yüksek seviye olan yüzde 20,16’ya ulaştı. ÜFE’deki dikkat çekici artış da özellikle enerji fiyatlarındaki artışın başı çektiği görüldü.
Mayıs’ta, TL’deki değer kayıpları ve enerji fiyatlarındaki yükselişin getirdiği maliyet baskıları ile gıda fiyatlarındaki Ramazan Etkisi öne çıktı. Hatırlanacak olursa, Türk Lirası mayıs ayında sepet bazında (yüzde 50 dolar-yüzde 50 Euro) yüzde 10 değer kaybederken, brent petrol yüzde 4 yükseldi. Tarihsel olarak mayıs aylarında mevsimsel etkilerle negatif seviyelerde gerçekleşen gıda ve alkolsüz içecekler (Ağırlık: yüzde 23,03) grubundaki artış yüzde 1,45 oldu (2003-2017 ortalaması: -yüzde 0,62). Ana harcama gruplarına bakıldığında aylık bazda en büyük katkılar sırasıyla 0,41 bp ile Ulaştırma, 0,38 bp ile Giyim ve Ayakkabı ve 0,33 baz puan ile Gıda ve Alkolsüz İçecekler gruplarından geldi. Aylık bazda en hızlı artışlar ise sırasıyla yüzde 5,21 ile Giyim ve Ayakkabı (Ağırlık: yüzde 7,21), yüzde 2,32 ile Ulaştırma (Ağırlık: yüzde 17,47) ve yüzde 2,06 ile Çeşitli Mal ve Hizmetler (Ağırlık: yüzde 4,76) gruplarında gerçekleşti. Herhangi bir harcama grubunda aylık bazda düşüş gözlenmezken, en düşük artış yüzde 0,15 ile Alkollü İçecekler ve Tütün (Ağırlık: yüzde 5,14) grubunda gözlendi. TÜFE gelecek birkaç ay içinde yüzde 13’ü aşabilir.
Aralık 2017 itibariyle çekirdek TÜFE göstergelerinde gözlenen düşüş eğilimi geçen ay ki yataylaşmanın ardından mayıs itibariyle artış trendine girdi. Çekirdek göstergelerde gözlenen bozulmanın kısa-orta vadeli enflasyon görünümü açısından olumsuz. Buna ek olarak, 2018 yılı itibariyle gözlenen olumlu baz etkilerinin şimdilik sonlanmış olması, üretici fiyatlarındaki yükselişin tüketici fiyatlarına potansiyel geçişkenliği ve dolar/TL kurunun gerek reel anlamda gerekse de psikolojik olarak yüksek seviyelerdeki seyrini korumaya devam etmesi de enflasyon görünümü açısından tehdit oluşturan diğer kritik unsurlar. Yakın dönemde TL’de gözlenen sert değer kayıplarıyla birlikte 2018 yılı için tek haneli enflasyon gözlenme olasılığı tamamen masadan kalkmış oldu. Enflasyondaki yükseliş eğiliminin en azından birkaç ay daha devam etmesini ve gelecek birkaç aylık dönemde içinde yüzde 13 seviyesini aşabileceğini öngörüyoruz. TCMB’nin yakın dönemde para politikasında attığı güçlü sıkılaştırma adımları ile ilerleyen aylarda pozitif baz etkisinin yeniden canlanmaya başlayacak olması gibi unsurlar özellikle 3. çeyreğin sonuna doğru yıllık TÜFE’deki artış eğiliminin yataylaşmaya başlamasını, hatta bir düşüş trendi gözlenmeye başlamasını sağlayabilir. TL’deki sert değer kayıpları sonrasında 2018 yılsonu TÜFE hedefimizi yüzde 9,3’ten yüzde 11,0’a revize ettik. Bugünkü rakamlar TCMB’nin 7 Haziran Perşembe günü gerçekleştireceği olağan Para Politikası Kurulu toplantısı öncesindeki son enflasyon verileriydi. TCMB’nin yakın dönemde gerçekleştirdiği sert sıkılaştırma ve sadeleşme adımları sonrasında açıklanan rakamların yüksek ancak piyasa beklentileriyle uyumlu gerçekleşmesi de dikkate alınırsa, (toplantıya kadar TL’de ekstra bir değer kaybı görülmediği takdirde) bu haftaki toplantıda 50-75 baz puan civarında ölçülü bir faiz artırımının gelmesi sürpriz olmayacaktır.
BIST-100
Nisan ayı başından itibaren 115 bin seviyesinin kalıcı olarak kırılmasıyla endeks üzerinde artan oynaklık ve aşağı yönlü baskı devam etmekte. Yakın dönemde 2 defa 100 bin psikolojik desteğinin altına sarkan endeks 97 bin 800 civarını dip edinmeye ve yeniden 100 bin üzerinde tutunmaya çalışmakta. Bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda gözlenecek tepki alımlarının kısa vadede kalıcılaşabilmesi adına 100 bin 800 direncinin aşılması önemli. Olası yukarı yönlü hareketlerde kısa vadede 103 bin 400 – 103 bin 750 kısa vadeli en kritik direnç konumunda. Negatif senaryoda ise, yani 97 bin 800 desteğinin kırılması durumunda ilk aşamada satışların hızlanması ve 95 bin 300 ve 92 bin 800 desteklerinin radara girmesi beklenebilir.
Dolar/TL
Yüksek seyreden enflasyon ve cari açık ile siyasi-jeopolitik belirsizlikler dolar/TL’nin oynak ve yüksek seviyelerde seyretmesine neden olmaya devam ediyor. Kısa vadede kurun yönü açısından 7 Haziran Perşembe günü TCMB’nin vereceği karar önemli belirleyicilerinden biri olacak. TCMB’nin piyasaları tatmin edecek yönde bir adım atması kurun 4,60 TL altında kalıcılaşması ve 4,45 – 4,50 TL destek bölgesine doğru hareketlenmesi beklenebilir. Diğer taraftan, TL’deki değer kaybını ve/veya doların küresel olarak değer kazanmasını tetikleyecek olası gelişmelerde kısa vade 4,65 TL en kritik direnç konumunda. Bu direncin kırılması durumunda kurdaki oynaklığın artması ve 4,75 TL’ye doğru bir hareket gelmesi beklenebilir. TCMB kararına kadar kurun yatay sıkışık bir seyir izleyeceğini düşünmekteyiz. TL’nin değer kazanmasını sağlayacak gelişmelerin kur tarafına yansımaları yaklaşan seçimler nedeniyle görece kısıtlı kalabilir.