Kuşkusuz bu temayı destekleyen önemli bir unsur ABD’de enflasyonun hız kazanacağı yönündeki beklenti. Açıklanan ekonomik veriler bu tezi destekliyor ve uzun vadeli ABD faizleri yükseliyor.
TREND DEĞİŞTİ Mİ ?
Birkaç haftadır sizlerle dünya genelinde hisse senedi fiyatlarının normali aşan değerlere yükseldiğini ve geride kalan iki ay veya iki yılı çağrıştıran bir rallinin sürmesini beklemediğimi paylaşıyordum.
Cuma günü ABD borsalarında yaşanan % 2,5’luk kaybı bu gerçek ile yüzleşmek olarak yorumlayabiliriz.
Ancak kısa vadede büyük bir çöküş veya korkunç bir satış dalgası beklemiyorum. Halen baz senaryom 2018 ilk yarısı için tepesi cari seviyelere yakın dibi cari fiyatlardan yüzde 5 – 10 kadar aşağıda olan yatay bir seyir.
2018 ikinci yarıyılda bu yatay seyrin yerini dip ve tepelerin görece daha aşağıda oluştuğu ılımlı negatif bir seyahate bırakabileceğini 2019 yılının ise karamsarları haklı çıkarabilecek tehditlere sahne olabileceğini düşünüyorum.
Özetle 2018 yılının yatay sayılabilecek bir seyre olacağını, düştükçe alalım yükseldikçe satalım stratejisinin taraftarlarını mutlu edebileceğini düşünüyorum.
Dow Jones önceki haftayı tarihi rekor olan 26.616 seviyesinde tamamlamıştı. Geçen hafta % 4,1 değer kaybederek 25.520 puana geriledi.
Pekala tepkiler gelebilir. Ancak zirve seviyenin en azından yılın ilk çeyreği içinde aşılmasının güç olduğu görüşündeyim.
Önümüzdeki 6-7 haftalık parkurda ana akımın aşağı yönde gelişmesi ve ABD endeksinin en azından 24.200 puan civarına gerilemesi bana daha muhtemel geliyor.
Bu değer kaybı gerçekleşirse 24.200 kısa vade adına dip olabilir mi ? Mümkün. Ancak peşin hükümle bu yönde bir beklenti inşa etmek için erken.
Bu soruyu bir kenara not edip yanıtını ilerleyen haftalarda aramak daha doğru.
BORSA İSTANBUL
Bizim endeks de Dow Jones’un halay başı olduğu bu sirtakinin etkisi altına girmiş görünüyor. Geçen hafta yaşanan satışın merkez üssü banka hisseleri oldu.
Önceki hafta yaşanan % 12’lik artışı takiben BIST Banka endeksinin % 3,5 değer kaybı yaşaması şaşırtıcı değil.
Dış borsalara bağlı olarak borsa endeksinde belirli perdelerde tepki yükselişleri görebiliriz. Ancak bu tür ataklara adres teşkil edebilecek destek seviyelerine haftalık bir yazıda yanıt aramak güç.
Hafta içinde twitter üzerinden anlık reflekslere bağlı beklentilerimi paylaşırım.
Ara akımları bir kenara bırakıp kısa vadeli ana akıma odaklanırsak ben BIST’in bir yukarı iki – üç aşağı bir seyirle önümüzdeki 6-7 hafta içinde 110.000 puan civarına gerileyebileceği görüşündeyim.
Velev ki bu geri çekilme gerçekleşti alım fırsatı olarak mı görmeliyiz derseniz; erken seçim sürprizi yoksa dış ilişkilerde alışılmışın ötesinde bir gerilim yaşanmıyorsa prensip olarak evet.
Ancak bu soruyu ve yanıtını da ilerleyen haftalara rezerv edelim.
DOLAR NE KADAR YÜKSELEBİLİR ?
Geçen hafta para piyasalarındaki seyir dolar veya euro manşetli değildi. Bence öne çıkan gelişen ülke para birimlerindeki zayıflıktı.
Risk alma iştahındaki kırılma ile açıklayabileceğimiz bu fiyatlama bir süre daha devam etme potansiyeli taşıyor.
Çarşamba günü ABD’nin Ocak ayı enflasyonu açıklanacak. Bu veri gelişen ülke paralarının ve USD’nin seyri üzerinde güçlü etki gösterecek.
Doğrusu ben 21 Mart 2018 tarihine kadar olan kesitte USD’nin görece güçlü ve gelişen ülke paralarının görece zayıf seyrini sürdürebileceği görüşündeyim.
Bu tarihte FED toplantısı var ve dikkatler 2019 tahminleri üzerine odaklanacak.
Şubat başında risk alma iştahındaki kırılma ile başlayan USD pozitif hal Mart ayında eyvah FED temalı bir kaygı ile hız kazanabilir.
İşte FED toplantısı da bu akımın tepe noktasına ev sahipliği edebilir.
Bu nedenle USDTL’de 3,73 desteğinin kuvvetlendiğini 3,82 direncinin ise var olan dışsal akım ile yetersiz kalabileceğini düşünüyorum.
Başka bir deyişle ABD para biriminin önümüzdeki 6-7 haftalık dönem içinde Türk Lirası karşısında 3,90 civarına ( belki 3,98 ) yükselme şansı yakaladığı görüşündeyim.
DEĞİŞİM ZAMANI
Pusula okurlarının ağırlıklı bir bölümünün borsa sevdalısı olduğunu biliyorum. Bu normal çünkü önceki yıllarda büyük ağırlığı borsaya veriyor diğer seçenekleri daha az işliyordum.
2019 yılı yaklaştıkça bu tema yerini tahvil altın gümüş dahil her finansal enstrümana eşit mesafede duran bir çizgiye bırakıyor.
Gelişi güzel plansız / programsız bir değişim değil bu.
Küresel şartlarda yaşanacağını düşündüğüm evrime hem kendimi hem okurları adapte etmeyi amaçlayan bir dönüşüm.
Geride kalan dokuz yıl dünya genelinde borsa endeksleri müthiş bir ralli yaşadı. Hisse senedi fiyatları dolar bazında ortalama % 150 arttı. Ülkemizde de % 85 yükseldi.
Önümüzdeki bırakın dokuz yılı iki yılın dahi benzer şekilde gelişmesini beklemediğim için artık tüm finansal varlıklara eşit mesafede durmak gerektiğini düşünen bir fon yöneticisiyim.
Sizlere de bakış açınızı değiştirmenizi, tüm yatırım yapılabilir varlık gruplarını belirleyerek elde kalem kağıt portföyünüzde yer verebileceğiniz maksimum ağırlıkları not etmenizi öneririm.
Sakın ola duygusal davranıp herhangi birinin karşısına üst limit % 100 yazmayın.
Duygusallık finansal piyasalarda en büyük zafiyettir.
Herhangi bir finansal varlık size alınabilir diye mi düşündürüyor tahsis ettiğiniz üst limitin ¼’ü kadar alın.
Alınır diye düşünüyorsanız bu oranı ½’ye alınmalı diye düşünüyorsanız % 100’e çıkarın.
Kastım sepet yapılması değil. Sepet stratejisi kararsızlığın sonucudur.
Benim kastım her varlığın hak ettiği ağırlık ile yer aldığı ve bu ağırlığın şartlara ve fiyatlara göre sürekli değişim gösterdiği dinamik bir strateji.
Belki biraz zahmetli, daha fazla hesap kitap gerektiriyor. Ama çare yok.
Borsaların dinlenip dinlenip yeni zirvelere koştuğu dokuz senelik dönemin sonuna gelmiş olabiliriz.
Artık senelik % 50 - % 70 kar elde etmek amacı ile yola çıkmak yerine % 25 - % 35 gibi getirilere razı olmamız gerekiyor.
ALTIN & GÜMÜŞ İKİLİSİ
İşte bu pencereden bakınca gümüşün önemli bir alım fırsatı sunabileceğini düşünüyorum.
Temmuz 2016 bu finansal seçeneğin son beş yıl içinde yatırımcılarını en çok sevindirdiği perde olmuştu.
Gümüş bu tarihte 21 $’a yükselmiş kankası altın da 1375 $’a ulaşmıştı.
Aradan bir buçuk yıl geçti. Altın yüzde üç kayıpla geçen haftayı 1333 $ seviyesinde tamamlarken gümüş 18 ayda % 21 değer kaybederek 16.6 $’a geriledi.
Bu ikilinin ortak paydası FED alerjisi.
ABD Merkez Bankası faiz artırımlarını hızlandıracak dendiğinde USD dünya genelinde değer kazanırken gümüş ve altın değer kaybediyorlar.
Veriler ABD para birimini desteklemeyi sürdürürse önümüzdeki 6-7 haftalık bölümde gümüşün 15,20 – 15,40 bandına ( cari fiyatın yüzde sekiz altı ) gerilediğine şahit olabiliriz.
Bu geri çekilme gerçekleşirse ben gümüşün en azından alınabilir demeyi hak edeceğini, daha düşük değerlere gerilemesi durumunda ise ( pekala bu da mümkün ) alınır & alınmalı yakıştırmalarına davetiye çıkaracağını düşünüyorum.
Ya altın ? rüzgar USD lehine estiği sürece altın cephesinde de aşağı yönlü senaryoların şansının daha yüksek olacağı görüşündeyim. Haftaya buluşmak dileği ile...
PUSULA – ABONELİK
Hafta içi her gün saat 08:45’de Kanal B‘de ve Paranın Yolu adlı video haber serisi ile http://bigpara.hurriyet.com.tr/ de piyasaları değerlendiriyor, genel stratejiye yönelik görüşlerimi pazartesi günleri en geç saat 13:30’da yine BIGPARA ‘da yayınlanan köşe yazım Pusula ile okurlara aktarıyor, haber akışına bağlı anlık tespitlerimi twitter adresimde ( @eralkarayazici ) paylaşıyorum.
Pusula yayınlandığında haberdar olmak ve ücretsiz olarak tüm posta pusula gönderilerine yayınlandığı anda ulaşmak için abone olabilirsiniz http://pusulaninotesi.com/posta-pusula