BIST % 2,6 TL değer kazanırken döviz kurlarında % 1’e yakın gerileme yaşandı.
Yeni hafta Fransa’dan gelen piyasa pozitif seçim sonuçları ile başlıyor. Sandık çıkış anketlerine göre AB yanlısı Macron Le Pen’i geride bırakarak ilk turun galibi oldu.
Fransız toplumu ağırlıkla sol tandansa yakındır. Aşırı sağcı AB karşıtı Le Pen’in ilk turda geçemediği Macron’u 7 Mayıs tarihinde ikinci turda geçmesi artık çok zor.
Finalde sadece bu iki aday sahne alacak. Merkez sağ + sol seçmenlerin Macron’da konsolide olması kuvvetle muhtemel.
Euro ile birlikte borsaların da yeni haftaya güçlü yükseliş ile başlaması tamamen bu cepheden gelen haber akışı ile ilgili. Piyasa AB yanlısı Macron’u istiyordu ve muradına ereceğe benziyor.
AVRUPA – TÜRKİYE YÜKSEK GERİLİM HATTI
Epeydir bu cephede işler yolunda gitmiyor. Karşılıklı suçlamalar sert açıklamalar ve adeta zorunluluktan süren bir komşuluk & çıkar ilişkisi yaşanıyor.
Hafta sonunda bir Alman gazetesinde AB dışişleri bakanlarının 28-29 Nisan tarihlerinde yapacakları toplantıda Türkiye’nin üyelik müzakereleri kurallarını ihlal edip etmediği ve buna bağlı olarak müzakerelerin dondurulup dondurulmayacağı konularının AB Komisyonu tarafından somut bir şekilde incelenmesini talep edeceği yönünde bir haber çıktı.
Türkiye’nin referandumu ile ilgili nihai AGIT raporunun da önümüzdeki günlerde yayınlanması bekleniyor. Raporu ve iki cepheden gelecek açıklamaları öngörmek zor değil. Türkiye’de süre gelen idam gündemi de cabası.
SAHİ NE OLACAK TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ ?
Türkiye’nin en önemli kozu mülteci kartı olmaya devam ediyor. Açarız kapıları görürsünüz gününüzü tadında diplomatik çıkışları sıkça işitiyoruz. AB’nin de eli boş değil. Gümrük birliği anlaşmasını askıya alır gerekirse ekonomik yaptırım uygulamaya kadar gideriz tehditleri kötü polis misyonu alan figüranlar tarafından ( Lüksemburg gibi ) zaman zaman seslendiriliyor.
Bu cephede geçmişe sünger çekip iki tarafın harika bir gelecek planlamasını beklemiyorum. İlişkiler zedelendi ve kırılan vazonun tamiri artık çok güç.
Ancak bu ilişkiye bir aşk evliliği ekseninde bakmak da yanıltıcı olur. Dış politika tamamen çıkarlar üzerine inşa ediliyor.
Türkiye idam kartını da ikinci bir koza dönüştüreceğe ve gümrük birliğinin güncellenmesinde kazanımlar elde etmeye çalışırken yararlanmaya çalışacağa benziyor.
Avrupa’yı da hafife almayın. Eylül’de Almanya seçimleri de geride kaldıktan sonra pazarlık güçleri artacak. Sayılı gün çabuk geçer diyerek top çevirmeleri daha muhtemel.
Özetle 2017 yılında bu cephede iki tarafın da sert sözleri sürdürmesi ama fiili bir hamleden kaçınması daha olası görünüyor.
Yakında bu topa Trump da girecek. İki taraf arasında dengeleyici ve yönlendirici bir aktör olarak ağırlığını hissettirmesi sürpriz olmaz.
Bu bakıma da AB faktörü piyasalar üzerinde zaman zaman negatif ölçülü hareketlere neden olabilecekse de tahrip kapasitesi yüksek şokları tetikleyeceğini sanmıyorum.
Bugün Avrupa Konseyi denetim komisyonu bir rapor görüşülecek. Kabul edilirse yarın Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi genel kurulunda Türkiye’nin denetime alınması oylanacak.
Bu konu iyasalar için büyük bir sürpriz olmaz ama haftanın ilk yarısı içinde ölçülü negatif refleksleri tetikleyebilecek bir manşet olarak öne çıkabilir.
Uzun vadede Türkiye Avrupa ile ilişkilerini tamamen ticari bir işbirliğine indirgemek isteyeceğe benziyor. Ancak görünen gelecekte hele de ekonomiyi baskı altına alacak hamlelerden kaçınılması daha olası.
Bu bakıma önümüzdeki hafta-aylarda taraflardan gelecek sert sözleri sert eylemlerin izleyeceğini sanmıyor, bu tür manşetlerin piyasalarda neden olacağı çalkantıların ölçülü ve geçici olacağını tahmin ediyorum.
BORSA İSTANBUL
Aralık-Ocak perdesinde 72.000 puandan 89.600 puana ulaşarak % 25 değer artışı kaydeden BIST 100 endeksi bu ralliyi takiben yaşanan üç aylık yatay seyri takiben Şubat başı zirvesini % 3 kadar zamlayarak geçen haftayı 92.400 puanda tamamladı.
Siz bakmayın son haftalarda artan coşku seline, yerli yabancı pek çok kurumun borsaya çok daha sıcak bakar hale gelmesine.
Güvenli maliyet parkuru 2016 son çeyrekti ve asıl getiriyi o dönem hisse senedine yatırım yapanlar elde etti.
O zaman mesafeli durup Şubat-Nisan perdesinde borsayı keşfedenlere kuşkusuz günaydın demeyeceğiz. Kasım-Aralık döneminde düşen bıçağa koşanlar hesabı alırken sonradan katılanlar da en azından bahşişe talim ettiler. Deneyimler geleceğin tuğlalarıdır.
Biliyorum içinizden uzatma lafı bundan sonrasının falına bakalım diyorsunuz. Fransa müjdesi haftanın talepli başlamasını sağlayacaktır.
BIST 2013 Mayısta test ettiği 93.400 seviyesini hafta başında test edebilir. Ama geçmişte 50.000 $ görmüştü en azından 40.000 $ ‘a koşsun değerlendirmelerine katılmamı beklemeyin.
Daha önce de yazdım. Belki 7-8 sene ben borsanın dolar bazı zirveye bırakın ulaşmasını yaklaşmasının dahi zor olduğunu düşünüyorum. Evet aradan geçen dört senede şirket öz-sermayeleri yükseldi ama kur artışı kadar değil.
O günün 93.400 puanı ( öz-sermaye artışı ile ) bugün yaklaşık 130,000 puana karşılık gelir. Ancak o günün Türkiye ekonomisi ile bugünün Türkiye ekonomisi aynı değil.
Kronikleşen güven kaybını yok sayamayız. En azından bu sorunun yumuşamaya başladığını görmedikçe potansiyel getirinin 30.000 $ - 32.000 $ bandının üzeri olduğunu söylemek romantizm olur. Kaldı ki bu seviyenin de yılsonu için söz konusu olabileceğini düşünüyorum.
Yılın ilk yarısında ise dolar bazlı yukarı yönlü potansiyelin 27.000 – 27.500 $ ile limitli kalacağı görüşündeyim. Bu da TL karşılığı olarak ( USDTL 3,53 olursa ) 96.000 – 97.000 bandına karşılık gelir.
Nitekim gerek aşağıda gerek yukarıda aşırılaşma noktalarını öngörmeye çalışırken yararlandığım geniş bollinger bantları BIST adına bu bölgenin hele de ilk denemede aşılmasının güç olduğuna işaret ediyor.
Bu bakıma ben ABD’de bilanço sezonu ve temettü ödemelerini takiben Mayıs ayı içinde ( en geç sonunda ) geleneksel ilkbahar düzeltmesinin başlayabileceğini ve bu negatif rüzgarın BIST’i de etkisi altına alabileceğini düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile 16 veya 17 Mayıs’ta gerçekleştireceği görüşmeyi ajandalarımıza not alalım.
Ben bu görüşmeden pozitif açıklamalar geleceğini tahmin ediyor, negatif piyasa etkisi yaratacak bir bilgi seti ile karşılaşmamızı beklemiyorum.
Ancak yabancı yatırımcıların beklenen iyi haber gelince sat kuralını bu vakada kullanabilecekleri ve Borsa İstanbul’da ilkbahar düzeltmesinin bu zirveyi takiben başlayabileceği görüşündeyim.
Özetle var olan içsel & dışsal şartları görece yumuşamaya aday görsem de hisse senedi fiyatlarını yeterince heyecan verici bulmuyor Mayıs ortasını takiben takvimin de borsa aleyhine işleyebileceğini düşünüyorum.
6 MAYIS BORSA EĞİTİMİ – AKADEMİ PUSULA İSTANBUL
Hisse senedi yatırımlarında doğru sonuçlar elde edebilmek için iki sorunun yanıtına ihtiyaç duyarız. Borsa ne yönde hareket edecek ve hangi hisse senedini almalıyım?
Sorulması basit yanıtlanması güç bu iki soruya cevap ararken kullandığım analiz yöntemlerini herhangi bir deneyim ve bilgisi olmayanların da kolaylıkla anlayabileceği biçimde 6 Mayıs’ta İstanbul ve 13 Mayıs’ta Ankara’da 10 saat süreli bir eğitim ile paylaşacağım.
Bilgi ve kayıt için Akademi Pusula ( 0530 566 67 16 ) ile iletişime geçebilir web sitemizi inceleyebilirsiniz. Haftaya buluşmak dileği ile. http://pusulaninotesi.com/borsa-egitimi/
DÖVİZ CEPHESİ
EURUSD cephesinde Fransa müjdesi ile haftanın ilk işlemlerinde 1,0920 test edildi. Uzun vadede Euro’nun Doları döveceği yönündeki beklentimde bir değişiklik yok.
Ancak kısa vadede bu yükselişin devamının gelmesin Euro lehine ilave veya USD aleyhine yeni negatif haberler gerektirdiğini düşünüyorum.
Var olan bilgi seti ile parite yeniden 1,0750 civarına çekilebilir. Sonrasını ise büyük ölçüde Mayıs ayının ilk haftasında açıklanacak ABD verileri belirleyecektir.
Boşver pariteyi TL ne olur diyenler olduğunu biliyorum. Ama inanın para politikasını öngöremediğim ülkemizin para birimini de tahmin edemiyorum.
USDTL özelinde 3,55 ve 3,50 destek seviyeleri. O zaman alınır buradan demek mümkün değil. Dolar ülkemizde halen diğer ülkelere kıyasla ( son bir senelik dilimde ) % 22 kadar pahalı.
Bu pahalılığın 2/3’ünün ortadan kalkmasını beklemiyorum. Ya 1/3’ü ?
Pekala farkın bu kısmı kapanabilir ve Türk Lirası % 7 kadar daha prim yapabilir. Bu bakıma şansı daha düşük olmakla birlikte USDTL cephesinde 3,35 civarının ( EURTRL adına da 3,63 civarı ) test edilmesi mümkün.
O zaman satalım mı dövizleri ? Hiç güvenli olmaz. Öncelikle USDTL 3,55 veya 3,50 desteğinden rahatlıkla rotayı ölçülü bir yükseliş için yukarı çevirebilir.
Ben Türkiye’de döviz kurlarının aşırı pahalı olduğuna yönelik mesajı bıktırmak pahasına Ocak ayında vermiştim. Bu noktada benzer bir değerlendirme yapamam.
USDTL 3,75 – 3,85 bandındayken aşırı pahalıydı. Artık sadece pahalı. Haftaya buluşmak dileği ile.