Üç işlem günü kalan 2018 yılında borsa yüzde 21 değer kaybetti. Döviz kurlarında ve gram altında ( TL bazı fiyatı ) yıl bütününde yüzde 36 kadar artış var.
Yıla 3,79 ile başlayan USDTL Ağustos ayını 6,54 seviyesine tamamlamış yılın ilk sekiz ayında değer artışı yüzde 73’e ulaşmıştı.
Son düzlükte TL atağa kalktı ve değer kaybının yarıya yakınını geri aldı. Bugün işlemler 5,29’dan devam ediyor.
Bize benzeyen ülkelerde doların nasıl bir performans gösterdiğine bakarsak son fiyatlar itibarı ile ( 2018 başı referans alındığında ) aradaki fark yüzde üçe geriledi.
Yani bu sene başına göre döviz kurları ve altın artık ülkemizde pahalı değil. Bu hesaplamayı 2015-2016 yılını referans alarak yaparsak gerek dövizler gerek altın halen ülkemizde reel olarak yüzde 20 kadar pahalı.
Ancak önceki yazılarda da paylaştığım üzere ben bu farkın en fazla üçte birinin kapanmasının mümkün olabileceğini, Türkiye özelinde her şey çok güzel olacak tadında yarınlara koşsak dahi TL’de reel yüzde yirmiyi bulabilecek bir değerlenmenin minimum 3-4 yıla yayılarak gerçekleşebileceğini düşünüyorum.
Bu nedenle 2019 yılı içinde döviz kurlarında yaşanabilecek geri çekilmelerin alış fırsatı olarak değerlendirilebileceği görüşündeyim.
Haklı olarak ne kadar düşerse diyeceksiniz;
USD özelinde bakalım. Ocak ayında 4,85 seviyesinden alım yapmak ile Mayıs ayında 5,17 seviyesinden alım yapmak arasında bir fark yok.
Euro derseniz de Ocak ayı için 5,53’den almak ile Mayıs ayında 5,90’dan almak aynı şey.
Çünkü TL bazında fonlama getirileri de Türkiye enflasyonu da daha yüksek.
Yazdıklarım sizlere dolar şu fiyata düşer tadında bir iddia veya tahmin ortaya koyduğumu düşündürmesin.
Sürprizlerle dolu Türk Lirasına senaryo yazmak beni aşıyor. Eski okurlar bilir yumuşak karnımdır.
Lafı dolandırmadan sen yönettiğin yatırım fonuna hangi fiyata gerilerse alım düşünürsün sorusuna yanıt ürettim hepsi bu.
Şimdi de zaman zaman alıp satıyorum. Ancak bunu taşıdığım hisse senetlerinin riskini azaltmak portföyü dengelemek için yapıyorum.
Altın ile devam edelim. 2018 yılında sarı fırtına dünyada önemli bir değişim yaşamadı.
Dolar bazı fiyatı olan ons’a bakarsak altın seneye 1303 $ seviyesinde başlamıştı.
Yıl içinde 1160 $’a kadar geriledi.
Üç aydır değer kazanıyor ve bugün işlemler 1274 $ düzeyinden devam ediyor.
Altın özetle sene başına göre dolar bazında yüzde 2,2 aşağıda
Son beş yılı ağırlıkla 1150 – 1350 $ bandında geçiren sarı fırtınada ben Ocak ayında 1300 $’ın aşılmasının kolay olmadığı 1250 $ etrafında yatay bir gezintinin daha olası göründüğü görüşündeyim.
Sonrası küresel şartlara bağlı.
ABD borsaları Aralık ayında yüzde 14 değer kaybetti.
Bu öyle hafife alınacak gülme komşuna gelir başına diye şakalara malzeme edilecek bir hareket değil.
Ocak ayı bu cephede belirgin bir toparlanmaya sahne olmazsa ABD borsalarındaki sert satıcılı seyri dünya ekonomisine yönelik bir alarm sinyali olarak okumak gerekir.
Çünkü ABD borsalarında yukarıdan aşağı yüzde yirmiyi bulan bir geri çekilme yerini kısa sürede bir yükselişe bırakmadığında Amerikan ekonomisi bir süre sonra bir durgunluk veya resesyona giriyor.
ABD durgunluğa girmekle kalmıyor dünya ekonomisini de yanında bu evreye sürüklüyor.
Yıllardır sizlerle dünya ekonomisinde bir resesyonun 2020 yılında yaşanmasını beklediğimi bunun 2021 yılına ötelenmesinin de pekala mümkün olduğunu düşündüğümü paylaşıyordum.
ABD borsaları Ocak ayında hacı yatmaz refleksi göstermezse bu perdenin 2021 yılına ötelenmesi olasılığı minimuma iner.
Küresel resesyon veya durgunluğun 2019 ikinci yarısı içinde başlaması riski masaya gelir.
Türkiye ekonomisinin 2019 ikinci yarıda ılımlı büyüme parkuruna dönme takvimi ötelenir.
Gerek altın gerek döviz kurlarına daha da önemlisi borsa endekslerine yönelik 2019 tahminlerini oluştururken bu noktayı göz önüne alarak esnek olmak daha rasyonel.
Türk hisse senetleri içinde 2019 ilk yarısında yüzde 30-50 arası değer kazanma potansiyeline sahip çok sayıda seçenek var. Ben yönettiğim yatırım fonunda ( GPG ) sabırla bu pozisyonları koruyacağım.
Ancak küresel resesyonun erkene çekilme riskinin arttığını düşündüren yeni sinyaller ile karşılaşırsam karşıt yönde hareket eden ürünlerle fonu takviye edip dalga boyu yükselebilecek piyasa şartlarına karşı defansif tedbirlerimi arttıracağım.
Alternatif senaryoların düşük olasılıklı şanslarla masaya geldiğini düşünmekle birlikte halen baz senaryom 2019 ilk çeyreğinin hatta ilk yarısının dünyada ve Türkiye’de hisse senedi marketlerinde pozitif geçeceği yönünde.
Değerli Pusula okurları strateji yazımı senelerdir pazar geceleri yayına alıyordum.
Hafta sonları bir banka ile başlattığım eğitim çalışmaları nedeniyle 2019 boyunca köşe yazımı ağırlıkla hafta içinde hazırlayabileceğim. Yayına alındığında haberdar olmak isteyenlerden aşağıdaki linke tıklayarak abone kaydı oluşturmalarını rica ediyorum.
http://pusulaninotesi.com/posta-pusula/
Kapsamlı biçimde borsayı işleyeceğim bir sonraki Pusulada buluşmak dileği ile...