Genel itibarıyla baktığımızda Fed’in de eline faizi 15 Haziran’da artırmaması için bir bahane verdi, bahane diyoruz çünkü Fed faizi bugün artırırsa piyasa ve fiyatlamalar üzerindeki etkisini kaybedecek ve dolar üzerindeki hakimiyeti azalacak.
Fed 2015 yılı boyunca beklenti ve algı yönetimi yaptı. Bana kalırsa yeniden benzer bir beklenti ve algı yönetimi yapılacak ve etkisi iyice nötrlenmeden bu faiz artışı yapılmayacak. Bu da Fed’in doların değerini istediği gibi yönetmesine imkan verecek. Çünkü birinci konu Fed olduğu sürece, söylem ve verilerin etkileri daha derinden hissediliyor. Cuma günü gelen istihdam verisinin doları zayıflatması veya daha önce gelen iyi verilerin güçlendirmesi gibi. Nitekim eyalet Fed başkanlarının faiz artırımına destek veren her cümlesi de yine doların gücünü korumasına yardımcı olmıştu. Fed elinde böyle bir güç varken, gündemin en önündeki sırasını kaybetmek istemez. Doların gücü üzerinde de Çin’in veya başka bir faktörün belirleyici olmasını istemez. Doların aşırı değerlenmesinin Fed’in istemediği bir durum olduğunu biliyoruz, çünkü ihracatta zora düşecekler.
Fed’in faizleri artırmadan, faiz artırım beklentisini azaltarak veya artırarak yarattığı piyasa eğilimleri, etkin iletişim yönteminin bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Bu etkin iletişimle de doları istedikleri aralıklarda tutabiliyorlar. Kanımca dolar endeksinin 100’ü aşması gibi bir durum işler Fed’in kontrolünden çıkarsa gerçekleşebilir. Mesela bir risk fiyatlaması ve doların güvenli liman olarak görülmesi. Bunun sebebi ise; ABD ekonomisine yönelik algının yüksek olması. Bir diğer faktör ise şu olabilir: Fed faiz artırımı yapar ve beklentileri gerçekleştirir. Sonrasında ise Avrupa ve Asya ile iyice açılan faiz makası ABD’ye beklenenden hızlı sermaye girişine neden olur. Bu giren sadece ABD’nin gelişen piyasalardan geri dönen parası olmayacaktır. Aynı zamanda Avrupa’nın, Japonya’nın, Çin’in de parası olacaktır. Doların bu şekilde aşırı değerlenmesi, ekonomik büyüme üzerinde yaratacağı baskı üzerinden ekonomik aktivitede, dolayısıyla da para politikasında önemli değişmeler getirecektir. İşte bu ABD’de negatif faiz endişelerinin ortaya çıkması demektir.
Dolar endeksinde yukarıya doğru olan marjın genişlemesi önemli bir fırsat olabilir. Özellikle Yellen sonrasında, 15 Haziran FOMC’ye kadar dolarda önemli bir geri çekilme beklenmemeli. Sonrası ise Fed’in politika açıklamasındaki tonlamasına bağlı. Brexit konusunda ise; düşüncem İngiltere’nin birlik ile kalmaya devam edeceği yönünde. Hafifleyen küresel endişeler diğer para birimlerine bir miktar değer kazandırabilir. En azından sterlin bu kadar baskı altında olmaktan kurtulur. Ancak piyasa bu konuda spoiler vermemeyi tercih ediyor, haliyle fiyatların ne gibi noktalara gidebileceğini kestirmek zor. Kısacası; FOMC ve Brexit sonrasında sanırım kartları yeniden karmak durumunda kalacağız.