Emre Özgüven Yazarın Tüm Yazıları

2016 yılında EURTRY fiyatı 3.50 olur mu?

2dk okuma

2015 yılı ekonomik gelişmeleri ile şimdiden hafızalarda uzun bir süre yer işgal edeceğe benziyor…

Haberin Devamı

Euro para biriminin de önceki yıllarda olmadığı kadar hareketli bir işlem yılına nokta koymaya hazırlandığı söylenebilir. Yunanistan’da Syriza partisinin seçimleri kazanması ile neredeyse yılın ilk yarısındaki gelişmelere Yunanistan ve Euro Bölgesi kreditörleri arasındaki görüşmeler damga vurdu. Özellikle Yunanistan eski maliye bakanı Varoufakis ile Almanya maliye bakanı Schauble arasındaki söz düellosu birçok makro gelişmenin önüne geçti desek, yanlış olmayacaktır. Yılın ikinci yarısında ise Çin’in piyasalara yaşattığı sarsıntı, FED’in izlediği faiz politikası ve Avrupa Merkez Bankası’nın mevcut parasal genişleme programındaki tutumu ön plana çıkan önemli gelişmelerdi.

2008 global krizi sonrasında 2009-2013 arasında bol küresel likiditenin de etkisiyle görülen pozitif havanın 2014 yılı sonlarına doğru bozulmaya başlamasıyla ekonomide iyi günlerin şimdi çok daha zorlu şartlarda bir sınavdan geçebileceğini söyleyebiliriz. EURTRY paritesine bakıldığında 2015 yılı başından bu yana %13’ün üzerinde bir yükseliş kaydedildiğini görüyoruz; 2014 yılında %4.5, 2013 yılında ise %25 üzerinde bir artış olduğunu hatırlatalım. Bu yükselişlerde zayıf TL varlıklarının etkisi de yadsınamaz. Özellikle bu sene içerisinde sepet kurda %18 oranında bir artış olması, bununla beraber USDTRY tarafında da %25’lik yükseliş olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

2016 yılında EURTRY fiyatları hakkında öngörü sahibi olabilmek için iç ve dış piyasada birçok gelişmenin yakından takip edilmesi gerekmektedir; iç piyasada doğrudan yatırımlar, merak ve sabırsızlık ile beklenen ekonomik reformlar, kredi derecelendirme kuruluşlarının not değerlendirmeleri, jeopolitik riskler ile güvenlik endişeleri, yeni anayasa ve başkanlık seçimi tartışmaları, TCMB’nin izleyeceği yol haritası öne çıkacak gelişmelerdir.

Haberin Devamı

Dış piyasada ise Amerika Merkez Bankası (FED) faiz artırım süreci; artış oranları, olası bir hamlenin kademeli ve yavaş olup olmayacağı, kritik ABD verileri (büyüme, enflasyon, istihdam, ücretler), Dolar endeksi içindeki para birimlerinin seyri, özellikle ağırlığı %57 olan Euro’daki değer artış/azalışları, Çin'deki büyüme hızının önümüzdeki yıllarda yavaşlamaya devam edebileceği riski, Euro Bölgesi’nde devam eden deflasyon tehdidi, Avrupa Merkez Bankası’nın varlık alım programının seyri, atılabilecek ek adımların etkileri, son olarak da emtia fiyatlarının ve tüketici güveninin seyri yakından izlenmelidir.

Son olarak teknik seviyelere de değinecek olursak, iyimser senaryomuzda Rusya krizinin çözüme yönelik gelişmeler kaydetmesi, Euro Bölgesi ekonomilerinin FED’in faiz artırım hamlelerinden olumsuz etkilenmesini ve iç piyasada enflasyon rakamlarının iyileşme göstererek, TCMB’nin para politikasında daha etkin bir rol üstlenmesi seçeneklerini bir araya getirerek 2.82 – 2.90 bandına doğru tekrar geri çekilmeler görülebileceğini düşünüyoruz.

Haberin Devamı

Diğer taraftan, kötümser tablomuzda ise iç piyasada ekonomik göstergelerde beklenen iyileşmenin görülememesi, bununla beraber Rusya krizinin daha da derinleşerek kötüye gitmesini ve bunun cari açık üzerindeki etkisinin daha fazla hissedileceğini, son olarak FED faiz artırım sürecinin Türkiye’den sermaye çıkışlarını tetiklemesi ihtimallerini aynı çerçevede ele aldığımızda, 3.35 – 3.50 bandı 2016 yılında tekrar gündeme gelebilir. Felaket senaryomuzda ise, Rusya krizinin artarak devam etmesini, Avrupa Merkez Bankası’nın uyguladığı mevcut programının başarısını, derecelendirme kuruluşlarının da Türkiye ile ilgili olumsuz görüşe yer vermelerini bir arada düşünerek bu gelişmelere güvenlik endişelerinin sürmesini ekliyoruz. Böyle bir durumda 3.50 ve üstü seviyeler ile yeni rekorlara yelken açılabilir. Bu noktada TCMB’nin devreye girebileceği ve fiyatları 3.10 – 3.35 bandına çekebileceği de göz ardı edilmemelidir.