Bu haftanın ikinci yarısında yılın son merkez bankası toplantıları yapılacak. Çarşamba gece FED toplantısı kararın alınmasıyla girilecek kritik viraj, Perşembe günü yapılacak olan TCMB, BOE ve ECB toplantılarıyla devam edip Cuma günü BOJ ve CBR toplantıların ardından sonlanacak. Yaşanacak gelişmelere şekil kazanacak olan finansal piyasalarda yatırım yapılırken vade ve getiri beklentilerinin mevcut riskli duruma göre dengeli ayarlanması gerekiyor. Her zaman olduğu gibi yatırım sepetlerinde çeşitliliğe gidilmesi de yararlı olabilir.
FED POLİTİKAYA YÖN VERECEK
FED üyeleri aralık ayı para politikası toplantısında zor bir soruyla karşı karşıya. ABD tüketici ve üretici fiyatlarında son yılların en hızlı artışı yaşanırken, istihdam piyasası pandemi öncesine göre zayıf kalmaya devam ediyor. Bu değişkenlere bağlı olarak belirlenmesi beklenen tahvil alımlarındaki azalttım miktarının limiti; enflasyon oranında yaşanan yükselişin piyasalarda asimetrik risk oluşturmasından dolayı, belirsizliğini koruyor. FED toplantısı sonrasında açıklanacak olan tahvil alım programının seyri, 2022 yılına ilişkin beklentileri şekillendirmeye başlayacaktır. Geçtiğimiz toplantıda 15 milyar dolar azaltılan tahvil programına ilişkin beklentiler; tahvil alım miktarında yapılan azatlımın, artırılabileceği ve faiz artışına ilişkin beklentilerin öne çekilebileceği yönünde. Aralık ayı FED toplantısı sonrasında paylaşılacak olan ekonomik öngörüler ise yeni yıla girerken finansal piyasalardaki hareketin yönünü tayin edecek en önemli gelişme olacak.
ABD para politikasında yapılabilecek sıkılaşma için istihdam piyasasın durumu da oldukça önemli. ABD işsizlik oranı geçen ay %4,2'ye düştü fakat yine de pandemi öncesindeki %3,5'in üzerinde bulunmaya devam ediyor. İşsizlik oranının Nisan 2020'deki %14,8'lik zirvenin aşağısında bulunmasına karşın pandemi öncesine göre 4 milyon civarında istihdam açığının da bulunuyor olması karar alınırken FED’in elini zorlayacak bir diğer gelişme olarak düşünülebilir.
Bu akşam tamamlanacak olan FED toplantısında parasal sıkılaşmanın hızlandığı görülürse, küresel borsalarda kar satışları yaşanabilir. Şahinleşen FED ile dolar endeksinin yükseldiğini görebiliriz. İleri dönük beklentilerin, ABD ekonomisinde toparlanmanın devam edeceği yönünde yenilenmesi durumundaysa; faiz artışı beklentisiyle şekil kazanacak olan tahvil faizleri, piyasalardaki dengenin belirlenmesine ana unsur olacaktır. Tam tersi senaryoda mevcut durumunu koruyan ve kış döneminde yaşanabilecek ekonomik yavaşlamadan bahseden bir FED görmemiz halindeyse enflasyonist baskı altında küresel rallinin devam ettiğini, bir süredir baskılanan kıymetli maden fiyatlarının yükselişe geçtiğini ve dolar endeksindeki yükseliş yavaşlamaya başladığını görebiliriz.
Yeni varyanta ilişkin de açıklamalar yapması beklenen FED’in, toplantı sonrasında vereceği mesajlar da oldukça önemli olacak. Pandemi sonrasında, tedarik krizinin tetiklediği ve enerji fiyatlarındaki artışın neden olduğu ekonomik çalkantının, yeni varyantla nasıl bir evreye gireceğini ise FED başkanı Powell’ın yapacağı konuşmadan izleyeceğiz.
TCMB FAİZ KARARI
Bu hafta perşembe günü yapılacak olan TCMB toplantısı iç piyasada yaşanan döviz kuru ve borsa hareketliliği için son derece önemli olacak. 24 Kasım’da yapılan PPK toplantısında Ekim ayında yayınlanan metinde belirtilen “politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı Kurul tarafından değerlendirilmiştir” ifadesinin “Kurul, bu etkilerin ima ettiği sınırlı alanın kullanımını aralık ayında tamamlamayı değerlendirecektir.” şeklinde değiştirilmiş olması faiz indiriminin aralık ayında da devam edebileceği beklentisi yaratmıştı. Belirtildiği gibi aralık ayında değişiklik yapılmayarak faiz indirimlerinin tamamlandığının açıklaması ise beklentilerin değişmesine neden olabilir.
Geçtiğimiz ay TCMB tarafından enflasyon oranlarına ilişkin yapılan açıklamada gelişmiş ülke merkez bankalarının enflasyon beklentilerinin törpülendiğinden bahsedilmişti. Ekim ayında büyük ölçüde geçici etkilerden dolayı yükseldiği belirtilen küresel enflasyon oranının kasım ayı PPK özetinde “enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir” şeklinde değiştirildiğini görmüştük. Bu toplantıda enflasyon konusunda yapılacak açıklamalar da piyasalardaki hareketliliğin seyri açışından önemli olacaktır.
TCMB aralık ayı toplantısında dair beklentiler 100 baz puan faiz indirimi yapılarak, politika faiz oranın %14 seviyesine indirilmesi yönünde olsa da faiz oranında değişim yapılmama ihtimalinin de masada olduğunu unutmamak gerekiyor. Bununla birlikte geçtiğimiz ay %21’in üzerine yükselen enflasyon oranına ilişkin yapılacak değerlendirme ve cari işlem dengesinin fiyat istikrarı üzerindeki etkisine yönelik beklentiler de piyasalardaki hareketliliğe yön verebilir.
ABD tahvil faizlerinde dengesizlik devam ediyor. Kısa vadeli faiz oranları yükselirken, uzun vadeli tahvil faizlerinde düşüş yaşanıyor. FED sonrasında tablonun nasıl şekilleneceği oldukça önemli olacak.
Dolar endeksi haftalık bazda Fibonacci 50,0 direncinin bulunduğu 96,50 üzerine yerleşmesi halinde 97,80 / 98,20 bandına doğru yükseliş devam edebilir. FED’den güvercin açıklamalar gelmesi durumunda ise Fibonacci 38,2 desteğinin bulunduğu 94,75 önemli olacak. Kısa vadeli grafikte ise yükseliş kanalı içinde hareket devam ediyor.
BİST 100 endeksi bayrak formasyonun kırılması sonrasında başlayan hızlı yükselişine devam ediyor. Teknik olarak 2350 ve 2500 puan seviyelerine doğru yükseliş devam edebilir. Merkez bankalarının kararlarıyla kısa süreli çalkantı yaşanabilir ama dolar bazlı BİST 100 grafiği ve yıllık enflasyona göre BİST 100 endeksinin halen yükseliş potansiyelini korunmaya devam ediyor. Türkiye 2 yıllık tahvil faiz oranı ise 5 yıllık CDS oranlarında yaşanan yükselişe paralel olarak %21,6 seviyesin üzerine geçmiş durumda. Faiz oranında yükselişin devam etmesi halinde %24 ve %26,8 bölgeleri önemli olacak.