Verimlilik, etkinlik ve kârlılığı da kapsayan rekabet süreci, yaşam standartının ve sosyal refahın artışı açısından önemli bir araç. Rekabetin ekonomik göstergeleri, büyüme, verimlilik ve yaratılan istihdam olarak ortaya çıkmakla birlikte pazar payı ve kârlılık oranı da firmaların rekabet edebilirlikleri ile ilgili faktörlerdir. Küresel piyasalarda artan rekabet ortamı ve riskler ile sıkılaşan finansal koşullar ihracatçılarımızın mevcut pazarlardaki hareket kabiliyetini sınırlandırmakta ve yeni pazarlara açılmasını daha da zorlu hale getirmektedir.
Ülke ekonomisinde faaliyet döngüsü ve sosyal yapının temelini oluşturan “küçük ve orta ölçekli işletmeler” içinde bulunduğumuz bu dönemde bir yandan üreterek ayakta kalabilme mücadelesi verirken, diğer taraftan küresel pazar içerisinde sınırların kalktığı, bilgi teknolojilerinin acımasızca rekabet ortamını sınır ötesine taşımakta olduğu bir konjonktürde; dünyanın hemen hemen tüm pazarlarında yer alabilme olanağı ile hiç bilmediği oyuncularla rekabet etmek zorundadırlar. Buna paralel olarak güçlü aktörlerle rekabet edemeseler bile dünyanın her yerinde en azından bildirişimde bulunabiliyor, sermayesi olanların iştahını kabartabiliyorlar. Rakiplerin artık daha güçlü olduğu, öğrenen organizasyonların daha da güçlenerek piyasalarda boy göstermesi küresel pazarda sınırlar ötesi rekabeti beraberinde getirmektedir.
Finansal Etkinliğin Geliştirilmesi
Kurumsal şirketlerin uluslararası finans kurumları ve bu kuruluşların kaynaklarına ulaşmalarındaki kolaylık, bu firmaların daha uygun şartlarda yatırım kredileri bulmalarına imkan sağlıyor. Ancak pek çok “küçük ve orta boy ihracatçı şirketin” bu kaynaklara ulaşamamaları sebebiyle, söz konusu kredilerden yararlanamamaktadır. Bu nedenle KOBİ seviyesindeki ihracatçı KOBİ’ler, yatırımlarını banka kredilerini ya da yüksek oranlarda vergilendirilen kendi birikimlerini kullanarak yapmak zorunda kalmaktadır.
İhracatçı firmalar, artan rekabet ortamında kendilerinden beklenen temel işlevleri yerine getirebilmek için her geçen gün daha fazla finansman kaynağına gereksinim duymaktadır. Buna bağlı olarak; üretim, pazarlama, finansman, personel ve yönetim gibi temel işletmecilik fonksiyonlarının yanı sıra istihdam ettikleri personel sayısı, satış hacmi, sabit sermaye ve makine parkı değeri, kullandıkları enerji miktarı, kurulu kapasite düzeyi, katma değerleri, kâr büyüklüğü ve piyasa payı gibi ölçülebilen özellikleri açısından büyük farklılıklar ortaya çıkabilmektedir. Böylelikle de her ihracatçı için “finansman” ve “yatırım ihtiyacı” değişken özellik göstermektedir.
İhracatın geliştirilmesi, ihraç edilen mal ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihraç mallarına yeni pazarlar kazandırılması, ihracatçıların uluslararası ticarette paylarının artırılması ve girişimlerinde gerekli desteğin sağlanması, ihracatçılar ve yatırımcılara uluslararası piyasalarda rekabet gücü ve güvence kazandırılması, yurt dışında yapılacak yatırımlar ile ihracat maksadına yönelik yatırım malları üretim ve satışının desteklenerek teşvik edilmesi amacıyla ülkemizde faaliyet gösteren Türkiye İhracat Kredisi A.Ş. hakkında birçok ihracatçının eksik bilgi nedeniyle tam olarak kullanamadığını gözlemlemekteyiz.
Türkiye'de ihracatın kurumsallaşmış tek asli teşvik unsuru olan Türk Eximbank, bu amaca yönelik olarak ihracatçıları, ihracata yönelik üretim yapan imalatçıları ve girişimcileri kısa, orta ve uzun vadeli nakdi ve gayrinakdi kredi, sigorta ve garanti programları ile desteklemektir. Türk Eximbank’ın, gelişmiş birçok ülkenin resmi destekli ihracat kredi kuruluşlarından farklı olarak kredi, garanti ve sigorta işlemlerini aynı çatı altında toplamış olması, ihracatçı firmalara verilen hizmetlerde bir bütünlük oluşturulmasına imkan tanımaktadır.
Exim Kredilerinde yüzde 60’lık artış
Geçen yıl 27,3 milyar doları kredi, 16,9 milyar doları sigorta olmak üzere toplam 44,2 milyar dolar finansman desteği sunan Türk Eximbank’ın, bu yıl 29,4 milyar doları kredi, 19 milyar doları sigorta olmak üzere toplam 48,4 milyar dolar destek sağlaması planlanıyor. Türk Eximbank TL bazında geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 60'ın üzerinde artışla ihracatçıya destek vermekte olup ihracatın yüzde 53'ünü tek başına finanse etmektedir. Yurt dışından fon temininde Türkiye'nin 52 bankası içerisinde 7. büyük banka durumunda olan Türk Eximbank 10 milyar dola seviyesinde yurtdışı kaynakları bulunmaktadır.
Son dönemde döviz kurlarındaki dalgalanma nedeniyle finansman sıkıntısı yaşayan ihracatçılarımızın bu sıkıntıları aşmasının en önemli kaynaklarından biri Eximbank kredilerinin kullanım avantajlarıdır. Eximbank’tan kredi olanaklarından faydalanmak isteyen firmalar öncelikle Türk Eximbank şubeleri ya da irtibat bürolarıyla temas kuruyor. Faaliyet yapılarına ve finansman ihtiyaçlarına uygun kredi programı belirlendikten sonra analiz çalışması için gerekli evrak listesi firmayla paylaşılıyor. Firmaların gerekli evrakı hazırlayarak şubelere teslim etmesinden sonra analiz çalışması gerçekleştiriliyor ve oluşturulan rapor sonucunda Banka, kredilendirme koşullarına uyan firmalara limit tahsis ediyor. Firmaların kendilerinden talep edilen teminatları iletmelerinin ardından kaynak uygunluğuna göre kredi kullandırımı gerçekleştiriliyor. Ayrıca firmalar, finans kuruluşlarıyla yapılan anlaşmalar neticesinde, ticari ve katılım bankaları ile faktoring kuruluşlarından da Eximbank’ın sunduğu uygun faiz oranlarıyla finansman sağlayabiliyor.