Gelişmekte olan ülke piyasaları için ocak ayında fon girişlerinin daha güçlü olduğu bir dönem olmasına karşın şubat ayında daha zayıf bir tablo ile kapatmak zorunda kaldık. Ancak, Güney Afrika’nın bu tablo içerisinde az da olsa yeşil tarafta olduğu dikkat çekiyor. Bu konuda da en büyük destek, ülke başkanı Zuma’nın görevinden istifa etmesi oldu. Bu istifanın, ülke para birimini olumlu etkilediği ve ABD Doları karşısında değerlendiğini gözlemledik.
Yılbaşından bu yana baktığımızda, grafiklerde 2 aylık süreçte çok büyük bir bozulma yok. Ancak, şubat ayındaki tabloya bakıldığında, ne yazık ki kırmızıların ağırlıkta olduğu görülüyor. ABD Dolarının, güçlenme çabası içerisinde olması ve bu durum karşısında gelişmekte olan ülke para birimlerinin direnememesi, kırmızıların şubat ayında daha baskın olmasına neden oldu. Ülkelerin risk primlerinde de ocak ayına nazaran büyük bir değişimin olmadığını söyleyebiliriz. Carry trade performanslarında da Türk Lirasının diğer para birimlerine kıyasla daha iyimser olduğu dikkat çekiyor. Gelişmekte olan ülkeler borsaları ve kur endekslerinin ise okları şubat ayında aşağı yönde ilerledi. Bu tablo, bizlere şubat ayında gelişmekte olan ülke piyasalarından fon çıkışlarının ocak ayına göre daha kuvvetli olduğunun göstergesi olarak yorumlanabilir.
MART AYINDA GELİŞENLERDE NELER OLABİLİR?
Türkiye: 05 Mart günü Türkiye’den enflasyon rakamlarıyla başladık. Şubat ayına yönelik açıklanan veride bir önceki aya göre düşüşün olduğu görülmekte. Açıklanan verinin, 07 Mart tarihinde yapılacak olan TCMB’nin yılın ikinci toplantısındaki kararını etkilemeyeceğini söylemek mümkün. TCMB, ocak ayındaki toplantısında baz etkisinden kaynaklı olarak enflasyondaki düşüşün bir süre daha sürmesini beklediklerini belirttiklerinden, bu ay açıklanan rakamlarında sürpriz olmadığını söylemek mümkün. Dolayısıyla, TL varlıklar üzerinde yeni bir hikaye oluşmadı. TCMB’nin mart ayı toplantısında, piyasalar herhangi bir sürpriz beklemiyor. TCMB bu ayda sıkı duruşunu korumaya devam edebilir.
TL varlıklarda olağanüstü bir durum olmadıkça oynaklık çok yüksek olmadığı gibi Türkiye’ye yönelik risk algısında da ciddi bir bozulma gözlemlenmiyor. Dolayısıyla, TCMB’nin bu tablo karşısında temkinli duruşunu sürdürmesi beklentiler arasında. 29 Mart tarihinde ise 2017 yılının büyüme rakamını izliyor olacağız. En son açıklanan sanayi üretimi rakamları, ülke büyümesinin 2017 yılında %7’nin üzerinde bir tablo çizebileceğini bizlere gösterirken, hükümet tarafından gelen açıklamalarında %7’nin üzerinde bir büyüme ile 2017 yılını kapatma ihtimalinin yüksek olduğu görülmekte. Beklentiler dahilinde veya beklentilerin üzerinde bir rakam, Türkiye ekonomisine yönelik algıların daha da iyiye gittiğini bizlere gösterebilir.
DİĞER GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE İSE;
Hindistan ve Çin dışında diğer gelişmekte olan ülkelerin faiz kararları bulunuyor. Şubat ayında, Rusya ve Brezilya’nın faiz indirimlerini izlemeye devam ettik. Rusya için değil ama Brezilya’dan bu ay içinde faiz indirimi gelebilir. Ancak, her ikisinden de faiz indirimi gelse fiyatlamalar üzerinde yeni bir sayfa açmadığını da söylemek mümkün. Artık, piyasalar bu hamlelere sürprizle yaklaşmıyor.
18 Mart Rusya’da Devlet Başkanlığı Seçimleri Yapılacak. Şu sıralarda yeni bir gelişme yok bu konu hakkında ancak zaman daraldıkça özellikle Rusya piyasalarında spekülatif hareketler izleyebiliriz.
ABD: Mart için yoğun bir takvimi bulunuyor. Fed, 2018 yılının ikinci toplantısını 21 Mart tarihinde gerçekleştirecek. Geçtiğimiz günlerde, ABD ekonomisine yönelik oldukça iyimser beklentilerle karşımıza çıkan yeni Fed Başkanı Powell, piyasalarda 4 faiz artırımı spekülasyonlarının sürmesine bile neden oluyor. Her ne kadar mart toplantısında piyasalar Fed’den bir faiz artışı beklemesine karşın bu toplantıda önemli olan unsur Fed’in nasıl bir dille karşımıza çıkacağı olacaktır. Yılın kalanı için 4 faiz artışının hala masada olup olmayacağını Fed’in söylemlerinde arıyor olacağız. Aynı toplantıda, Fed’den ekonomik projeksiyonlar ve Başkan Powell’ın da bir basın açıklaması bulunuyor. Kısacası, ortam ABD Doları için oynaklığın yüksek olabileceğini bizlere gösteriyor.
ABD Başkanı D. Trump, çelik ve alüminyuma gümrük vergisi uygulamasına başlayacak ve bu tarifenin bu ay içerisinde imzalanması bekleniyor. Bütçe içinse hala belirsizlik sürüyor. 23 Mart geçici bütçede son gün olarak karşımıza çıkıyor. Şubat ayında da kısa süreli de olsa bütçe nedeniyle kepenkleri indirmek zorunda kalan ABD hükümeti için mart ayının da zorlu geçeceğini söyleyebiliriz. Hala bu konuda net bir tablo bulunmazken, ABD Başkanı D. Trump bu aralar gümrük vergileriyle ilgileniyor. Avrupa Birliği komisyonunun tepkisinin ardından AB’den gelen otomobillere önlem alınacağının duyurulması da, ticaret savaşlarının başlama endişesini gündeme getirdi.
Sonuç olarak, şubat ayını ocak ayına kıyasla zor atlatan gelişmekte olan ülke piyasaları için mart ayının da zor olabileceğini söyleyebilirim. Özellikle, şubat ayının son günlerinde güçlenmek isteyen bir Dolar izliyoruz ve mart ayında bu hareketliliğin sürmesini beklediğimiz için ve ortamın Doların lehine biraz daha kuvvetlenmesi, gelişmekte olan ülke piyasaları üzerinde baskı kurmaya devam edebilir. Bu durumda, mart ayı içerisinde de GOP’lara olan fon girişlerini biraz zorlaştırabilir. Ancak, unutmamak gerek, şimdilik Doları konuştuğumuz için bu yorumu getiriyoruz ancak her ülkenin kendine has bir hikayesi bulunuyor. Dolayısıyla, gelişmekte olan ülke piyasalarından fon çıkışları gözlemlense bile cazibelerini kaybettiklerini söylemek için şimdilik erken olduğunu düşünüyorum.