FED’in Haziran ayı toplantısındaki endişe havasını, Temmuz ayında yok etmiş olması, piyasaların nefes almasını kolaylaştırdı. Tabii, bu süreç içerisinde piyasalar ABD verilerine odaklanmış durumda. Açıklanan her majör ABD verisi fiyatlamalara dahil ediliyor. Temmuz ayına yönelik açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisinin, beklentilerin üzerinde açıklanması ABD Doları için pozitif olarak değerlendiriliyor. Mayıs ayındaki “hayal kırıklığı”ndan sonra Haziran ve Temmuz aylarındaki TDI datalarının 200 bin kişi üzerinde açıklanmaya başlaması, istihdam piyasasına yönelik endişelerin yavaş yavaş kaybolmasına destekleyici oluyor. İstihdamda çarklar dönmeye başlarken, bundan sonra gözler ABD enflasyon rakamlarında olacaktır. Eğer, enflasyon rakamlarında da yukarı yönde ivmelenmeler görülmeye başlarsa bu durum ilerleyen süreçte FED’in faiz artırımı açısından elini rahatlatacaktır. 16 Ağustos tarihinde açıklanacak olan ABD enflasyon verisi ayın en önemli verilerinden biri olacak diyebiliriz. Ağustos ayında, FED’in toplantısı bulunmuyor. Bir sonraki FED toplantısı, 20-21 Eylül tarihlerinde karşımıza çıkıyor. Eylül toplantısına kadar olan süreçte, ABD verilerindeki görünüm oldukça önemli olacaktır. Ancak, ABD verilerindeki toparlanma hemen Eylül ayında faiz artırımı kapısını açmayabilir. Kasım ayında ABD Başkanlık seçimleri olacak. Her ne kadar, ekonomik göstergeler göz önünde bulundurulsa bile FED, ABD Başkanlık seçimlerini de görmek isteyebilir. Bu durumda, en uygun faiz artırımı 2016 yılı Aralık ayı toplantısı olarak beklenebilir.
FED’in rüzgarı, gelişmekte olan ülke piyasaları üzerinde de etkisini hissettiriyor. Dolara olan talebin artması veya azalması, gelişmekte olan ülke piyasalarına yönelik fon giriş-çıkışlarının şiddetini değiştirebilir. Türkiye’de yaşanan iç gelişmeler, son dönemde gelişmekte olan ülke piyasalarındaki seyrinde bozulmasına neden oluyor. Türkiye, 15 Temmuz tarihinde yaşanan darbe girişimi nedeniyle gelişmekte olan ülkeler arasında negatif ayrıştı. Yurtiçi piyasalardaki ayrışmanın etkisi ile Türk Lirası’nın ABD Doları karşısında yeni rekor seviyeler test etmesine neden olduğunu izledik. Türkiye’ye yönelik risk algısının 15 Temmuz dönemine göre bir nebze azaldığını söyleyebiliriz. Ancak, tam anlamıyla Türkiye’ye yönelik risk algısı devam ediyor. Türkiye’nin 5 yıllık CDS rakamı 15 Temmuz döneminde 300 puana doğru tırmanırken, şu sıralarda 263 puana gerilemiş durumda. Ancak, Türkiye’ye yönelik risk algısının sürüyor olması şimdilik CDS rakamının 250 puan altına geri çekilmesini zorlaştırıyor. Türkiye’ye yönelik risk algısının sürüyor olmasında, hem Moody’s hem Fitch değerlendirmeleri baskı yaratıyor. Bu akşam saatlerinde, Moody’s tarafından TL varlıklara yönelik değerlendirme bekleniyor. Moody’s pas geçerse bu durum bir süre yurtiçi piyasalardaki belirsizliği kaldırabilir ancak bu sefer 19 Ağustos tarihindeki Fitch değerlendirmesi beklenilecek. Kısacası, her iki kuruma yönelik belirsizlikler netlik kazanana kadar, Türkiye’ye yönelik risk algısının devam etmesi beklenebilir.
USD/TRY paritesini teknik olarak ele alırsak, dört saatlik periyotta alçalan kanalını kırmasıyla parite üzerinde alımlar hızlandı. Şimdilik, USD/TRY 3.00 seviyesinin üzerinde seyrini korumaya çalışıyor. Bu nedenle, paritenin, yukarı yönlü iştahının sürdüğünü izliyoruz. Grafikte görüldüğü gibi, USD/TRY’de yükselen trendin devam ediyor olması paritenin yükselişini destekliyor. Paritede, rekor seviyeler için yeni hikayelere ihtiyacımız var. Şimdilik, USD/TRY’de geri çekilmelerde 2.95-2.97 aralığı dikkatle takip edilmeli.
Grafik: USD/TRY
Kaynak: Meta Trader, İntegral Analiz
Türkiye 5 Yıllık CDS Rakamı (30.05.2016-05.08.2016)
Kaynak: Bloomberg