Aylin Cevizci Yazarın Tüm Yazıları

Otomotivde beklenen canlanma 3. çeyrekte mi?

3dk okuma

Türkiye otomotiv sektörüne ilişkin verilerin mayıs ayı sonuçlarını aldık. Sektörde toplam pazar Ocak-Mayıs dönemi içerisinde 189 bin 118 adet ile geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 20,5 oranında arttı. Aynı beş aylık dönem için üretim 415 bin 454 olurken geçen yıla kıyasla üretimde yüzde 33,6 oranında azalma görüldü. İhracat bu dönemde yüzdelik bazda yüzde 38,4 oranında azalırken, ithalatta yüzde 29,7 oranında daraldı.

Haberin Devamı

Mayıs ayında ise pazar yüzde 2,1 oranında daraldı. Üretim yüzde 53,7 oranında daralırken, adet bazında 63 bin 145 olarak gerçekleşti. İhracat bu dönemde yüzde 60,3 oranında daralmaya işaret ederken, ithalat ise yüzde 0,3 oranında artış ile öne çıktı.

Otomotiv sektöründe segmentlere göre incelemeyi ise yalnızca mayıs ayı olarak alalım. Otomobil pazarında segmentlere göre A, B, C grubundaki araçlar pazarın yüzde 84,1’ini oluşturdu. Yakıt bazında mayıs ayında en çok payı benzinli alırken; bunu dizel, otogaz ve hibrit takip etti. Motor hacimlerine göre en yüksek pay 1600cc altında olan araçların satışının yüzde 23,4 artarak pazarda yüzde 94,8 oranında pay elde ettiği görüldü. 1600 – 2000cc satışları yüzde 15,7 oranında azalırken, 2000cc üzeri otomobil satışları ise yüzde 31,3 oranında daralarak pazarda yüzde 0,2 oranında pay aldı.

İkinci el araç pazarında ise TÜİK verilerine göre son rapor nisan ayına ait. Nisan ayı verilerine göre, otomobil satışlarında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 50,5 oranında azalma görüldü. Kamyonet satışları ise aynı dönemde yüzde 45,9 oranında daralırken, otobüs satışlarının ise en yüksek daralmanın görülerek yüzde 63,7 oranında yaşandığı dikkat çekiyor. Genel olarak pazarın nisan ayında tüm segmentler dâhil edildiğinde yüzde 47,3 oranında daraldığı görülüyor. Ayrıca ODD sayfasında yer alan Indicata verileri daha güncel olmakla birlikte haziran ayı sonuçlarını vermekte. İkinci el online pazar satışları haziran ayında geçen yıla kıyasla yüzde 48,1 oranında artış kaydetti. Türkiye ikinci el online pazarı genelde yüzde 33 oranında arttı. İkinci araç satışında da segment bazında en yüksek pay ilk 6 aylık dönemde C sınıfında yüzde 41,9 oranında oluştuğu görülüyor.

Haberin Devamı

Dünya geneline baktığımızda otomotiv pazarı Almanya’da yüzde 49,0, Fransa’da yüzde 50,0, İtalya’da yüzde 50,0 İngiltere’de yüzde 50 ve İspanya’da yüzde 73,0 oranında daralmanın mayıs ayında yaşandığı görülüyor. Kuzey Amerika’da yüzde 17,3, Güney Amerika’da yüzde 27,2 oranında pazarda daralmanın oluşmuş durumda.

Avrupa’da otomotiv sektörünün canlanması adına üreticiler nezdinde teşvikler verilirken, araç satışlarının hız kazandırılması adına farklı kampanyalar planlanıyor. Türkiye nezdinde ise kredi faiz oranlarındaki düşüşlerin yanı sıra sektörün öncülerinde kendi finansman şirketleri ya da alternatif kampanyalar ile bu sürecin hız kazandırılması bekleniyor.

Haberin Devamı

Bazı markalar için şimdilik stok yetersizliği gündemde olurken bu durumun yılın geri kalan 6 aylık döneminde ya da eylül sonrasında hızlı şekilde sektör için sorunların çözüleceği yönünde değerlendirmeler geliyor. Bu dönemde özellikle sıkça karşılaştığımız bir durum var ki sıfır araçların temin edilmesinde güçleşen bu tablo ikinci el araç talebini artırması oldu. Fakat bu ikinci el araç talebinden ziyade daha çok bunun araç fiyatlarından ibaret olduğunu görmekteyiz. Çünkü nisan ayı verilerine göre ikinci el araç satışlarında önemli bir değişiklik olmayıp daralma yaşanmış durumda. Bunu Indicata verilerinde segment bazlı kıyaslamalarda görmekteyiz. A segmentinde yılbaşına kıyasla en yüksek artış B sınıfında olurken, C-SDN segmentinde ise artış yüzde 26,9 ile ikinci sıraya yerleşmiş durumda. Yine mayıs ve haziran ayı ikinci el online satış fiyatlarında da bu durum kendini göstermekte.

Gecikmeli verilerin aksine sektörü bir de son gelen tüketici güven endeksi çerçevesinde incelemekte fayda var. Endeks içerisinde yer alan anket sorularından bir tanesi “Gelecek 12 aylık dönemde otomobil satın alma ihtimali” şeklinde. Bu ihtimalin yüzdelik artışı mayıs ve nisan ayında yüzde 24 üzerinde gerçekleşti. Yani gelecek 12 aylık dönem için satın alma güveninin güç kazandığını gösteriyor. Sektöre dair yorum yapabilmek adına takip ettiğimiz göstergelerden biri de dış ticaret istatistikleridir. GTS’ye göre son açıklanan veride motorlu kara taşıtları, traktörler, motosikletler ile diğer kara taşıtları en fazla ihracatı yapılan fasıl oldu. Haziran ayında bu fasıl ithalat kaleminin ilk beşine giremedi, fakat ihracatta yer alıyor olması üretim pazarının canlandığı ve işletmelerin faaliyetlerine başlaması ile sürecin hız kazandığına işaret ediyor. Öyle ki nisan ayında bu faslın ihracı 518 milyon dolar iken, mayıs ayında 1,01 milyar dolar, haziran ayında ise 1,7 milyar dolar düzeyine çıkmış durumda. Son olarak buraya haziran ayı imalat PMI verisini de ekleyelim. Haziran ayında faaliyetlerin başlaması ile yeni siparişlerin hız kazandığı ve yurtdışı siparişlerinin büyüme tarafına geçtiği değerlendirilmekte.

Haberin Devamı

Sektörün öncülerinden olan ve Borsada yer alan şirketlere baktığımızda ise endeksin ve genel global hareket öncülüğünde yüzde 40 üzerinde hareketi ikinci çeyrek dönemde kaydettikleri görülüyor. Endeks ikinci çeyrek dönemde yüzde 30 üzerinde primlenirken, sektör hisselerindeki primler yüzde 40 üzerine çıkmış durumda. Yani aşırı bir primlenmenin aksine endeks üzerinde bir getiri otomotiv hisselerinde gözleniyor. Sektöre dair verilerde satışlar ile üretimin hız kazandığı yönünde sinyaller alınması halinde hisse performanslarını üçüncü çeyrek döneminde de sürdürmesi mümkün olabilir. Sektör içerisinde ise yüksek motor hacimli otomobillerden ziyade 1600cc hacimli araç satışları ile küçük kamyonetlerin perakende ve taşımacılıktaki performansın etkisi ile daha iyi olmasını bekliyoruz.

Haberin Devamı

Sonuç olarak, son gelen veriler ile gecikmeli veriler nezdinde ve pazardan elde edilen yorumlar neticesinde sektöre yönelik toparlanmanın yılın geri kalan 6 aylık döneminde ve asıl hız kazanılacak sürecin ise eylül ve sonrasında olmasını bekliyoruz. Türkiye nezdinde yüksek montanlı yatırımlara yönelik tüketici güveninin artması kredi talebini artırabileceği gibi sektöründe canlanmasını destekleyecektir. Dünya genelinde pazar liderlerinin yerini koruması adına teşviklerin sürmesi ve alımların canlı kalması adına destekler söz konusu iken, sektörel adımların Türkiye dinamiklerinde de bir süre daha korunması beklenebilir. Bu koşullar altında sektöre yönelik bakış açımızın yılın geri kalanı için Türkiye ekonomisinde pozitifliğin korunması ve toparlanma ibarelerinin sürmesi halinde olumlu olabileceğini belirtebiliriz.