Kripto varlıklar ve DeFi, finansı; NFT’ler sanat ve spor camialarını; DAO’lar ise içsel değere sahip bir topluluk hareketinin hazine yönetişimini yapmak üzere alışkanlıkları yıkmaya devam ediyor. Tabi ki bu hazine varlıkları tokenize edilmiş kripto varlıklar olarak üretiliyor. Geçen haftaki yazımda dağıtık otonom organizasyonlar olan DAO’lara giriş yapmıştık. Bu haftaki yazımda ise DAO’ların cesur kullanım alanlarına değinmek istiyorum.
Öncelikle, DAO’nun tanımını yeniden hatırlatmakta fayda görüyorum.
“Toplulukların kendi içsel değerine sahip kripto varlık formatındaki hazineleriyle ilgili karar alma sürecini akıllı sözleşmeler aracılığıyla daha adil ve merkeziyetsiz hale getiren uygulamalardır.”
Bugün DAO’lar birçok dağıtık uygulamanın hazinesinin yönetilmesi ve uygulamalara eklenecek yeni özelliklerin oylanması gibi süreçleri içeriyor. Ancak hayal gücünü biraz daha zorlayan ekipler, DAO’ları daha büyük kitlelerin erişimine açarak büyük fikir paylaşım platformlarına çeviriyor. Bunun en önemli örneklerinden bir tanesi ise daha çok seçmene ulaşarak karar verme süreçlerindeki katılımı artırmak amacıyla politika alanında bulunuyor.
DAO, siyasi partiler ve STK’lar için ne anlama geliyor?
Partiler, demokrasinin en temel taşıdır ve benzer görüşteki kişileri bir çatı altında toplayarak ülke yararına çalışmalar yaparak ülke yönetimi için seçmenleri tarafından seçilmeyi amaçlar. Seçilmeleri durumunda da seçmenlerine ülke yararı için sundukları vaatleri gerçekleştirmeleri beklenir.
Partiler mevcut durumda iç demokrasi eksikliği, yolsuzluk, veraset ve para ile sağlanan güç gibi partilerin işleyişini aksatabilecek potansiyel bazı tehlikelerle karşı karşıyadır. Bu tehlikelere karşı kullanılabilecek en güçlü silah ise şeffaflıktır.
DAO’ların partiler için uyarlamasına Decentralized Autonomous Parties (DAP) yani Merkeziyetsiz Otonom Parti adı verilebilir. Bu oluşum sayesinde geleneksel siyasi parti içerisindeki üye, teşkilat mensubu, delege, parti liderinden oluşan hiyerarşik yapı yerini parti içerisindeki her katılımcının söz sahibi olduğu ve sesini duyurabildiği, ayrıca sağladığı düz bir yapıya evrilir. Blockchain teknolojisinin en büyük nimeti olan şeffaflık sayesinde de daha verimli faaliyetlerin önü açılmış olur.
Avustralya'da Bitcoin’den esinlenerek 2015 sonlarında faaliyete geçen Flux ismindeki parti, demokratik gücü bireysel seçmenlere geri verme amacı ile Demokrasi 2.0 olarak adlandırdıkları yeni bir kavramı benimseyerek blockchain üzerinde kendi oylama mekanizmasını hayata geçirdi. Flux uygulaması üzerinden sürdürülen bu yeni modelde kararlar ve temsilciler, katılımcıların çoğunluk oyuna göre belirleniyor. Topluluk tarafından seçilen temsilciler yine parlamentodaki oy haklarını, katılımcıların ortak kararına göre veriyorlar.
Bir başka örnek ise Hong Kong’dan. Dünyanın ilk DAO tabanlı sivil toplum kuruluşu olan TheSmileOf, insani yardım ve hayır işleri amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor. TheSmileOf’un hazinesi ise her bir yardım kampanyası sonrası NFT haline getirilen gülen insan fotoğraflarından oluşuyor. Yani bu oluşumda söz sahibi olmak, öneri getirmek veya oy vermek isterseniz, bu NFT’lere sahip olmanız gerekiyor. Açık artırma usulüyle satışa çıkarılan gülen insan NFT’lerinden elde edilen gelirler, tamamen hayır işleri için kullanılırken, fonların hareketleri ise şeffaf bir biçimde takip edilebiliyor.
EstoniaDAO girişiminden ilham alan CatalanDAO’da dünya üzerinde Katalan dilini konuşan, Katalan kültürünü paylaşan veya Katalonya’da yaşayan tüm bireyler için demokratik, ekonomik, dijital ve sosyal gelişim hedefleyen bir DAO. Katalan hükümeti tarafından sağlanan dijital sertifikalar karşılığında sunulacak token sahiplerinin katılacağı oylamalar ile yönetişimini idame ettirecek CatalanDAO; dijital vatandaşlık, Katalan sanat eserlerinin tanıtımının yapılması için NFT’lerin kullanımını, ekonomik ve politik deneyleri, dağıtık sistemlerin halk tarafından benimsenmesini ve EstoniaDAO gibi diğer uluslara ait DAO’ların da aynı amaca ulaşmasına yardımcı olmayı amaçlıyor. Uluslara ait DAO’ların ve uluslararası DAO etkileşimlerinin daha da artacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Özetle görüldüğü üzere DAO’ların yeni kullanım alanları, toplum ve ulusları birleştirici öğelerden oluşuyor. Henüz emekleme aşamasında olan bu uygulamalar geleceğin yönetişim mekanizmalarının temellerini oluşturacak. Ülkemizde de benzer adımların atılması ve fikir paylaşımının artması için en uygun ortamlar ise STK’lar ve siyasi partiler olarak öne çıktığını düşünüyorum.