Güncelleme Tarihi:
kobiden.com'dan Sedat Alp'ın haberine göre; Seneda Begoviç, Bosna Hersek iç savaşında yaşadığı kötü günlerin ardından Türkiye'de örnek bir girişimcilik hikayesine imza attı. Ülkesinde 1992 yılında başlayan ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olan iç savaşta yaşam mücadelesi veren Begoviç, 10 aylık bebeğiyle birlikte TIR kasalarında ve otobüs bagajlarında gizlenerek sürdürdüğü iki aylık zorlu yolculuğunu Türkiye'de tamamladı. Öğrenimini Mostar Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamlayan Begoviç, yaklaşık 10 yıl boyunca İzmir'de fabrika ve lokantalarda çalıştı. Begoviç, daha sonra ise bir lojistik firmasında tercüman olarak işe başladı. Çalıştığı şirket Türkiye'deki operasyonunu bitirince, aynı işi kendisi yürütmek için bir şirket kurmaya karar veren Begoviç, Kastel Danışmanlık ve Dış Ticaret Şirketi ile Avrupa ülkelerine yaş meyve sebze taşımacılığı yapmaya başladı.
Uzun uğraşlar sonucunda geçtiğimiz yıl T.C. vatandaşlığını aldığını söyleyen Begoviç, "İnsanın kendi hayatıyla sınanması çok acı bir olay. Ama bunu eşim ve çocuğum sayesinde aştım. Bugünleri görmek benim için hayaldi. Türkiye'de olmaktan son derece mutluyum" dedi.
Bosna Hersek'te 21 önce başlayan iç savaşın 300 bin Müslüman'ın ölümüne, 700 bininin de topraklarını terk etmesine yol açtığını anımsatan Begoviç, savaştan kaçan çok sayıda Boşnak'ın Türkiye'ye geldiğini belirti. Yaşadıklarını anlatan Begovic, özetle şu ifadeleri kullandı:
SOKAKLARDA VE BARAKALARDA YAŞADIK
"Ben, eşim Nusret Begoviç ve 10 aylık bebeğimiz Ayla ile Trebinje kasabasında yaşıyorduk. Bosna'da daha fazla kalma olanağımız kalmayınca 1992'de bir TIR'ın kasasına gizlenerek Karadağ 'a geçtik. Sınırlarda yakalanma riskiyle karşı karşıya olduğumuz için eşim Bosna Hersek'te bir süre kaçak bir şekilde yaşamaya başladı, ben ve kızım ise Üsküp'e geçtik. Burada iki ay boyunca sokaklarda ve barakalarda yaşadık. Sürekli saklanmak zorunda kaldık. Bir ay sonra eşimle Üsküp'te buluştuk. Bu arada da Türkiye'ye ulaşan akrabalarımla bağlantı kurduk. Onların durumlarının iyi olduğunu öğrenince Türkiye'ye gitmeye karar verdik ve riskli bir yolculuğun ardından İstanbul'a vardık."
Daha sonra İzmir'e geçtiklerini ve Bosna Hersek Fahri Konsolosu Kemal Baysak'ın kendilerini Egekent'te bir daireye yerleştirdiğini söyleyen Begoviç, "Makine mühendisi eşim Bosna Hersek'te bir firmanın müdürüydü, ben de hukuk müşaviriydim. Durumumuz çok iyiydi. Ancak savaş herşeyi altüst etti. Türkiye'ye geldiğimde tekstil firmasında çalıştım. Daha sonra lokantalarda aşçılık yaptım. Buralarda genelde Boşnak böreği yapıyordum. Geçimimizi bu şekilde sağlamaya uğraşıyorudk. Bir yandan da eşimle Türkçe öğrenmeye çalışıyorduk. 2000 yılına kadar hayatımız böyle geçti" dedi.
ŞİRKETİNİ 12 YIL ÖNCE KURDU
Daha sonra ise gittiği bir Boşnak derneğinde bir firmanın Boşnakça tercüman aradığını duyduğunu söyleyen Begoviç, "Firmayla bağlantıya geçip orada çalışmaya başladım. 3 yıl boyunca bu lojistik firmasındaki yazışmaları, görüşmeleri takip etim ve çeviri yaptım. Şirket, 2003 yılında Türkiye'deki faaliyetlerini sonlandırdı. Biz de eşimle düşündük ve bu işi yapabileceğimize karar verdik" diye konuştu. "Çevremizden aldığımız borçlarla bir lojistik danışmanlık ve dış ticaret şirketi kurduk. Adına da eşimin Trebinje'de doğduğu bölge olan Kastel adını verdik" açıklamasını yaptı. Begoviç,"İlk yıllar Avrupa'daki muhattaplarımıza güven sağlama yolunda önemli bir yol katettik. 10 yıldır da Avrupa ülkesine sebze ve meyve taşımacığılı yapıyoruz. Kızım Ayla ise şimdi 23 yaşında ve ODTÜ'de Mimarlık Fakültesi'nde öğrenim görüyor" diye konuştu.