Güncelleme Tarihi:
Reklamcı Zafer Orağlı, "Türkiye'de hizmet sunan firmaların en büyük hayalinin markalaşabilmek olduğunu ifade eden Zafer Orağlı, büyük şirket ve holdingler gibi KOBİ'lerinde reklam bütçelerini artırdıklarını açıklayarak "Krizler marka doğurur, KOBİ'ler krizi fırsata çeviriyor" dedi.
Türkiye'deki işletme sayısının yüzde 99'unu, istihdamın ise yüzde 81'ini oluşturan Küçük ve Orta Boy İşletmelerin (KOBİ), reklamın önemini kavramaya başladığını belirten Zafer Orağlı, "KOBİ'ler marka olabilmek için reklama önem vermeye başladılar" dedi
Özellikle Anadolu'da büyümek isteyen bir firmanın kısa zamanda Türkiye çapında bir marka olabildiğini belirten Orağlı, "Bu markalar kriz dönemlerinde, agresif reklam pazarlama yöntemleriyle ön plana çıkıyor. Çünkü büyük işletmeler kriz döneminde kendilerini geri çekiyorlar. KOBİ'ler böylelikle krizi fırsata çevirip başarı hikayelerini oluşturuyorlar" ifadelerini kullandı.
Orağlı sözlerine şöyle devam etti; "Krizde öncelikle reklam bütçelerinin hemen kesildiği bilinen bir gerçek. Kriz, panik demektir. Bu dönemde firmalar da, tüketiciler de tedirgin. Çünkü tüketici gereksiz masraftan kaçıyor, harcamalarını minimuma indiriyor. Ancak önemli bir gerçek de kriz dönemlerinde tüketicinin markaları daha yakından takip ettiği. Reklamın amacının her ne kadar malı satmak olsa da özellikle sıkıntılı dönemlerde reklam yatırımlarına devam etmek, tüketici gözünde markaları daha değerli daha güvenli olarak algılanmasını sağlıyor. Elbette reklam kriz dönemlerindeki yönetim için tek başına yeterli olan bir enstrüman değil. Reklamın yanı sıra pazarlama faaliyetlerinin tümünün gözden geçirilmesi gerekli. Adı üzerinde kriz ya da sıkıntılı dönem diyelim; Pazar şartları daha ağırlaşıyor, satın alma gücü düşüyor, alışılagelen satın alma süreçleri ve alışkanlıklarında keskin farklılıklar meydana gelebilmekte.
Bu nedenle kesintiler yerine değişen oyun kurallarına adapte olabilecek yeni stratejiler, mesajlar, söylemler oluşturmak gerekiyor. Kriz dönemlerinde yapılacak yenilikler, indirimler, tüketicilerin yanında olmak bu dönemlerde bumerang misali avantaj olarak markaya geri dönebiliyor. Hatta kriz ile büyüyen markalar konulu pek çok çalışmalar örnek olarak gösterilebilir. Bu çalışmalar tüketici üzerinden çok önemli bir avantaj olarak geri dönüyor.
Elbette bunun dışında fiyat odaklı çalışmalar bu dönemde en çok karşımıza çıkacak çalışmalar olacaktır ama bunda da dikkatli olunmalı, güven sarsıcı olunmamalı. Baştan beri belirttiğim gibi telaşa götürmeyen, yandık bittik edebiyatındansa tasarruf güven mesajları daha yapıcı teknikler marka-tüketici ilişkisini kuvvetlendirecektir. Biraz cesaret, çekimserlikten uzak hareketler, güvenli yaklaşımlar hem tüketicide olumlu yansımalar yapacak, hem de sıkıntılı olan ekonomi de sürdürebilirliği sağlamaya katkısı büyük olacaktır"