Güncelleme Tarihi:
AS tim komutanı olarak 1995’te göreve başlayan Hakan Yangın, içindeki girişimcilik tutkusunu yenemedi ve 1998’de üsteğmenken ordudan ayrıldı. Yangın’ın şu anda reklamcılık sektöründe 150 kişilik istihdama sahip 5 şirketi var. Şimdi de Mahallenin Kasabı markasıyla ‘kasap zinciri’ kuruyor.
bukobi.com'un haberine göre; Her Türk asker doğar ama bazıları sonradan girişimci oluyor. Hakan Yangın’dan bahsediyoruz. Hakan Yangın, Balıkesir’de büyümüş ve 1992’de Deniz Harb Okulu’na girmiş. 1995’te Sualtı Savunma Grup Komutanlığı’nda SAS tim komutanı olarak göreve başlamış. Birçok operasyonda önemli görevler ifa eden Hakan Yangın, içindeki ‘girişimcilik tutkusu’na 1998’de yenik düşmüş ve askerlikten ayrılarak iş hayatına atılmış. Şu anda Yangın’ın reklamcılıktaki 5 şirketinde 150 kişi çalışışor ve bu şirketler 2014’ü 10 milyon lira ciroyla kapatıyor. Son olarak et besiciliğine de giren Hakan Yangın, şimdi Mahallenin Kasabı markasıyla da ‘kasap zinciri’ kuruyor. Buradaki ciro ise 8 milyon liraya ulaştı. Hakan Yangın şöyle konuşuyor:
ÖĞRETMEN BABANIN OĞLU
Babam öğretmendi. Ancak kendi çapında ticaret de yapardı. Ticaret fikri içime onun yanında yerleşti. Çocukluğumda da hep birşeyler satarak kendi harçlığımı çıkardım. Sonra Harbokulu için İstanbul’a geldim ve 1992’de Deniz Harp Okulu’ndan mezun oldum. 1998’de de üsteğmen rütbesindeyken ordudan ayrıldım. Askerliğin disiplini çok hoşuma gitmişti ama sıradanlık hoşuma gitmemişti. İçimde taşıdığım girişimcilik potansiyelinin de askerlikte kullanamayacağını iyice anladım. Amacım, artık kendi işimi kurmaktı.
MİNİBÜS, VAPUR, MİNİBÜS
Neden böyle oldu? Tabii ki bu konuda karar almak bir asker için çok zordur. Askerken tenis oynamaya başlamıştım. Bir akşam kulübe gittim ve tenis oynadık, bana yemek de ısmarladılar. Sonra yürüyerek yola çıktım. Arkadan tenis oynadığımız biri, bir porsche ile yetişti ve ‘seni uygun yere bırakayım’ dedi. Bindim. Adam tekstilciymiş. Biraz konuştuk, benden daha akıllı değildi ama arabası buydu. Beni minibüs durağına bıraktı. Oradan yeniköye indim. Vapura bindim, indim, tekrar minibüs ve eve öyle gittim. O gün olanlar bardağı taşıran son damla oldu. ‘Bu işte bir adaletsizlik var. Biz kelle koltukta çalışıyorduk ama bir araba bile alamıyorduk. ‘Ayrılmam lazım, hiç birşey yapamasam tenis hocalığı yapar yine daha çok kazanırım’ dedim. 1.5 sene sonra artık asker değildim.
ÖNCE TENİS HOCALIĞI YAPTIM
Bu arada tenis dersi vermek için maaş artı ders ücreti ile bir kulüple anlaştım. Bir anda benden tenis dersi almak isteyenler kuyruk oluşturdu. Çünkü her öğrenciye dosya tutuyor, takip ediyordum. Askerliğin getirdiği sistemli çalışma disiplini ile bir anda o tesiste genel müdürden daha çok para kazanmaya başladım. Sonra Alarko Turizm Grubu’nda çalıştım. Ardından reklam sektöründe de bir süre proesyonel çalıştım. 2000 yılında ise kendi şirketimi kurdum ve outdoor reklam üretimiyle işe başladım. Garanti Bankası’nın ödeme sistemleri ve Bonus için organizasyonlar ve out door üretim yaparak yürüdük. 2005’te 2500 metrekare bir yere taşındık ve 1 yıl sonra 88 kişi olduk. 2008’de bir markanın tüm reklam faaliyetlerini yürütebilir hale gelmiştik. Şu anda bu sektörde 5 şirketimiz ve 150 kişilik ekibimiz var. Buradaki ciromuz 10 milyon liraya yakın.
TARLA ALIP BESİCİ OLDUM
HAKAN Yangın, 2010’da Lüleburgaz’da 80 dönüm tarla alıp et besiciliğine girdiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “150 baş hayvanımız var. Hayvanı 3 aylıkken alıyoruz ve sadece arpa, mısır ve ayçiçeği küspesi ile besliyoruz. Şu anda haftada 4 karkas çıkarıyoruz ve bunun büyük bölümünü de Göktürk ve Ataşehir’de Mahallenin Kasabı markasıyla açtığımız iki kasabımızda satıyoruz. Çiftlik ve kasap ciromuz da 8 milyon liraya yaklaştı. Kasap işinde dükkan sayımızı 10’a kadar çıkaracağız ve orada duracağız.”