Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2001 00:00
Türkiye`deki 10 devekuşu çiftliğinden biri Aydın`da. Çiftlik sahibi Nazım Lalaşahin alternatif besi hayvancılığında gelecek görüyor.
Zeytinyağı ticaretiyle uğraşan Nazım Lalaşahin`in hayatı bir gece yarısı devekuşlarıyla ilgili bir belgeseli izlemesiyle değişti. Afrika bozkırlarının özgür ruhlu, hızlı koşucusu devekuşu, daha çok `etine dolgunluğuyla` dikkatini çekmişti Lalaşahin`in. Devekuşlarının üreme, beslenme ve yaşam biçimlerinin anlatıldığı belgeselde `maalesef` bu kuşların çok kısa zamanda `şişmanladığı`, farklı iklim koşullarına dayanıklı olduğu da belirtiliyordu.
Kilosu 15
dolar:
Bu işin çok kârlı olduğuna karar veren Lalaşahin, yaptığı kısa bir araştırmayla devekuşunun dünyanın birçok ülkesinde lüks tüketim kategorisine giren bir ete sahip olduğunu öğrendi. `Her türlü yeniliğe kollarını sonuna kadar açan Türkiye`de devekuşu eti neden yenmesin?` düşüncesinden yola çıkarak ithalatın yollarını aramaya başladı. İspanya`dan ithal ettiği 5-10 devekuşuyla memleketi Aydın`da çiftlik kuran Lalaşahin, burada ürettiği kuşları `alternatif besi hayvanı` yetiştirmek isteyen girişimcilere satmaya başladı. Devekuşu üreticilerinin ilk aşamadaki müşterilerini ise `kalbur üstü` restoranlar oluşturuyor. Zira devekuşu eti 15 dolarlık kilo fiyatıyla tavuktan da kırmızı etten de pahalı.
Tadı farklı değil
Devekuşunun, eti, derisi ve tüyü ile her şeyi değerlendirilebilen kârlı bir yatırım olduğunu ifade eden Ege Devekuşu Çiftliği sahibi Lalaşahin, devekuşu yetiştiriciliğini kârlı yapan unsur olarak, yumurtayla çoğalması ve bir devekuşunun yılda ortalama 40 yumurta vermesini gösteriyor. Türkiye`de 10 tane devekuşu çiftliği olduğunu belirten Lalaşahin, Bu iş çok kısa zamanda patlayacak. Bahar aylarında Türkiye devekuşu etini tanımış olacak diyor. Devekuşuetinin lezzet olarak diğerlerinden farklı olmadığını söyleyen Lalaşahin, Üstelik yumuşak ve yağsız bu etin kolesterolü ise yüzde 20 civarında açıklamasını yapıyor. (RADİKAL)