Güncelleme Tarihi:
Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, 2024 yılı ihracat rakamları ve 2025 yılı hedeflerine ilişkin, Savunma Sanayii Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. Görgün, savunma sanayii alanında 2024 yılında 300'ün üzerinde ürünün 180 ülkeye ihracının yapıldığını belirtti. Görgün, savunma sanayiinde 3 bin 500 firmadan bin 600'ünün ihracat yaptığını kaydetti. Görgün, en çok ihracat yapılan ilk 10 ülkeden 5'inin Avrupa ülkesi olduğunu, en çok ihraç ürünlerin İHA'lar, SİHA'lar, akıllı füzeler, askeri helikopterler, hava radar sistemleri olduğunu belirtti. Görgün, ASELSAN tarafından İHA'lar, helikopterler ve uçaklar dahil sabit kanatlı ve döner kanatlı hava platformları için geliştirilen, yüksek performanslı elektro-optik keşif, gözetleme ve hedefleme sistemi ASELFLIR-500'ün 2024 yılında 16 ülkeye ihraç edildiğini bildirdi. Görgün, 7 milyar dolar seviyesinde olan ihracat rakamını 2 yılda çift haneli seviyelere çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. Görgün, 2023 ve 2024 yıllarında toplam imzalanan ihracat sözleşmelerinin tutarının da 20 milyar doların üzerinde olduğunu bildirdi.
'2028'DE TESLİM EDECEĞİZ'
Görgün, milli muharip uçak KAAN'ın 2'nci prototipinin görüntüsünü de ilk kez paylaştı. Görgün, toplam 6 adet KAAN prototipinin üretileceğini açıkladı. Görgün, "KAAN'ı 2028’de teslim edeceğiz. 2030'lu yıllarda da yerli motorla kullanılıyor olacak" dedi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyacı doğrultusunda başlatılan proje çerçevesinde Türk Havacılık Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) tarafından geliştiren 5'inci nesil savaş uçağı KAAN, ilk uçuşunu 21 Şubat 2024 tarihinde gerçekleştirmişti.
KAAN ile Türkiye; dünyada ABD, Rusya, Çin gibi 5’inci nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip sınırlı sayıdaki ülkeler arasında yerini almakta.
ALTAY TANKI MÜJDESİ
Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün açıklamasına "Bu sene en az 3 tane ALTAY tankını Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edeceğiz." diye devam etti. Güney Kore ile güç grubu anlaşması ile imzalanması ile ALTAY'ın seri üretim aşamasına gelindi. Yerli ve Milli tankın fabrikası da 2025 yılında hizmete giriyor. İlk üretilen ALTAY tankları Güney Kore üretimi motor ve güç aktarım grubu kullanacak. Tankın üreticisi BMC ise ALTAY için üretilen yerli motorun testlerinin devam ettiğini ve yakında ALTAY'da tamamen yerli ve milli motor ve güç grubu kullanılacağını açıklamıştı.
'KİŞİ BAŞI İHRACAT DEĞERİ 70 BİN DOLARIN ÜZERİNDEDİR'
Savunma Sanayii Başkanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, bu alanda faaliyet gösteren 3 bin 500'ü aşan şirketin olduğunu kaydederek, "Bin 100'ün üzerinde aktif halde yürüyen projemiz 3 milyar dolara yaklaşan savunma sanayi ar-ge bütçemiz, yüzde 80'lerin üzerine geçen yerlilik oranımız ve 100 milyar doları aşan proje hacmimizle Allah'a çok şükür bir önceki seneye göre yüzde 29'luk bir artışla 7 milyar 154 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik. Bu ihracat, özellikle hedef koyduğumuz 6,5 milyar doların yüzde 11 üzerinde performans göstermesiyle de farklı bir başarı oldu. Yakaladığımız bir başarı trendi var. Bu başarı trendi ile beraber ben inanıyorum ki; 2 yıl içerisinde, 7 milyar dolarlık mevcut ihracat rakamının çift haneli seviyelere ulaşacağını ön görüyorum. 2023 ve 2024 yıllarında toplam imzaladığımız ihracat sözleşmelerinin tutarı, 20 milyar dolar" dedi.
Görgün, bugün itibariyle toplam savunma sanayinin ihracat yapılan ülke sayısının 185 olduğunu açıklayarak, "Dünyanın tamamına neredeyse savunma sanayi ihracatı yapıyoruz. Bugün Türkiye'nin kişi başı ihracat değeri 70 bin doların üzerindedir. Türk ekonomisine, savunma sanayisinin katkısını buradan da ölçümleyebiliriz. Burada özel bir takdir ve teşekkürü Baykar hak ediyor. Bugün dünyada açık ara kişi başı ihracaat rakamı 300 bin dolar varan bir savunma şirketimiz var. Ülke ekonomisine katkısını da bu anlamda değerlendirebiliriz" ifadelerini kullandı.
'ASELFLIR-500 2024 YILINDA 16 FARKLI ÜLKEYE İHRAÇ EDİLDİ'
Savunma sanayiinde, 2024 yılı rakamlarına değinen Görgün, "230 tane ürün, 180 ülkeye ihraç edildi. Bu ürünlerin içinde ön plana çıkan bazı gelişmeler vardı. Mesela bir tane ürün 2024 yılı içinde üretildi, geliştirildi ve 16 ülkeye ihraç edildi. Yani bu çok görülen bir şey değil. ASELSAN'ın ürettiği ASELFLIR-500 sistemi geçtiğimiz sene seri üretimden çıktı ve 2024 yılında 16 farklı ülkeye ihraç edildi. Çakır ve Sungur füzelerimiz ilk defa ihraç edildi. Askeri gemi konusunda yılın sonuna yaklaşırken Portekiz'e yaptığımız bir ihracat çok önemliydi. Çünkü denizcilikle ünlü ve geçmişinde çok başarıları olan, bu alandaki sektörde faaliyetleri olan bir ülkeyle bir çözüm ortamı olmak, askeri lojistik iki tane geminin ihracatını gerçekleştirmek 2024 yılının bence önemli başarılarındandı. Geçtiğimiz yıl biz en çok ihracatı bölgesel olarak Avrupa'ya yaptık ve en çok sözleşmeyi Avrupa bölgesiyle imzaladık. İhracat yaptığımız ülkeleri sıraladığımızda, ilk 10'a giren 5 ülkenin Avrupa ülkesi olduğunu da buradan sizlerle paylaşmış olayım. En çok ihracat kalemi gerçekleştirilen ürünlerimiz insansız hava araçlarımız oldu. Akıllı füzeler, mühimmatlar, kara araçları, silah kuleleri, askeri gemiler, uçak ve helikopter yapısalları, sportif silahlar ve radar ve simülatörler oldu. Gördüğünüz gibi yüksek teknoloji içeren kalemlerde, savunma sanayiinde ve geniş bir yelpazedeyiz" dedi.
Görgün, imkanların yetersiz olması durumunda farklı çözümler ve arayışlar içinde olmalarının çok doğal olduğunu kaydederek, "İki tane büyük NATO organizasyonunu Türkiye'de yapacağız. Bir tanesini İstanbul'da bir tanesini Ankara'da yapacağız. Bunları Türkiye'ye getirmek önemli. Bir yabancı bir hava uçağına, eğitim uçağına aviyonik ihraç etmekle ilgili sözleşme imzaladık. O önemli bir başarıydı. Yine askeri alanda elde ettiğiniz bir başarı. ASELSAN, bir sivil eğitim uçağına ihraç etmek için uluslararası bir şirketle sözleşme imzaladı. Uzun menzilli hava savunma sistemlerimiz ilk kez yabancı ülkelerin envanterine girmeye başladı. Artık hava savunma sistemi ihraç eden bir ülke konumuna geldik" diye konuştu.
'KRİTİK TEKNOLOJİLERDE YÜZDE 80 YERLİLİK ORANINA ULAŞTIK'
HÜRJET ile ilgili de açıklamalarda bulunan Görgün, "HÜRJET'ten ANKA-3'e komut verilerek, ANKA-3'ün yönetilmesi, yönlendirilmesi ve faaliyet gösterilmesi, ilk defa bir insanlı uçaktan, insansız bir hava aracının kontrol edildiği bir başarılı, kazanılan bir yetenekti. Ekiplerimiz bunların geliştirilmesi üzerine çalışmalarına devam ediyor. Kritik teknolojilerde yüzde 80'in üzerinde yerlilik oranına ulaştığımızı söylüyoruz. Otonom sistemlerin özellikle şu anda baktığımızda etkilerini dünyada görüyoruz. Havada, karada, denizde kamikaze sistemlerin yine havada, karada, denizde etkinliklerinin sahada çok çok kullanıldığını, bunlar için ihtiyaç karşılayabilecek ve sahada çok hızlı bir şekilde seri üretim altyapısını destekleyebilecek ve oyun değiştirici yeni yaklaşımlarla, yeni yaklaşımlarla sahada kullanılmasını sağlayacak çalışmalara devam edeceğiz" dedi.
'KAAN VE GÖKBEY'İN MOTORU YERLİ VE MİLLİ OLACAK'
Görgün, KAAN'ın motorunu yerli ve milli imkanlarla yapacaklarını kaydederek, "KAAN ve GÖKBEY helikopterinin motoru da yerli ve milli olacak. Üretim sürecinde, Savunma Sanayii İcra Komitesinden onay aldıktan sonra bu yıl toplam 6 prototipin üretimini sürdüreceğiz. Şu an ikinci uçağın üretim süreci devam ediyor. Testleri çok hızlı yapıp zamandan kazanmak için 6 tane üretiyoruz. Kaan'ı 2028'de teslim edeceğiz, 2030'lı yıllarda yerli motorla kullanılıyor olacak. Bu yıl tamamlamaya odaklanacağımız 200'ün üzerinde proje var. Uydu haberleşme sistemlerinde, elektronik harp sistemlerinde MİLKAR ve MİLKED projelerinin sözleşmelerini imzalayacağız. HÜRKUŞ uçaklarımızın ilk teslimatları 2025 içerisinde olacak. Milli Harp Uçağı'mızın ikincisi üretiliyor" dedi.
'2018'DEN BU YANA SİHA SATIŞININ YÜZDE 65'İNE SAHİP ÜLKEYİZ'
Otonom sürüş sistemlerine de önem vereceklerini, bu kapsamda sürü otonom sistemini önceliklendireceklerini belirten Görgün, "İslam dünyasına da bakıldığında, 570 yıl önce Fatih Sultan Mehmet Han, geliştirdiği savaş teknolojisiyle savaş alanında ezber bozan bir teknoloji ortaya koymuştu. Bugün Türkiye, yine tüm İslam dünyasında savaş doktrinlerini, teknolojisini hakim kılan bir teknolojiyle adından söz ettiriyor. Daha çok geliştirmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. 2018'den bu yana dünya SİHA satışının yüzde 65'ine sahip olan bir konuma geldik" diye konuştu.
'DOST VE MÜTTEFİK ÜLKELERLE ÇALIŞMAYA AÇIĞIZ'
Görgün, 6'ıncı nesil savaş uçağı kapsamında KAAN'ın entegrasyonunu da anlatarak, "Kimi ülkeler 6'ncı nesil uçağı tek bir uçak gözünde bakıp değerlendirip ve bu uçağı kazandıracak yeni yetkinlikler olarak değerlendiriyor. Bizim bakış açımız ise farklı. Geliştirdiğimiz geliştirme, yaptığımız çalışmalar ve konseptimiz de farklı. Biz zaten dünyanın yaptığını, geliştirdiğini yaparak sürpriz etkisi yapmak yerine, kimsenin yapmadığı doktrin oluşturacak çalışmaları yaparak ilerlemeyi tercih ediyoruz. Biz 6'ıncı nesil çalışmalarına kendi özgün yaklaşımımızla, kendi bakışımızla, bir kurgumuzla faaliyetlere başladık. Uluslararası anlamda bunları geliştirmek ve bizle beraber yol yürümek isteyen dost ve müttefik ülkelere açığız. Bizim karşılıklı kazanç sağlanacaksa, sürdürülebilir bir ilişki kurulacaksa çalışmaya açığız" dedi.
'ÇELİK KUBBE İLE GELECEK TEHDİTİ ÖNCEDEN FARK EDECEKSİNİZ'
Haluk Görgün, Çelik Kubbe Hava Savunma Sistemi'ne ilişkin olarak da, "Çelik Kubbe aslında bizim çok katmanlı hava savunma sistemi yaklaşımımızın en genel anlamda bütünleşik kullanımının açıklaması, çalışır hale getirebilmesi. Ürettiğimiz silah sistemleri, radarlar, sensörler, elektro-optik sistemler, karıştırma sistemleri, elektronik, lazer sistemleri. Bunların her biri hem irtifa hem menzil olarak hem tesisin büyüklüğüne hem de bölge olarak değerlendirildiğinde hava savunma şemsiyesi altında bir takım ve bunların karşı size gelecek saldırılara karşı oluşturulabilecek tedbirlerin oluşturulması açısından bir bütüncül olarak değerlendirilmesi, etkileşimli çalışmasını zorunlu tutan bir yaklaşım. Çelik Kubbe bu yaklaşımı kusursuz bir şekilde sağlayacak hem donanım hem de yazılımsal ve ağırlıklı olarak da yazılımsal olarak yapmaya en başından katmanlı hava savunma sistemi kurgusunda başladığımız, şimdi bunları noktasal ve bölgesel olarak uygulamaya geçtiğimiz bir süreç. Bunun için özellikle ortak hava resminin oluşturulması, radardan gelen bilgilerin eksiksiz, kusursuz ve doğru bir şekilde merkezli bir yönetimle değerlendirilmesi ve alınabilecek tedbirlerin de maliyet etkin bir şekilde oluşturulması üzere en temel anlamda size söyleyeceğim yaklaşımlar. Çelik Kubbe ile size gelecek bir tehdit önce fark edeceksiniz. Fark ettiğiniz tehdidin ne olduğunu anlayacaksınız. Ne olduğunu anladıktan sonra nereye gitmek istediğine, ne olduğunu belirleyeceksiniz. Onun neyle imha etmeniz gerektiğini hesaplayacaksınız. Nerede imha etmeniz gerektiğine de hızlıca karar verip ve ateşlemeyi saniyeler çerçevesinde yapacaksınız" ifadelerini kullandı.
'BU YIL EN AZ 3 ALTAY TANKI'NI TSK'YA TESLİM EDECEĞİZ'
Savunma sanayinde güçlü olmayı, caydırıcı olma adına ve dünya barışına katkı sağlamak adına önemsediklerini belirten Görgün, "Ne kadar caydırıcı ve ne kadar güçlü olursak, ülkemizin korunmasına katkı sağlamış oluyoruz. Aynı zamanda da dünya barışına da katkımız oluyor. Bizim kimsenin toprağında bir gözümüz yok. Hiçbir ülkeyle ilgili bir savaş başlatalım, saldıralım. Öyle bir yaklaşımımız yok. Teknolojik olarak yerinde olmamız gerekiyor. İhtiyaç olması durumunda caydırıcı olabilecek yetenek ve yetkinliklere sahip olmamız gerekiyor. Bu bakış açısıyla çalışıyoruz. Bu yıl en az 3 ALTAY tankını seri üretimden çıkartıp Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) teslim edeceğiz. Üretime ilişkin ana ve alt yükleniciler ile SSB koordineli bir şekilde çalışıyor" dedi.