Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2001 00:00
-Anap Genel Başkanı Ve Başbakan Yardımcısı Yılmaz: -57. Hükümet, Türkiye`Nin Uzun Yıllardır İhtiyaç Duyduğu İstikrarı Sağlamıştır -Koalisyon Ortaklarının Fikri Ayrılıklarını Aşarak Böyle Bir Uyum Sergilemesi, Takdire Değerdir -Koalisyondaki Uyumun Devamı, Siyasi İstikrar Ve Hükümetin Ülkenin Sorunlarının Çözümü İçin Atacağı Adımların Sürmesinin Teminatıdır -Anap Olarak Uzlaşmacı Ve Uyumlu Tavrımızı, Ülkenin Ve Milletin Menfaatlerinin Söz Konusu Olduğu Her Yerde Sürdüreceğiz
ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Bşabakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, 57. Hükümet`in Türkiye`nin uzun yıllardır ihtiyaç duyduğu istikrarı sağladığını, koalisyon ortaklarının fikri ayrılıklarını aşarak böyle bir uyum sergilemesinin, takdire değer olduğunu ifade etti. Yılmaz, koalisyondaki uyumun devamının, siyasi istikrarın ve hükümetin ülkenin sorunlarının çözümü için atacağı adımların sürmesinin teminatı olduğunu kaydederek, ANAP olarak uzlaşmacı ve uyumlu tavrımızı, ülkenin ve milletin menfaatlerinin söz konusu olduğu her yerde sürdüreceğiz dedi. Yılmaz, ANAP Genel Merkezi`nde düzenlediği basın toplantısında, siyasete karşı olan güvensizliğin ve olumsuz tablonun giderilmesi için mevcut partilerin yeni yaklaşımlar ortaya koymalarının şart olduğunu ifade etti. Yılmaz, şöyle konuştu: Bize göre, halkımızın hem karamsarlığının hem de siyasete karşı soğuk davranmasının altında yatan en önemli sebeplerden birisi de Türk siyasetinin, bilindik meselelerin girdabında boğulmuş olmasıdır. 2001 yılı başında neredeyse tüm partiler, günlük meselelere takılıp kalmış görüntüsü vermektedirler. Gelecek perspektifi, neredeyse Türk siyasetinin gündeminden düşmüştür. Bu noktada, acımasız bir kör dövüşü başını alıp gitmekte, sorunlar devamlı ertelenmekte ve nihayet ertelenemeyecek hale gelince de günlük çözümlerle yetinilmektedir. Bu kısır döngü, haliyle sorunları daha da artırmakta ve giderek ağırlaştırmaktadır. Halbuki, genç ve dinamik bir nüfusa, stratejik önem ve değerdeki bir coğrafyaya, imparatorluktan süzülüp gelen tarihsel bir tecrübeyi kullanıp geliştirmeye açık, çok farklı ve zengin hayata sahibiz. Bu potansiyeli iyi bir şekilde kullanarak, daha iyi bir gelecek kurmamız mümkündür. Burada göz ardı etmememiz gereken bir husus daha var. Türkiye`nin potansiyelini oluşturan bu zenginliklerin iyi kullanılmaması halinde, bunların başımıza bela açan faktörler haline dönüşmesi de kaçınılmazdır. Yılmaz, Türkiye`de politikacıların yalnız bugünü değil, geleceği de düşünmek zorunda olduklarını vurgulayarak, Türkiye`de siyaseti, bugünü yönetemez halden kurtarmak ve geleceği de yönetebilir hale getirmek zorundayız. Bunun için milletimizin önüne hedeflerin konulması ve bu hedeflere ulaşılabilmesi için milletimizden destek istenmesi gerektir diye konuştu.
-GELECEK YÖNETİMİ-
Ülkenin geleceğini yönetmeye talip bir parti olarak, gelecek yönetimi kavramını 2001 yılında gündeme getireceklerini kaydeden Mesut Yılmaz, şöyle devam etti: AB`ye üyelik hedefimizle birlikte, gelecek yönetimi modelini de birleştiriyoruz. Hedefimiz, Türkiye Cumhuriyeti`ni 100. yılında, yani 2023 yılında ekonimik ve askeri güç bakımından dünyanın en gelişmiş 10 ülkesinden birisi haline getirmektir. Hedefimiz zenginlik, kalkınmışlık, dekmokrasi, insan hakları, hukunun üstünlüğü, hayat kalitesinin yüksekliği bakımından da bu söylediğim ölçüyü aynı zaman diliminde yakalamaktır. Bu, bir hayal değildir. Teşebbüs, inanç ve fikir hürriyetlerinin esas alınması, eğitim sistemimizin kökten değiştirlmesi, bilim, teknoloji ve araştırma alanlarında büyük bir yatırım hamlesinin başlatılması, bize bu hedefe ulaşan yolu açacaktır. ANAP`a yönelik doğrudan ya da dolaylı yollardan yapılan mesnetsiz, haksız, adaletsiz ve insafsız saldırılara rağmen ülkeye ve millete hizmet etmeye devam etmeye kararlı olduklarını anlatan Yılmaz, Bunun için uzlaşmacı ve uyumlu tavrımızı ülkenin ve milletin menfaatlerinin söz konusu olduğu her yerde ve her durumda devam ettireceğiz dedi.
-MİLLETİMİZ TAHRİK VE PROVOKASYONA İTİBAR ETMEMİŞTİR-
Basın toplantısında, 2000 yılının değerlendirmesini de yapan Yılmaz, geçen yıl hem olumlu gelişmelerin yaşandığını hem de ciddi sıkıntıların patlak verdiğini ifade etti. Türkiye`nin 2001 yılına çözülmesi gereken ekonomik, sosyal ve siyasi sorunların yanında, büyük beklenti ve umutlarla girdiğini kaydeden Yılmaz, Bu beklenti ve umutların, geçmiş yılların aksine hem çıtası yüksektir hem de daha sağlam alt yapısı mevcuttur dedi. Yılmaz, şunları kaydetti: Öncellikle bölücü terörden kaynaklanan sıcak çatışma ortamının ortadan kalkması, huzur ve sükunu ülke genelinde kökleştirmiştir. Milletimiz, kaynağı ne olursa olsun huzur ortamını bozmaya yönelik hiçbir tahrik ve provokasyona itibar etmemiştir. Çeşitli isim ve kisveler altında toplumu kamplara bölmek ve karşılıklı tahrik etmek için uğraşan çevrelerin gayretleri boşa çıkmıştır. Öte yandan, devletin işleyişindeki aksaklıklar geçtiğimiz yıl da milletimizi rahatsız edecek tüm örnekleri ile yaşanmıştır. Devletin işleyişindeki aksaklıkların en önemli nedeni, siyasi istikrarsızlıktır. Siyasi istikrarsızlık, Türkiye`nin sorunlarının çözümünün önündeki en önemli engeldir. Hükümetlerin görev sürelerinin, ortalama 1.5 yılı ancak bulduğu bir ülkede, sorunlara kalıcı ve köklü çözümler getirilmesi mümkün olamamaktadır. 57. Hükümet`in, Türkiye`nin uzun yıllardır ihtiyaç duyduğu istikrarı sağladığını, koalisyon ortaklarının fikri ayrılıklarını aşarak böyle bir uyum sergilemesinin, takdire değer olduğunu ifade eden Yılmaz, koalisyondaki uyumun devamının, siyasi istikrarın ve hükümetin, ülkenin sorunlarının çözümü için atacağı adımların sürmesinin teminatı olduğunu kaydetti. Yılmaz, 57. Hükümet`in, hem Meclis`i çalıştırmak hem de diğer düzenlemeler bakımından Türkiye`nin en iyi performans sergileyen hükümetlerinden biri olduğunu ifade etti. Yılmaz, Ayrıca, ekonomik programın tavizsiz yürütülmesi, krizlerin aşılması için gerekli önlemlerin alınması, Katılım Ortaklığı Belgesi ile Ulusal Program`ın hazırlanması başta olmak üzere, AB`ye üyeliğin gereklerinin yerine getirilmesine dönük çalışmaları da bu çerçevede sıralamak mümkündür diye konuştu.