Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2001 00:00
-Tbmm Genel Kurulu Bir Deklarasyon Yayımladı -Deklarasyondan: Yasa Tasarısı, Tarihin Tahrif Edilmesi Ve Önyargılara Dayanmaktadır -Böyle Bir Tasarının Kabulü Halinde Düşünce Ve İfade Özgürlüğü, Bilimsel Araştırma Ve Bulguları Yayımlama Özgürlüğü Fransa İçin Ortadan Kalkmış Olacaktır -Tarih, Uluslar Arasında Nefret Yaratmak İçin Kullanılmamalıdır -Parlamentolar, Uluslar Arasında Dostluk Duygularının Pekiştirilmesine Yarayacak Adımların Atılmasına, Nefretin Ve Irkçılığın Körüklenmesi İle Katkıda Bulunamazlar
TBMM Genel Kurulu, Fransa Meclisi`nde ele alınacak Ermeni yasa tasarısının tarihin tahrif edilmesi ve önyargılara dayandığını belirten bir deklarasyon yayımladı. Deklarasyonda, Parlamentolar, ancak dostluğun pekiştirilmesi, hoşgörünün va karşılıklı anlayışın yaygınlaştırılması ile uluslararası barışa katkıda bulunabilirler denildi. TBMM Genel Kurulu`nda Meclis Başkanvekili Murat Sökmenoğlu tarafından okunan deklarasyonda, sözde Ermeni soykırımına ilişkin yasa tasarısının Fransa Ulusal Meclis`in 18 Ocak 2001 tarihli gündemine alındığı belirtilerek, yasa tasarısının ağırlıklı olarak oy kaygısına dayandığı dile getirildi. Deklarasyonda, şu ifadelere yer verildi: Yasa tasarısı, tarihin tahrif edilmesine ve önyargılara dayanmaktadır. Bu tasarının yasalaşması halinde, tahrif edilen tarihin yeniden düzeltilmesi ve önyargılardan arındırılmış nesiller yetiştirilmesi Fransa`da adeta bir suç haline gelecektir. Böyle bir tasarının kabulü halinde düşünce ve ifade özgürlüğü, bilimsel araştırma ve bulguları yayımlama özgürlüğü Fransa için ortadan kalkmış olacaktır. Fransa Meclisi, I. Dünya Savaşı ile ilgili olarak yapılacak araştırmalardan hangi sonuçların çıkmasının gerekeceğini bir yasa ile önceden belirlemiş olacaktır. Bu yasanın tespitlerinden farklı sonuçlara varmak yasanın ihlali olacak ve dolayısıyla bir suç oluşturacaktır. Tarihçilerin gerçekleri ifade etme özgürlüğü ve çabası, bir Fransız kanunu ile engellenmiş olacaktır.
-İYİNİYETİN KARŞILIKLI OLMASI-
Deklarasyonda TBMM`nin Yurtta barış, dünyada barış ilkesinin hayata geçirilmesi için hiçbir çabayı esirgemediği dile getirilerek, TBMM`nin, Türkiye`nin Fransa ile olan ilişkilerinin gelişmesini arzuladığı ve bu yolda atılan adımları desteklediği bildirildi. Deklarasyonda, Ancak, bu adımlardan olumlu sonuç alınması iyiniyetin karşılıklı olmasına, Fransa Parlamentosu`nun da benzer tutum içine girmesine bağlıdır denildi.
-GÜVENİRLİLİĞİN YİTİRİLMESİ UYARISI-
TBMM deklarasyonunda, Fransa`nın BM Güvenlik Konseyi üyesi olduğu, bu çerçevede uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından birinci derecede sorumlu konumda yer aldığı vurgulandı. Deklarasyonda, şu uyarıda da bulunuldu: Fransa Ulusal Meclisi`nin böyle bir yasa tasarısını benimsemesi halinde, Fransa Hükümeti`nin, uluslararası alanda yükümlendiği görevlerini yerine getirirken, parlamentosunun kabul ettiği yasadan etkileneceği ve tarafsızlık ilkesine bağlı kalamayacağı açıktır. Tarafsız olmayan ve güvenirliliğini yitirmiş bir Fransa`nın gerek Türkiye açısından hayati önem taşıyan Kafkasya Bölgesi`nde, gerek Türkiye`yi doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiren diğer uluslararası sorunlarda barışın tesisi, istikrarın sağlanması görüntüsü altında atacağı her adımın, alacağı her inisiyatifin kuşkuyla karşılanması kaçınılmazdır.
-NEFRETİN VE IRKÇILIĞIN KÖRÜKLENMESİ-
Deklarasyonda, TBMM, ulusal parlamentoların akademik tarih tartışmalarına taraf olarak katılmalarının, savcı ve yargıç görevi üstlenerek, bir ulusun tarihini karalamalarının görevleri ile bağdaşmayacağı görüşündedir denilerek, şöyle devam edildi: Bir ulusun tüm kesimlerinin temsilcisi olan parlamentolar daha iyi bir dünya yaratılmasına, uluslar arasında dostluk duygularının pekiştirilmesine yarayacak adımların atılmasına, nefretin ve ırkçılığın körüklenmesi ile katkıda bulunamazlar. Parlamentolar ancak, dostluğun pekiştirilmesi, hoşgörünün ve karşılıklı anlayışın yaygınlaştırılması ile uluslararası barışı katkıda bulunabilirler. Fransa Parlamentosu`ndan da beklenen budur. Nitekim, Fransa Parlamentosu, Cezayir`de vuku bulan acı olayları değerlendirmeyi reddederek, bu olayların incelenmesini tarihçilere bırakmayı uygun bulmuştu. Türk Milleti, Fransız parlamenterlerinden şimdi aynı davranışı beklemektedir.
-İŞBİRLİĞİNE GÖLGE...-
TBMM deklarasyonunda, Tarih, uluslar arasında nefret yaratmak için kullanılmamalıdır denilerek, bunun taşıdığı tehlikelerin sorumluluğunun, tarihi bu amaçla kullananlara ait olduğu dile getirildi. Deklarasyonun son bölümünde, Ermeni terör örgütünün Türk diplomatları ve Fransız vatandaşlarını hedef olan cinayetleri hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi: Fransa Ulusal Meclisi`ndeki bu girişim, uzun ve onurlu bir geçmişe sahip olan Türk-Fransız dostluk ilişkilerine ve iki ülke arasındaki örnek işbirliğine gölge düşürmüştür. Bu gibi girişimlerin ardında Ermenistan`ın bugünkü yönetiminin önemli teşviki bulunduğu açıktır. Çarpıtılmış bir tarihe saplanıp kalarak, nefret ve şiddet tohumları ekmek yerine, Türkiye`ye karşı barışçı ve iyi komşuluk ilişkilerini esas alan politikalara yönelmek her şeyden önce Ermenistan halkına karşı olan görevlerindendir. Ermenistan`ın ve Ermeni halkının çıkarları Türkiye ile çatışmaktan değil, iyi ilişkiler kurmaktan geçmektedir.
-İDDİALAR İHANETTİR-
Bu arada, MHP İstanbul Milletvekili Ahmet Çakar da TBMM Genel Kurulu`nda yaptığı gündemdışı konuşmada, iddiaların sadece Türklere değil Ermenilere de ihanet anlamı taşıdığını söyledi. Sağduyu sahibi Fransızlara bir çağrıda bulunan Çakar, Yol yakınken dönün. İçinizdeki medeniyet düşmanlarını kovun dedi. Tarihte ihanete uğrayanların Türkler olduğunu anlatan Çakar, ihanet edenleri herkesin bildiğini, ihanet etmeyen Ermenilerin de hala Türk bayrağı altında huzur içinde yaşadıklarını ifade etti. Türklerin sürekli Doğu`dan Batı`ya ilerleyen bir ulus olduğunu kaydeden Çakar, Nasıl gelirseniz öyle karşılanırsınız diye konuştu.