Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2004 17:29
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye`nin ve KKTC`nin müzakere masasından asla kaçmaması gerektiğini söyledi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye`nin ve KKTC`nin müzakere masasından asla kaçmaması gerektiğini söyledi.
Erdoğan, ``Kıbrıs konusunda ciddi görüş ayrılıkları yok. Usülde bazı farklı görüşler var. Dışişleri yetkililerimiz, Genelkurmay`daki arkadaşlarımız çalışmaları sürdürüyorlar`` dedi.
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna`nın AKP`den adaylığı konusunda İstanbul il örgütü ve MYK`nın ``zorlandığını`` belirterek, ``Biz yine de kamuoyu araştırmaları noktasındaki değerlendirmelerden sonra gerek MYK, gerek İstanbul İl Örgütümüz olumlu bir yaklaşım sergilerse değerlendirmeye alırız`` diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ATV`de canlı yayınlanan Siyaset Meydanı`na katılmak üzere Çankaya İlköğretim Okulu`na gelişinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, İl Milli Eğitim Müdürü Murat Beybalta ve Okul Müdürü Süleyman Nazif Garibağaoğlu tarafından karşılandı.
ÖĞRENCİLER İZİNLİ SAYILDI
Çankaya İlköğretim Okulu Spor Salonu`nda gerçekleşen programda, yaşları 10-15 arasında değişen ve Türkiye`nin değişik yerlerinden gelen öğrenciler Başbakan Erdoğan`a sorular yöneltti.
Program öncesinde kısa bir açıklama yapan Siyaset Meydanı`nı yöneten Ali Kırca, Başbakan Erdoğan`ın saatin geç olması nedeniyle huzursuz olduğunu belirterek, programa katılan çocukların yarın okullarından izinli olduklarını bildirdi.
Erdoğan da program nedeniyle çocukların uykusuz kalacaklarından üzüntü duyduğunu, ancak yarın izinli olduklarının belirtilmesi üzerine rahatladığını söyledi.
GÜRTUNA`NIN ADAYLIĞINA İL ÖRGÜTÜNÜN YAKLAŞIMI OLUMSUZ
Daha sonra Ali Kırca, çocukların sorularını yöneltmelerini istedi. Bingöl`den gelen bir kız öğrenci, İstanbul`da Ali Müfit Gürtuna`yı Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterip göstermeyeceklerini sorunca gülüşmeler oldu.
Kırca`nın, ``Neden Bingöl değil de İstanbul`u merak ediyorsun`` sorusu üzerine Bingöllü öğrenci, ``Bütün medya bunu merak ediyor`` dedi.
Başbakan Erdoğan, bütün iller için aday adaylarının partiye başvurularını yaptıklarını belirterek, her il için üç milletvekili görevlendirdiklerini, Genel Merkez`de bu milletvekillerinin önerilerini değerlendirmek üzere 12 kurul oluşturulduğunu anlattı.
Erdoğan, bu kurulların aday sayısını üçe indireceğini ve nihai kararı da kendisinin başında bulunduğu üst kurulun vereceğini belirtti.
Erdoğan, Ali Kırca`nın, ``Ali Müfit Gürtuna aday listesinde var mı, yok mu`` sorusuna da şöyle yanıt verdi:
``Şu ana kadar Ali Müfit Bey`in İstanbul İl Teşkilatımızın aldığı, maalesef partiye girme noktasındaki yaklaşımı olumsuz. MYK`daki şey de olumsuz. Olumsuz olduğu için böyle bir karar vermekte, gerek İstanbul il örgütümüz, gerekse MYK`mız şu anda zorlanmaktadır. Ama biz yine de kamuoyu araştırmaları noktasındaki değerlendirmelerden sonra, gerek MYK, gerek İstanbul il örgütümüz olumlu bir yaklaşım sergilerse, değerlendirmeye alırız.``
KIBRIS`TA MASADAN KAÇAN TARAF OLMAMALIYIZ
Erdoğan, bir başka öğrencinin, ``AB`ye girdiğimiz zaman Kıbrıs`ı atayacak mıyız`` sorusunu yanıtlarken, Kıbrıs`ın Türkiye`nin AB`ye girişinin ön şartı olmadığına dikkat çekti.
Kıbrıs sorununun çözümlenmesinin hem KKTC`deki Türkler için bir hayati mesele hem de Türkiye için bir milli dava olduğuna belirten Erdoğan, ``Orada acil, kalıcı bir çözümü gerçekleştirmeliyiz. Gerek KKTC, gerek bizler müzakere masasından asla kaçmamalıyız, kaçan taraf olmamalıyız. Masaya oturmalıyız. Karşı müzakereci, kaçacaksa kaçsın. Biz kendimize güveniyoruz, haklıyız. Bu şekilde masaya oturacak olursak inanıyoruz ki o masadan arzu ettiğimiz neticeyi alarak kalkarız`` diye konuştu.
Mevcut gelişmelerin, bazı çevrelerin ``abarttığı`` gibi olmadığını, çok daha olumlu gelişmeler bulunduğunu kaydeden Erdoğan, bunların görmezden gelinmesi durumunda KKTC`de yaşayanlara iyilik yapılmış olmayacağını söyledi.
Türkiye`de Dışişleri Bakanlığı`nda yoğun çalışma yapıldığına dikkat çeken Erdoğan, bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkacak tablonun ``bir yol haritasına`` dönüştürüleceğini anlattı.
DIŞİŞLERİ İLE GENELKURMAY ARASINDA BAZI USUL FARKLARI VAR
Erdoğan, Kırca`nın, ``Annan Planı`nın zemin kabul edilmesi konusunda Ankara`da bütün kurumlar arasında bir görüşbirliği var mı? Silahlı Kuvvetler de sizinle hemfikir mi`` sorusuna şu yanıtı verdi:
``Bu konuyla alakalı şu ana kadar ciddi bir faklılık görmüyorum. Usülde bazı farklı görüşler var. Şu anda Dışişleri yetkililerimiz, Genelkurmay`daki arkadaşlarımız bu çalışmaları sürdürüyorlar. MGK`nın bu ayki toplantısında konuyu aramızda müzakere edeceğiz, tartışacağız. Bu müzakerelerden sonra bizler yol haritasını çizmiş olacağız.
Fevkalade bir ayrılığın olacağına ihtimal vermiyorum. Birçok konuları müzakere ede ede bir noktaya kadar getirdik. Zaten getirmeliyiz de. Getiremediğimiz takdirde bunun bedelini Kuzey Kıbrıs ödemeye devam edecek. Çözümsüzlük çözüm değil. Bunu çözeceğiz. Bunu söylerken veren taraf olup hiçbir şey almadan çözmek... Böyle bir şey olmaz. Ortak bir noktada buluşup bu konuyu çözeceğiz.``
PRODI`NİN KIBRIS KONUSUNDA AÇIKLAMALARI
Başbakan Erdoğan, Kıbrıs ve Türkiye`nin AB üyeliği ile ilgili bir başka soru üzerine, AB Komisyonu Başkanı Prodi`nin açıklamalarına değinerek, ``Bizzat kendileri ifade etti `Kıbrıs meselesinin çözümü, AB ile ilgili Türkiye`nin müzakere sürecini başlatmasına yardımcı olacaktır, ön koşul değildir` dedi. Türkiye`de maalesef bunun aksini iddia eden, savunanlar var. Bunu kabullenmek mümkün değil`` diye konuştu.
Kıbrıs`ta iki kesimlilikten taviz verilmesinin söz konusu olamayacağını belirten Erdoğan, bunu herkesin kabul etmesi gerektiğinisöyledi.
Acil, kalıcı bir çözüm için herkesin Türkiye`nin garantörlüğünü kabule mecbur olduğunu belirten Erdoğan, ``Yalnız Türkiye`nin değil, aynı zamanda Yunanistan`ın da garantörlüğü. Bunda bir ihtilaf söz konusu değil`` dedi.
İNCİRLİK`TE ROTASYON YAPILIYOR
Başbakan Erdoğan, Ali Kırca`nın sorusu üzerine, İncirlik`ten asker sevkıyatının söz konusu olmadığını belirterek, ``ABD, Irak`taki askerlerinin rotasyonunu yapıyor. Yaklaşık 60 bin askerini değiştirecektir. Yapılan sadece budur. Başka bir şey söz konusu değildir`` diye konuştu.
Erdoğan, bu konunun Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı`nın bilgisi dahilinde olduğunu da kaydetti.
AB üyeliği konusundaki soruları yanıtlarken de Erdoğan, özetle şunları söyledi:
``Türkiye, yüzünü Avrupa`ya çevirmiş bir ülke olarak, AB veya Avrupa kıtası içerisindeki yerini güçlendirmek durumundadır. Bunun dışında kalmak mümkün değildir. Biz bir yalvarış içinde değiliz. Kazanacaklarımız vardır, AB`nin de Türkiye`nin katılımıyla kazanacakları vardır.
Kendimizi Avrupa`dan dışlamanın bir anlamı yok. Bu ailenin içinde yer almak bizi daha güçlü hale getirecektir. Bir kompleks içerisinde Türkiye kaybolur... Hiçbir şey olmaz. Hep birlikte bir güçlenme söz konusu olacaktır. Türkiye, halkı AB içerisinde Müslüman bir ülke olarak bir medeniyetler çatışmasını değil, medeniyetler uzlaşmasını oraya taşıyacak.``
``BÜTÜN SİSTEMLER ARAÇTIR``
Bir öğrencinin, geçmişte bir gazete yayımlanan röportajını anımsatması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
``Her zaman söyleniyor bu. Demokrasi araç mı, amaç mı meselesi yine gündeme getiriliyor. Bu üzerinden yaklaşık 5-6 yıl geçmiş bir konu. Çok açık, net söylüyorum: Bütün sistemler araçtır. Amaç, insanların mutluluğudur. Sistemler insanların mutluluğu için hazırlanır, ortaya konur. Aynı şekilde dinler de birer araçtır, amaç değildir. Amaç yine insanların mutluluğudur. Türkiye`de demokrasi insanların mutluluğu için seçilmiş bir sistemdir.
Bizler bu sistemin içerisinde halkın teveccühü ile işbaşına getiriliriz. İnsanların mutluluğu için yöneten demokrasi ile sağlıklı bir demokrasi ile o mutluluğa hizmet ederiz. Yol budur, çalışma budur. Böyle anlaşılmalıdır. Farklı yaklaşımların hiç birisinin Tayyip Erdoğan ile alakası yoktur.
`Değiştim` meselesine gelince, her şey değişime mahkumdur. Sizler de değişeceksiniz. Gelişimin gereği budur. Bunu yaşadıkça göreceksiniz.``
MUHAFAZAKAR DEMOKRATLIK
Başbakan Erdoğan, Kırca`nın, muhafazakar demokratlıkla ilgili sorusu üzerine şöyle dedi:
``Bizim partimiz Müslüman demokrat değil, muhafazakar demokrattır. Asla din üzerinden siyaset yapmayı düşünmüyoruz ve siyaseti de asla bir rant aracı olarak görmeyi partimizin kimliğine yakıştıramıyoruz. Bizim kırmızı hatlarımız var. Dine, ırka dayalı milliyetçiliğe ve bölgesel milliyetçiliğe karşıyız.
28 Mart Türkiye`de yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Yerelden genele daha dayanışmacı, daha dinamik bir yapı Türkiye`de oluşacaktır. 3 Kasım`da ilk adımı atılmıştır. Temenni ediyorum ki, 28 Mart bunun devamı olur.``
ÖMER DİNÇER TARTIŞMALARI
Ali Kırca, Başbakan Erdoğan`a, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer ile ilgili tartışmaları anımsatarak, ``Müsteşarınızın arkasında mısınız`` sorusunu yöneltti.
Erdoğan, Dinçer`in bir bilim adamı olduğunu belirterek, tartışma yaratan açıklamalarının bir dergide yayınlandığını ve aradan geçen 9 yılık süreç içinde hiçbir işlem yapılmadığını anlattı.
Ömer Dinçer`in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde de kendisinin danışmanlığını yaptığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
``Gerek teori olarak, gerek pratik noktada gayretli, çalışkan, dürüst olan bu arkadaşımdan şu anda da gayet iyi istifade ediyorum. Gece gündüz demeden benimle beraber çalışan, sürekli üreten bu arkadaşımla, Kamu Yönetimi Reformu denilen tasarının hazırlanmasında hazırlayanlar arasında olan Müsteşarımla ilgili bu takınılan tavrı gayrı ciddi, sulu bir tavır olarak görüyorum.
Burada yapılmak istenen aslında başka bir şeydir. Kaldı ki muhalefet partisinin programında kamu yönetimini değiştirmeyi hedefleyen vaadi vardır. Hazırlanan tasarının üniter yapıyla alakası yoktur. Dünyadaki gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bir değişim yakalamayı hedefleyen bir projedir. Parlamentomuzdan çıkaracağız. Dün yapılanları da doğrusu yadırgıyorum.``
LEYLA ZANA
Bir soru üzerine Erdoğan, yürütme ve yasama organı olarak üzerlerine düşeni yaparak Leyla Zana`nın yeniden yargılanmasını sağladıklarını ifade etti ve bu aşamadan sonra kararı yargının vereceğini söyledi.
``AİLEM BAYHAN`I DESTEKLİYOR``
Erdoğan, bir soru üzerine, ailesinin Pop Star adaylarındanBayhan`ı desteklediğini, kendisinin ise tüm adayları dinleyemediği için bir yorumda bulunamayacağını kaydetti.
Bir öğrenci de Başbakan Erdoğan`a, ``Neden çocuklarınız ABD`de eğitim görüyor. Türkiye`deki eğitim yetersiz mi`` diye sordu.
Erdoğan, çocuklarının dördünün de imam hatip lisesi mezunu olduğunu ifade ederek, oğullarının yüksek puan almalarına rağmen katsayı nedeniyle istedikleri üniversiteye giremediklerini, kızlarının da başörtülü oldukları için ABD`de okuduklarını söyledi.
ERDOĞAN GÜNDE 4-6 SAAT UYUYOR
Bir öğrencinin sorusuna yanıtlarken günde 4-6 saat uyuduğunu belirten Erdoğan, ailesine yeterince zaman ayıramadığını, onlara haksızlık ettiğini, ancak yaptığı iş nedeniyle anlayış gördüğünü anlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, programdan sonra okuldan çıkışında, program çekimlerinin yapıldığı salonda bulunup, ancak soru soramadığı için ağlayan çocuklarla sohbet ederek, sorularını aldı.
İstanbul Özel Marmara Koleji`nden gelen öğrencilerin ``kültür ve tabiat varlıklarını korumak için proje başlattıklarını, bunun için Başbakan`dan yardım istediklerini`` öğrenen Erdoğan, çocukları Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik`le görüştürdü.
Başbakan Erdoğan, Bakan Çelik`le beraber, öğrenci ve velileriyle fotoğraf çektirerek okuldan ayrıldı.