Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarlara sesleniyor. İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Hopa’da hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Selden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimiz, ilgili birimleriyle vatandaşların yanındadır. Gereken her şey yapılmaktadır.
PİYASALARDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
Türkiye tarihinin en kritik dönemlerinden birini yaşıyor. Yeniden alevlenen bölücü terör örgütünün eylemlerine karşı güvenlik güçlerimiz etkili bir mücadele yürütüyor.
Öte yandan yeni hükümet kurma çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle Anayasanın verdiği yetkiye dayanarak seçimlerin yenilenmesi kararını almak zorunda kaldım. Anayasal bir gerekliliktir.
Sırtlarını vesayet odaklarına, paralel yapıya dayayanlar aramızdaki sevgiyi, gönül bağını bugüne kadar anlayamadılar, anlayamayacaklar.
Biz ülkemizin bütün meselelerini milletimizle istişare etmeye devam edeceğiz. Bizim en büyük güç kaynağımız millettir. Milletimizin desteği sürdükçe, Allah da ömür verdikçe ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz
"ONLARA HANGİ GÖREVİ VERECEKTİK"
Cumhurbaşkanı olarak en başından itibaren Türkiye’nin en başından itibaren hükümete kavuşmasıyla ilgili samimi düşüncelerimi ifade ettim. Anayasada belirtilen süreci harfiyen işleterek bu konuda teşvik edici ve kolaylaştıran bir tutum içinde oldum. 9 Temmuz’da Başbakan Davutoğlu’nu hükümeti kurmakla görevlendirdim. Bu arada siyasi partilerin de koalisyonla ilgili tavırları belli olmaya başladı. Başbakan siyasi partileri ziyaret ederek koalisyonla ilgili görüşlerini aldı. Başbakan son bir gayretle MHP ile de görüştü. Ancak buradan da sonuç çıkmadı. Beştepe’nin adresini bilmeyenlere ben hangi görevlendirmeyi yapacaktım. Bu makama her türlü hakareti yapanlar onlara hangi görevi verecektik? Koalisyon hükümetine yanaşmayanlara neyin görevini verecektik? Bizim kaybedecek zamanımız yok.
Dün YSK erken seçimin tarihini 1 Kasım olarak açıkladı. Önümüzdeki günlerde Başbakan yeni Bakanlar Kurulu listesini onayımıza sunacak.
Milletimizin iradesini tanımayanlar gibi yakıştırma yapanlar var. Bana o yakıştırmayı yapanlar önce aynaya baksınlar. Ben bu makama milletin iradesi ile geldim. Ana muhalefetin başındaki ne diyor: Milletin iradesini bırakın, parlamentoda cumhurbaşkanını seçelim.
Yeni önerileri bu.
Kendilerine göre yorumlar yapıyorlar. Sayın Başbakanla ilgili, aramızdaki ilişkilerle ilgili garip garip yorumlar yapıyorlar. Cumhurbaşkanının görev alanı belli. O görev alanı içinde hareket ederim. Bu süreçle ilgili şahsıma yöneltilen eleştirilerin hiçbiri de doğruyu yansıtmıyor.
“BU SEÇİME BEN GİRMEYECEĞİM”
Varsa yoksa Erdoğan aşağı Erdoğan yukarı. Ya seçime ben girmeyeceğim ki… Bu seçime ben girmeyeceğim. Siyasi partiler girecek. Benimle alıp veremediğiniz nedir. İnşallah bunlara fırsat verilmeyecek bir netice çıkması suretiyle bu ülke inşallah istikrara kavuşur ve istikrarsızlık olmaz.
1 Kasım istikrar mı istikrarsızlık mı? Bunun seçimi olacaktır.
“BİR KISMI BİR YERLERDEN ALDIKLARI EMRİ HEMEN ORTAYA KOYUYORLAR”
TDK sözlüğünde siyaset devlet işlerini düzenleme, ve yürütme sanatı ile ilgili özel görüş veya anlayış şeklinde tanımlanıyor. Siyaset aslında insanları yönetme sanatıdır. Cumhurbaşkanı olarak öyle davranıyorum. Sizler mahallenizin muhtarı olarak böyle davranıyorsunuz.
Siyasette sözün ve söylemin önemi büyüktür. Ama asıl önemli olan ne söylediğiniz, nasıl söylediğiniz ve kime söylediğinizdir. Ülkenin hayrına hiçbir söz söylemiyorsanız o sözün bir kıymeti yoktur. Bir kısmı bir yerlerden aldıkları emri hemen ortaya koyuyorlar.
“MİLLETİN İRADESİNE SAYGI KONUSUNDA KARDEŞİNİZDEN DAHA İLERİ KİMSE YOKTUR”
Ben seçimlerden sonra ‘egoların kenara bırakılarak süratle hükümet kurulması gereğini’ söylemiştim. O zaman birileri hodri meydan erken seçim demişti. O zaman erken seçim diyenler şimdi olmaz diyor.
Bu ülkede milletin iradesine saygı konusunda kardeşinizden daha ileri kimse yoktur bunu biliniz.
Aksini iddia edenler kendi geçmişlerine baksınlar.
“HADİ KOALİSYON ŞARTLARINDA ANLAŞAMADINIZ…”
Meclis’te güvenoyu alacak çoğunluğa sahip hükümet kurulmuş da ben mi engel olmuşum.
Hadi koalisyon şartlarında anlaşamadınız, peki seçim hükümetinde yer almaktan niçin kaçıyorsunuz? Yapmaya çalıştığınız kurnazlığın milletimiz farkında değil mi sanıyorsunuz?
Her birinizin sayısı beli, bu sayıda burada görev alacaksınız. Buyurun. Neden katılmıyorsunuz. Beraber yürütün 2 ay. Neden yürütmüyorsunuz.
Bunların derdi 1 Kasım’da ne yaparız da hangi tuzakla buradan biraz daha karlı çıkarız.
Zaten geçmişlerine bakıldığında da bunların bu ülkede dikili ağacı yok.