Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2001 00:00
Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı Arslan, `sorunlara çözüm üretecek personel arama yerine, siyasilerin sorunlarını kolay çözecek bürokrat arayışı`nın hakim olduğunu ileri sürdü.
Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı Abdullah Arslan, Türkiye`de sistemin ``kamunun rant, teşvik, ihale ve kredi dağıtması`` üzerine kurulu olmasının yolsuzlukları yarattığını bildirdi. Türkiye`de sistemin hala rant dağıtır durumda bulunduğunu anlatan Arslan, şeffaflığın da sağlanamadığını vurguladı. Diğer yandan iktidar ve bakan değişikliklerinde izlenen personel politikasının da yolsuzluk ekonomisinin unsuru haline geldiğini kaydeden Arslan, ``Her iktidar değiştiğinde `Kendi ekibimle çalışacağım mantığı` ile kamu idaresinin nitelikli personeli kolayca harcanıyor`` dedi ve şöyle konuştu:
``Sorunlara çözüm üretecek personel arama yerine, siyasilerin sorunlarını kolay çözecek bürokrat arayışının ağırlıkta olduğunu ne yazık ki görüyoruz. Senin partinin adamı, benim partimin adamı. Bu da ortadaki tabloda etken.``
Kamu görevlilerinden periyodik mal bildirimi
Arslan, siyasilerin yanı sıra bürokrasinin de bir nevi `dokunulmaz` konumda oluşunun, sorgulamada, denetimde, yargılamada özel bir statüye bağlanmalarının, bunların normal yargı erkine teslimdeki gecikmelerin de yolsuzlukları yaygınlaştırdığını belirtti. Son olayları `Toplumda aklanma ve şeffaflığa doğru gidiş` olarak niteleyen Arslan, şöyle devam etti: ``Bu olaylar önlenir. Ama bunlara teftiş ve polis devleti mantığı ile de bakmamak lazım. Tüm boyutlarının hukuki altyapısını sağlıklı oluşturmak lazım. Gerek işadamı, gerek bürokrat, gerek siyasileri, toplumun gözü önüne atmaksızın, sağlıklı yönetim organizasyonlarıyla izlemek gerekir. Kamu görevlilerinin mal bildirimlerinin belli dönemlerde karşılaştırılması, bunların tapu kayıtlarının sağlıklı bir merkezde izlenebilmesi, banka hesaplarının sağlıklı takibi ile daha sağlıklı bir yapı kurulabilir. Yine yurtdışı transferlerinin vergi kimlik numarası belirtilerek yapılması da olayı disipline edebilir.``
Gümrüklere hakim değiliz
Abdullah Arslan, Türkiye`nin gümrük idaresine de hakim olmadığını, bunun da kayıtdışılığın bir başka unsuru olduğunu ifade etti. Vergi etiğini olumsuz etkileyen uygulamaların da toplumun gözü önünde cereyan ettiğini anlatan Arslan,
``Bugünkü vergi sisteminde, yüzmilyarlar kazandığı halde vergi vermeyen rant geliri sahipleri varken, asgari ücret üzerinden vergi alınıyor. Geçimini zor sağlayan küçük esnaftan vergi istiyoruz. Bu da vergi kanunlarının ve vergi sisteminin başka bir çarpıklığı`` diye konuştu. Arslan toplanan gelirlerin önemli kısmının rantiyeye gittiğini de sözlerine ekledi.
Bankayı, hortumlanmadan önce denetleyeceksin
Geçen yıl bankacılık sektöründe başlatılan ve menkul kıymet gelirleri, off - shore hesapları, hukuka uygun olmayan masraf kayıtları ve bilançoların makyajlı olup olmadığını kapsayan incelemelerin sürdüğünü de bildiren Arslan, 2001 denetimlerinde batık bankalardan, onların ortak ve iştirakleriyle kredilerinden, kamu kaynağını tüketen uygulamalarından hareket ederek bankacılık üzerinde daha yaygın bir denetim yapacaklarını kaydetti.
Vergi oranları çok yüksek:
Abdullah Arslan, vergi oranlarının yüksekliğinden de yakındı. Arslan, ``Gelir ve kurumlar vergisi oranları yüksek. Aynı şekilde KDV oranları çok yüksek. Bu da fatura - fiş pazarlıklarıyla önemli bir kaçağa yolaçıyor`` dedi. Vergi idaresinin kendisini yenileyemediğini, vatandaşın vergi dairelerinde bürokratik işlerle uğraştığını savunan Arslan, diğer sorunları da şöyle sıraladı: ``Vergi idaresi yetersiz, donanımsız, çalışanların da eğitimi yetersiz. Özlük hakları nedeniyle denetim birimleri bir yana vergi dairelerinde dahi istikbal vadeden şef, müdür yardımcıları özel sektöre transfer ediliyor. Bana göre, vergi dairelerinde sağlıklı hizmet üretecek personel sayısı yüzde 15`i geçmez. Eskiden başarılı öğrenciler hesap uzmanı olmak isterdi. Şimdi yaşam zorlukları sonucunda özel kesimi, bankaları, İMKB`yi, SPK`yı tercih ediyor.``