Koç: Büyüyen piyasamızı tepsi üzerinde AB`ye verdik
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 22, 2001 00:00
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Ramstore alışveriş merkezinin açılışı dolayısıyla bulunduğu Moskova`da Türk gazetecilerle bir sohbet toplantısı düzenledi. Rahmi Koç, son zamanlarda hız kazanan yolsuzluk operasyonları, Fransa ile gelinen son durum ve AB ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
Rahmi Koç, AB konusu bizim en büyük kabahatimiz... AB`ye Yunanistan 10. ülke olarak gireceği zaman bizde girecektik dedi.
O zaman Türkiye`yi çağırdıklarını ancak bu fırsat kaçtığı gibi Avrupa ile Gümrük Birliği`ne de herhangi bir taahhüt almadan girildiğini belirten Koç, şunları söyledi:
Yunanistan, AB`ye girdiği zaman rahmetli Vehbi Koç, Ecevit`e mektup yazdı. Dedi ki; (çok tarihi fırsatı kaçırıyoruz. Yunanistan bizden evvel girerse bizi dünyada sokmaz. Hep veto eder). İkincisi biz dedik ki; (taviz almadan bir defa girilirse, girdikten sonra taviz almak zordur). O zaman dediler ki, (Koç, Gümrük Birliği`ni istemiyor. Şirketleri fabrikaları var. Rekabet istemiyor). Oysa bugün bizim durumumuz çok daha kuvvetli, bunu isteyen gruplar da. Ama bir defa imzayı attığınız takdirde, bir daha onu revize etme imkanı tanımıyor Avrupalı.
Büyüyen Türkiye piyasasını onlara tepsi üzerinde, karşılığında ne mali paket, ne müzakerelere başlama, ne içeri girme tarihi, hiçbir şey almadan verdik. Bu böyle olunca 28`inci üye olarak fotoğrafa çıktık diye seviniyoruz. Kaç sene sonra ki bence acıklı... Yazık oldu bu fırsatlara.
Kıbrıs`a çare bulmadıkça AB`ye girmek zor
Kıbrıs olayına bir çare bulmadığımız sürece, Türkiye`yi alacaklarını zannetmediğini de ifade eden Koç, şöyle devam etti:
Avrupalılar ilanahiye beklemeyeceklerdir Güney Kıbrıs`ı AB`ye almak için. Güney Kıbrıs, Kuzeysiz AB`ye girerse, Kuzey`deki bütün Rumlar, Türk zannettiğimiz Kıbrıslılar, hepsi Güneye gideceklerdir ki, onlar da bu anlaşmazlıkta sızlanıyorlar. Hepsi Güneye mi gideceklerdir. O zaman bizim alternatifimiz kalmıyor. Kuzey Kıbrıs`ı bir bakıma 82. vilayet yapmaktan başka alternatifimiz kalmayacak diye korkarım.
AB ile istedikleri şartların yerine getirilmesine ilişkin politika üzerinde çok ciddi olarak durulması gerektiğini de vurgulayan Koç, 25 senedir dış politikamızı Kıbrıs gözüyle gördük, Kıbrıs gözüyle yaptık. Bunun bir noktada artık kararının verilmesi lazım diye konuştu.
Koç, ayrıca AB`nin 10 yıldan önce Türkiye`yi katiyen üye olarak almayacağı görüşünü dile getirdi.
Türkiye`de taşlar yerine oturuyor
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, Türkiye`deki yolsuzluk operasyonlarını eski bir yalının restorasyonuna benzeterek, Bir nevi taşlar yerine oturuyor dedi.
Rahmi Koç, jandarmanın hazırladığı fezlekede adı geçtiği iddia edilen Koç yöneticisiyle ilişkili olarak da Listeyi görmedim. Kimden bahsettiklerini de bilmiyorum. Öğreneceğiz. Bakalım kimmiş, niçin ismi geçiyormuş diye konuştu.
Rahmi Koç, Türkiye`de son zamanlarda kasırga, balina, beyaz enerji gibi adlar altında, gümrükten enerjiye kadar birçok alanda operasyonlar yapıldığını hatırlatarak, Bu kadar yolsuzluk garip gelmiyor mu? sorusu üzerine, Bir nevi taşlar yerine oturuyor. Son zamanlarda duyduklarımız hepimizi hayrete düşürdü. Memlekette bunların nasıl olabileceğini biz işadamları olarak hayretler içinde dinliyorduk diye konuştu.
Kelepçeli işadamları, dünyaya `fena` görüntü veriyor
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Lockheed skandalı uzantısı olan ülkeler içinde temizlik yapılmayan tek ülkenin Türkiye olduğu hatırlatılarak, Acaba gecikmeli olarak onu mu yapıyoruz? sorusu üzerine de şunları söyledi:
Lockheed olayına çok ülke karıştı. Çünkü konuşturdular kimlere ne verdiklerini. Ama artık Türkiye`nin üçüncü dünya ülkesi vasfından çıkıp, madem AB`ye aday ülkeyiz, bu kadar fena görüntü vermemesi lazım dünyaya. Rahmi Koç, işadamlarına, bankacılara yönelik polisiye olayları da şöyle değerlendirdi:
İstanbul Polis Müdürü`ne de söyledim. Tanınmış kişilerin böyle kollarından tutularak, iki tarafında iki adam, sanki kaçacak, uçacakmış gibi, ondan sonra kelepçeler falan, götürülmesini sevmiyorum.
Fırtına sonrası çok daha iyi bir dönem gelecek
Koç, mali piyasalardaki kriz, polis yürüyüşü ile diğer siyasal ve sosyal olayların hatırlatılması üzerine de, şunları kaydetti:
İstikrar, fırtına öncesi durgunluk gibiydi. Geliyordu, geldi ve geçecek. Ben gayet iyimserim. Bir sıkıntı geçireceğiz. Bir çalkantı olacak, sarsıntı olacak ama ondan sonra gelecek dönem çok iyi olacak. Çok daha sıhhatli olacak. Çok daha itibarlı bir Türkiye ortaya çıkacak.
Fransa`ya ekonomik boykot anlamsız olur
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını kabul eden Fransa`ya boykotla ilgili olarak, Bunlar klasik şeylerdir. Kızacağız Fransızlara, 3-5 ihale vermeyeceğiz veya verdiklerimizi geri alacağız. Ondan sonra eski tas, eski hamam gideceğiz. Çünkü Türkiye gibi bir ülkenin Fransa gibi bir ülkeyi ekenomikman boykot etmesi mevzu bahis değildir, olamaz dedi.
Koç, Türk gazetecilerle Moskova`da düzenlediği sohbet toplantısında, Fransa`ya boykotla ilgili görüşlerini açıklarken, tekerlek kırıldıktan sonra boykotun bir çare olmadığını ifade etti.
Hiçbir boykot işlememiştir. Irak`a 10 senedir boykot yapıyorlar. Adam hala burada. Amerika`da üçüncü başkan değişecek şimdi diyen Koç, şöyle devam etti:
Bunlar klasik şeylerdir. Kızacağız Fransızlara, 3-5 ihale vermeyeceğiz veya verdiklerimizi geri alacağız. Ondan sonra eski tas, eski hamam gideceğiz. Çünkü Türkiye gibi bir ülkenin Fransa gibi bir ülkeyi ekonomikman boykot etmesi mevzu bahis değildir, olamaz. Gerek Türkiye`de, gerek Fransa`da çok büyük menfaatlar vardır. Onlar buna müsaade etmeyecekler. Hükümet arzu etse dahi... Bunun tedbirleri çok daha evvelden alınacaktı. Asala hadisesi biter bitmez, biz bu işin üzerine gidecektik. Sistematik bir şekilde, programlı bir strateji çizerek, kademe kademe onun önüne geçilecekti. O olmadı. Bizde klasiktir, bekleriz bekleriz düşman kapıya geldiği zaman alevlenir heyecanlanırız. Bu da böyle oldu.
Asil Çelik olayında hükümeti affetmiyorum
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, devletin imza attığı bazı konularda sözünde durmadığından da yakınarak, şunları söyledi:
Amerikan Hastanesi olarak SSK`lılara kalp ameliyatı yapıyoruz. Türk parasından paramızı alıyoruz. 8 ayda ödüyorlar. Enflasyon yüzde 90 iken 8 ay sonra paranızı alırsanız, hiçbirşey kalmıyor hastaneye. Asil Çelik hafızalarımızda. Gayet canlı. Ve hiçbir zaman hükümetimizi affetmiyorum. Bize kur garantisi verdiler, o zamanki parayla 110 milyon dolarlık taahhüte girdik. Sonra Ziya Müezzinoğlu Bey (Maliye eski bakanı) geldi, (tek taraflı kur garantisini kaldırıyorum) dedi. Bitti. Hiçbir zaman müessese kara geçemedi. devletleştirdiler en nihayet Asil Çelik`i. Şimdi olur mu? Devlet size bir kağıt veriyor, size (bu kağıda göre yatırım yap) diyor. Siz bu kağıda göre borçlanıyorsunuz, ortak buluyorsunuz, yatırım yapıyorsunuz. Ondan sonra bir sayın bakan geliyor, (ben bunu tek taraflı kaldırdım) diyor, olmaz.
Rahmi Koç, demokrasi konusundaki görüşlerini açıklarken de Demokrasinin kestirmesi yoktur. Sancısı çekile çekile öğreneceğiz. Bazen pahalıya mal oluyor fakat demokrasiden başka bir rejim de yoktur dedi.
TÜSİAD`ın tüzük değişikliğiyle siyasilerle üyelerinin arasında mesafe koymasına ilişkin olarak da Koç, Buradaki görüş nüfuz kullanılması meselesi yani felsefe olarak bu böyle oluyorsa TÜSİAD buna karşıdır denmek isteniyor dedi.
Rahmi Koç, AB konusu bizim en büyük kabahatimiz... AB`ye Yunanistan 10. ülke olarak gireceği zaman bizde girecektik dedi.
O zaman Türkiye`yi çağırdıklarını ancak bu fırsat kaçtığı gibi Avrupa ile Gümrük Birliği`ne de herhangi bir taahhüt almadan girildiğini belirten Koç, şunları söyledi:
Yunanistan, AB`ye girdiği zaman rahmetli Vehbi Koç, Ecevit`e mektup yazdı. Dedi ki; (çok tarihi fırsatı kaçırıyoruz. Yunanistan bizden evvel girerse bizi dünyada sokmaz. Hep veto eder). İkincisi biz dedik ki; (taviz almadan bir defa girilirse, girdikten sonra taviz almak zordur). O zaman dediler ki, (Koç, Gümrük Birliği`ni istemiyor. Şirketleri fabrikaları var. Rekabet istemiyor). Oysa bugün bizim durumumuz çok daha kuvvetli, bunu isteyen gruplar da. Ama bir defa imzayı attığınız takdirde, bir daha onu revize etme imkanı tanımıyor Avrupalı.
Büyüyen Türkiye piyasasını onlara tepsi üzerinde, karşılığında ne mali paket, ne müzakerelere başlama, ne içeri girme tarihi, hiçbir şey almadan verdik. Bu böyle olunca 28`inci üye olarak fotoğrafa çıktık diye seviniyoruz. Kaç sene sonra ki bence acıklı... Yazık oldu bu fırsatlara.
Kıbrıs`a çare bulmadıkça AB`ye girmek zor
Kıbrıs olayına bir çare bulmadığımız sürece, Türkiye`yi alacaklarını zannetmediğini de ifade eden Koç, şöyle devam etti:
Avrupalılar ilanahiye beklemeyeceklerdir Güney Kıbrıs`ı AB`ye almak için. Güney Kıbrıs, Kuzeysiz AB`ye girerse, Kuzey`deki bütün Rumlar, Türk zannettiğimiz Kıbrıslılar, hepsi Güneye gideceklerdir ki, onlar da bu anlaşmazlıkta sızlanıyorlar. Hepsi Güneye mi gideceklerdir. O zaman bizim alternatifimiz kalmıyor. Kuzey Kıbrıs`ı bir bakıma 82. vilayet yapmaktan başka alternatifimiz kalmayacak diye korkarım.
AB ile istedikleri şartların yerine getirilmesine ilişkin politika üzerinde çok ciddi olarak durulması gerektiğini de vurgulayan Koç, 25 senedir dış politikamızı Kıbrıs gözüyle gördük, Kıbrıs gözüyle yaptık. Bunun bir noktada artık kararının verilmesi lazım diye konuştu.
Koç, ayrıca AB`nin 10 yıldan önce Türkiye`yi katiyen üye olarak almayacağı görüşünü dile getirdi.
Türkiye`de taşlar yerine oturuyor
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, Türkiye`deki yolsuzluk operasyonlarını eski bir yalının restorasyonuna benzeterek, Bir nevi taşlar yerine oturuyor dedi.
Rahmi Koç, jandarmanın hazırladığı fezlekede adı geçtiği iddia edilen Koç yöneticisiyle ilişkili olarak da Listeyi görmedim. Kimden bahsettiklerini de bilmiyorum. Öğreneceğiz. Bakalım kimmiş, niçin ismi geçiyormuş diye konuştu.
Rahmi Koç, Türkiye`de son zamanlarda kasırga, balina, beyaz enerji gibi adlar altında, gümrükten enerjiye kadar birçok alanda operasyonlar yapıldığını hatırlatarak, Bu kadar yolsuzluk garip gelmiyor mu? sorusu üzerine, Bir nevi taşlar yerine oturuyor. Son zamanlarda duyduklarımız hepimizi hayrete düşürdü. Memlekette bunların nasıl olabileceğini biz işadamları olarak hayretler içinde dinliyorduk diye konuştu.
Kelepçeli işadamları, dünyaya `fena` görüntü veriyor
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Lockheed skandalı uzantısı olan ülkeler içinde temizlik yapılmayan tek ülkenin Türkiye olduğu hatırlatılarak, Acaba gecikmeli olarak onu mu yapıyoruz? sorusu üzerine de şunları söyledi:
Lockheed olayına çok ülke karıştı. Çünkü konuşturdular kimlere ne verdiklerini. Ama artık Türkiye`nin üçüncü dünya ülkesi vasfından çıkıp, madem AB`ye aday ülkeyiz, bu kadar fena görüntü vermemesi lazım dünyaya. Rahmi Koç, işadamlarına, bankacılara yönelik polisiye olayları da şöyle değerlendirdi:
İstanbul Polis Müdürü`ne de söyledim. Tanınmış kişilerin böyle kollarından tutularak, iki tarafında iki adam, sanki kaçacak, uçacakmış gibi, ondan sonra kelepçeler falan, götürülmesini sevmiyorum.
Fırtına sonrası çok daha iyi bir dönem gelecek
Koç, mali piyasalardaki kriz, polis yürüyüşü ile diğer siyasal ve sosyal olayların hatırlatılması üzerine de, şunları kaydetti:
İstikrar, fırtına öncesi durgunluk gibiydi. Geliyordu, geldi ve geçecek. Ben gayet iyimserim. Bir sıkıntı geçireceğiz. Bir çalkantı olacak, sarsıntı olacak ama ondan sonra gelecek dönem çok iyi olacak. Çok daha sıhhatli olacak. Çok daha itibarlı bir Türkiye ortaya çıkacak.
Fransa`ya ekonomik boykot anlamsız olur
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını kabul eden Fransa`ya boykotla ilgili olarak, Bunlar klasik şeylerdir. Kızacağız Fransızlara, 3-5 ihale vermeyeceğiz veya verdiklerimizi geri alacağız. Ondan sonra eski tas, eski hamam gideceğiz. Çünkü Türkiye gibi bir ülkenin Fransa gibi bir ülkeyi ekenomikman boykot etmesi mevzu bahis değildir, olamaz dedi.
Koç, Türk gazetecilerle Moskova`da düzenlediği sohbet toplantısında, Fransa`ya boykotla ilgili görüşlerini açıklarken, tekerlek kırıldıktan sonra boykotun bir çare olmadığını ifade etti.
Hiçbir boykot işlememiştir. Irak`a 10 senedir boykot yapıyorlar. Adam hala burada. Amerika`da üçüncü başkan değişecek şimdi diyen Koç, şöyle devam etti:
Bunlar klasik şeylerdir. Kızacağız Fransızlara, 3-5 ihale vermeyeceğiz veya verdiklerimizi geri alacağız. Ondan sonra eski tas, eski hamam gideceğiz. Çünkü Türkiye gibi bir ülkenin Fransa gibi bir ülkeyi ekonomikman boykot etmesi mevzu bahis değildir, olamaz. Gerek Türkiye`de, gerek Fransa`da çok büyük menfaatlar vardır. Onlar buna müsaade etmeyecekler. Hükümet arzu etse dahi... Bunun tedbirleri çok daha evvelden alınacaktı. Asala hadisesi biter bitmez, biz bu işin üzerine gidecektik. Sistematik bir şekilde, programlı bir strateji çizerek, kademe kademe onun önüne geçilecekti. O olmadı. Bizde klasiktir, bekleriz bekleriz düşman kapıya geldiği zaman alevlenir heyecanlanırız. Bu da böyle oldu.
Asil Çelik olayında hükümeti affetmiyorum
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, devletin imza attığı bazı konularda sözünde durmadığından da yakınarak, şunları söyledi:
Amerikan Hastanesi olarak SSK`lılara kalp ameliyatı yapıyoruz. Türk parasından paramızı alıyoruz. 8 ayda ödüyorlar. Enflasyon yüzde 90 iken 8 ay sonra paranızı alırsanız, hiçbirşey kalmıyor hastaneye. Asil Çelik hafızalarımızda. Gayet canlı. Ve hiçbir zaman hükümetimizi affetmiyorum. Bize kur garantisi verdiler, o zamanki parayla 110 milyon dolarlık taahhüte girdik. Sonra Ziya Müezzinoğlu Bey (Maliye eski bakanı) geldi, (tek taraflı kur garantisini kaldırıyorum) dedi. Bitti. Hiçbir zaman müessese kara geçemedi. devletleştirdiler en nihayet Asil Çelik`i. Şimdi olur mu? Devlet size bir kağıt veriyor, size (bu kağıda göre yatırım yap) diyor. Siz bu kağıda göre borçlanıyorsunuz, ortak buluyorsunuz, yatırım yapıyorsunuz. Ondan sonra bir sayın bakan geliyor, (ben bunu tek taraflı kaldırdım) diyor, olmaz.
Rahmi Koç, demokrasi konusundaki görüşlerini açıklarken de Demokrasinin kestirmesi yoktur. Sancısı çekile çekile öğreneceğiz. Bazen pahalıya mal oluyor fakat demokrasiden başka bir rejim de yoktur dedi.
TÜSİAD`ın tüzük değişikliğiyle siyasilerle üyelerinin arasında mesafe koymasına ilişkin olarak da Koç, Buradaki görüş nüfuz kullanılması meselesi yani felsefe olarak bu böyle oluyorsa TÜSİAD buna karşıdır denmek isteniyor dedi.