Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2001 00:00
Enerji sektörünün önde gelen aktörleri ve çevreciler, elektrik üretiminde yeni binyılla birlikte yeni bir dönemin başlatmak için kolları sıvadı. İlk örnekleri özellikle ABD`de görülen yeni yapılanma, `Tüketiciye Özel Enerji`(TE) ismiyle anılıyor.
Tüketiciye Özel Enerji modelinin hedefi elektrik şebekelerini baştan aşağıya yeniden ve farklı bir şekilde yaratmak. Tek bir merkezde elektrik üreterek, üretilmiş enerjiyi tüketicilere tek doğrultulu olarak aktarmanın yerine tüketiciye özel enerji modeli sayesinde en azından şirketlere enerji bağımsızlığının verilmesi amaçlanıyor. Hatta, daha ileri bir aşamada tek tek insanların bu bağımsızlığa ulaşması amaçlanıyor. Model, başarılı bir şekilde geliştirildiği takdirde, milyonlarca küçük tedarikçinin de kendi enerjisini kendisinin üretmesi mümkün hale gelecek.
TE modelinde enerji, dizel makineler, doğalgaz türbinleri ve yakıt bataryalarından rüzgar santralleri, güneş panelleri ve jeo - termal jeneratörlere kadar bir dizi araç kullanılarak sayısız küçük sistem tarafından üretilecek. Enerji üretim merkezlerinin son kullanıcıya daha yakın olması sayesinde, yüzde 95`i enerji hatlarından kaynaklanan problemler de minimuma indirilmiş olacak.
Böyle bir sistem hayata geçtiğinde, müşteriler elektrik şebekelerinden istedikleri takdirde yine enerji satın alabilecekler ve bunun yanında kendilerine ait elektrik üretim merkezinde ürettikleri fazla enerjiyi de satabilecekler. Bu model iyi işler hale getirildiğinde ise verimliliğin önemli oranda artacağı gelişmelerin yaşanması bekleniyor. Mesela, enerji santralleri, ürettikleri enerjinin ortalama üçte ikisini kaybediyor. Ama TE modeli hayata geçtiğinde, bu kayıp önlenebilecek. Bu duruma dikkat çeken birçok sektör analisti tüketiciye özel enerji`nin getirileri nedeniyle önümüzdeki yıllarda daha da fazla tercih edilir hale geleceğini belirtiyor ve ABD`de 2010 yılında üretilen toplam enerjinin beşte birinin PE tarafından sağlanacağını tahmin ediyor.
Ancak, tüm bu olumlulukların yanı sıra aşılması gereken problemler de mevcut. Rüzgar ve güneş gibi `yeşil` enerji kaynaklarının dışırdakiler için yakıt masrafı söz konusu. Ayrıca mini - santrallerin kuruluş maliyetleri oldukça yüksek.
Lojistikle ilgili problemler ise çok daha ciddi boyutlarda. Eğer bir milyon mini - santralin varolduğu bir ortam düşünürsek, aynı zamanda bu santrallerin birbirleriyle ilişkilendirilmesini de düşünmemiz gerekiyor. Böyle bir birlik organizasyonu tam bir kabus olabilir. Dünya genelinde düşünüldüğü takdirde işler çok daha zorlaşıyor çünkü bütün ülkelerin farklı mevzuatları var ve en başta teknik sorunların önüne bu problem geçecektir.