Güncelleme Tarihi:
İşte Deniz Sipahi'nin emlak vergisindeki yeni düzenlemeyle ilgili yazısı...
Emlak vergisine esas olan arsa rayiç bedelleri artışlarıyla ilgili çok sayıda telefon ve mesaj alıyorum.
Eminim; birçok insan bu artışlardan haberdar değil.
Önlerine fatura geldiğinde isyan edecek ama itiraz süresi çoktan geçmiş olacak.
Konu şu...
Emlak Vergisi her yıl, “yeniden değerleme oranın yarısı” kadar artıyor. Ancak arsa rayiç değeri dört yılda bir belirleniyor ve emlak vergisi de bu güncel değer üzerinden hesaplanıyor.
2018’de emlak vergisi yeni belirlenen bu rakamlara göre verilecek.
“Benim arsamın, evimin değerini kim belirliyor” sorusunun cevabı Takdir Komisyonu oluyor. Bu komisyonda Tapu Dairesi, Belediye, Ticaret Odası, Muhtarlık ve Vergi dairelerinden görevli memurlar bulunuyor.
Ama son karar Belediye Meclis’inde alınıyor.
Bana gelen mesajlardan anlıyorum ki; sadece İzmir’de değil, Türkiye’nin her yerinde benzer eleştiriler var.
Örneğin benim oturduğum Sasalı’da iki kattan fazla artırıldığı söyleniyor.
Bölge bölge değişiklikler gösteriyor; galiba 2018’de bir önceki yıl ödediğimizin üç, dört katı emlak vergisi ödeyeceğiz.
Örneğin Urla’da oturan arkadaşlarım tam bir isyan içinde, ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
İçlerinde emekli maaşlarıyla geçinenler var.
Diyorlar ki...
“Bu rakamlar değişmezse biz bu evlerde oturamayız. Çünkü emekli maaşlarımızla zar zor geçiniyoruz, evlerimizi satmak zorundayız...”
Hesaplamışlar; bahçeli, mütevazi bir evin emlak vergisi 10 bin liradan başlıyor, 25 – 30 binlere çıkanlar var.
Yani ay başına 2 bin liraya denk geliyor.
Çalışırken aldıkları evleri emeklilikte satmak zorundalar şimdi...
Şaka gibi...
Anlamadığım şu...
Maaş artışları ve enflasyon değerleri ortadayken; siz nasıl iki katı, beş katı, 10 kat artışları meclislerinize getirebiliyorsunuz.
El insaf...
İş gerçekten ciddi, gelişmelere göre evlerini satışa çıkaracak çok sayıda insan biliyorum.
Bu kararların altına imza atanlar ya hesap kitap yapmayı bilmiyor ya da Türkiye’nin gerçeklerinden çok uzakta yaşıyorlar.
MECLİS ÜYELERİ SORGULAMAZ MI?
Şu emlak fiyat artışları bile gösteriyor ki...
Belediye meclislerine girecek isimler çok titiz bir çalışmayla belirlenmeli.
Meclis üyeleri sadece el kaldıran değil, gerektiğinde sorgulayan, itiraz eden, çözüm üreten kişilerden olmalı.
İçlerinde yok mudur?
Elbette çok değerli isimler var.
Ama anlaşılıyor ki; işin içine siyaset girince başka bir şey oluyor.
O emlak artış önerileri gündeme gelirken, hiç mi sormadılar.
“Yıllık enflasyonun belli olduğu bir yerde, birkaç kat artış doğru değil” diye...
Anlaşılan o ki; sormamışlar.
TURİZM MERKEZLERİNE ÖZEL YASA ŞART
Hep söylüyorum.
Çeşme, Bodrum gibi tatil merkezlerinin özel bir yasası olmalı.
Aksi halde kış nüfusun göre bütçelerini oluşturmuş bu tatil beldelerinin tam ve doğru hizmet etmeleri çok zor olacak.
Örneğin bu yıl Çeşme’de en fazla işittiğim şikayet su ve elektrik...
Bizde her şey belediyeden beklendiği için elektriği de başkanlara sorarlar.
Oysa elektrik arızalarına cevap verecek bir başka kurum...
Çeşme’nin elektrik altyapısı eski, o yüzden yenilenmesi gerekiyor.
Yoksa bu şikayetler gelecek yıl da devam eder.
En başa dönüyorum.
Bu bütçelerle iyi hizmet vermek zordur.
Yasal bir düzenlemeye ihtiyaç bulunuyor.
KİRALAMADA YILLIK PEŞİN DÖNEMİ
Yine tatil beldelerinde çok konuşulan bir konu...
Mülk sahipleri kiralarını yıllık talep etmeye başlamışlar.
Bazı yerler zaten altı aylık istiyorlardı ama belli ki dükkan sahipleri bunu yeterli bulmamış.
Nedeni de şu...
İstediklerini bulamayan işletme sahipleri yaz sonunda buraları terk ediyormuş.
Sonra bir iz bulabilirsen bul...
Veren varsa sorun yok, bu kiraları vermeye devam etsin.
Ama öyle anlaşılıyor ki; zirve yapan bu kiraları veren artık kolay çıkmıyor, çıksa da bir yıllık peşin vermek istemiyor.
Mülk sahipleri mutsuz, kiracılar mutsuz...
Ama en çok müşteriler mutsuz...
Çünkü kimse Alaçatı’da, Bodrum’da, Cunda’da, Asos’ta New York fiyatları vermek istemiyor.