ALİ AĞAOĞLU

Güncelleme Tarihi:

ALİ AĞAOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2008 15:255dk okuma

Doğru proje bulan hemen evini alsın!

Haberin Devamı

KONUT FİYATLARINDA DÜŞÜŞ OLMAZ, DOĞRU PROJE BULAN EVİNİ ALSIN...

İstanbul`da 6 bin konutluk projenin sahibi olan Ağaoğlu Grubu`nun Başkanı Ali Ağaoğlu, `Konut fiyatlarında düşüş bekleyenler yanılıyor. Çünkü inşaat malzemelerinde fiyatlar yükseliyor. Tüketici doğru yerde doğru projede ödeyebilecek taksitleri buluyorsa beklemesin diyor.

Ali Ağaoğlu, İstanbul`un en eski müteahhitlik şirketlerinden Ağaoğlu Grubu`nun sahibi. Grup, İstanbul`da Toplu Konut İdaresi`nden (TOKİ) sonra 6 bin konutluk projesiyle ikinci büyük inşaat şirketi durumunda. Ali Ağaoğlu, Anadolu yakasında yıllarca topladığı arsalarda şimdi lüks değil nitelikli dediği konut projeleri gerçekleştiriyor. My konsepti adını verdiği farklı projeleriyle yabancı yatırımcıların da ilgi odağı olan Ağaoğlu, bugünlerde ise Türkiye`de yaşanan belirsizlik ortamı nedeniyle mutsuz...

İŞTE RÖPORTAJ:

Türkiye`ye yansıması nasıl oldu? Sektörde bu krizi nasıl hissediyorsunuz?

Türkiye`de gayri safi milli hasılanın yüzde 4`ü oranında konut kredisi stoku var. Dolayısıyla bunun Türkiye`ye yansımasını beklemek yanlış. Yansıma yok denecek kadar az. Türk insanının konuta bakışı farklıdır. Arabasının taksidini ödemez ama evinin öder. Konutu çocuğunun geleceği olarak görür. Biz bu sektörde çok proje üreten bir firmayız. 1994`de de 2001`de de krizler sırasında çok konut üretiyorduk. Bankalarda ve finans kesiminde konut kredisi diye bir ürün dahi yoktu. Biz kendi finansman sistemlerimizle finanse ediyorduk. O dönemleri çok iyi atlattık. 2001 krizinde yüzde 5-10 aksama oldu ki bu kriz Türkiye`nin yaşadığı en büyük krizlerden biriydi. Burada bir kısım ertelemeler oldu, yine batak olmadı. İşini kaybeden insanlardan taksit ertelemesi oldu. Türk insanı borcuna sadıktır.

Ancak Türkiye`de şu anda ekonomide ciddi bir sıkıntı, daralma yaşandığı gerçek. Bir krizden söz edilemez mi?

Allah bir daha 2001 krizi gibi bir krizi yaşatmasın bize. O dönemde ekonomik olarak sıkıntıyı beyaz yakalı kesim, iyi eğitimli kesim yaşadı. Daha önceki krizlerde işini kaybedenler vasıfsız insanlardı. 2001`de başta finans kesiminde çalışanlar olmak üzere beyaz yakalılar işini kaybetti. Şu anda yaşadığımız ise siyasi istikrarsızlıktan kaynaklanıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde siyasi istikrarsızlık ekonomiyi olumsuz etkiliyor. Türkiye`de şu anda ekonomik olarak herhangi bir olumsuz durum yok. Cari açık biraz yüksek ama finanse edilebiliyor. Ama maalesef son dönemde oluşan siyasi belirsizlik, sıkıntıların ana nedeni.

Siyasi belirsizliğin kaynağı size göre ne?

Türkiye`de her yıl 1 milyon gence iş ve aş vermek zorundayız. Kaynağa ihtiyacımız var. Dolayısıyla dış ticaret açığı veriyorsunuz. Yabancı sermayeye ihtiyacınız var. Bu nedenle Türkiye`de ekonomi hiçbir zaman 10`uncu gündem maddesi olmaması lazım. Yaşadığımız şeye bakın eften püften maddeleri gündem maddesi yaptık. Onlarla yatıp kalktık, ekonomi geride kaldı. Yarım metre çaput muydu kaderimiz? Bunu mu tartışacağız. Türkiye ekonomisini geride bırakamaz.

AK Parti`nin kapatılma davası nedeniyle yaşanan siyasi gerilim bitecek gibi görünmüyor...

Tabii ki hiçbir zaman halkın seçtiği bir partinin kapatılmasını istemeyiz. Yasaklarla bir noktaya gidilmez. Ama yüzde 47 oy aldım diye de her şeyi yapamazsınız. Yani toplum olarak büyük özelliklerimiz var ama maalesef uzlaşma kültürümüz yok. Yüzde 47 oy aldım diye her şeyi yaparım demek de yalnış. Bunu bu şekilde cezalandırmak da yanlış. Yani yanlışı yanlış üzerine yapıyoruz. Birbirimizin gırtlağını sıkmakla meşgulüz. Halbuki dünya almış başını gidiyor. Uzlaşmasını bilmemiz lazım. Bir an önce siyasi tartışmaları yerine oturtmamız lazım.

Konut taleplerinde nasıl bir gelişme yaşanıyor. Düşüş, erteleme var mı?

Türk insanının konuta hâlâ inanılmaz bir talebi var. Çünkü mevcut yapı stokunun yüzde 70`i kullanılacak evsafta değil. Deprem yönünden güvensiz, niteliksiz dolayısıyla yeni konuta talep var. Ama insanlar önünü göremedikleri dönemde tedirgin olup, borçlanmaya çekiniyorlar. Konut dünyanın her yerinde zengin ülkelerde bile uzun vadeli finansmanla alınır. Şimdi parası olan da acaba ne oluyor, diye beklentiye girdi. Konuta ihtiyacı olup da ödeyebilecek gücü olan insanlar da borçlanmaktan imtina ediyor. Önünü göremiyor.

Özellikle İstanbul`da konut fiyatlarının şiştiği, çok yükseldiği söyleniyordu. Konut fiyatlarında düşüş başladı mı? Tüketicilerin bir bölümü de bunu bekliyor.

İstanbul`da fiyatlar yüksek değil. Fiyat düşüşünü beklemek de doğru değil. Çünkü inşaat malzemelerinde fiyatlar yükseliyor. Örneğin demire bir yılda yaklaşık yüzde 60-70 zam geldi. Bence fiyatlar yukarı doğru çıkmak zorunda ama durgunluk nedeniyle artmıyor. Bazı projelerde düşüş olabilir ama bu genel bir eğilim olmaz, bireysel olur. Tüketici doğru yerde doğru projede ödeyebilecek taksitleri buluyorsa hemen alsın, beklemesin. Her zaman kazanır. Senelerdir bu işi yapıyoruz. Alıp da zarar edene rastlamadım. Ama almayıp bekleyen insanlar da her zaman kaybetmiştir.

Yabancı fonların Türkiye`ye ilgisi azaldı mı?

2007`nin ilk çeyreğinde yurtdışı yabancı yatırım 8 milyar dolardı şu anda 1 milyar dolara geriledi. Bu bile olayın vahametini gösteriyor. Zaman geçirmeden siyasi belirsizliğin giderilmesi gerekir. Çünkü insanları en çok korkutan şey önünü görememektir. Hem yerli yatırımcıyı tedirgin ediyor, kaldı ki yabancı bizden daha ürkektir. Yerli böyle düşünüyorsa yabancının ürkmesi doğaldır.

Bir de yabancıya satışı engelleyen yasa çıktı. Bu gelişmeleri nasıl yorumluyorlar?

Yabancıların gerçekten Türkiye`ye büyük iştahları vardı. Ancak yabancılar on kere düşünür bir kere karar verir. Yanılmıyorsam 2007`de yabancıya gayrimenkul satışı 3 milyar dolar civarındaydı. Ama maalesef son dönemde çıkan yabancıya gayrimenkul satışını engelleyen yasanın da etkisiyle durdu. Bunun dedikodusunun çıkması bile tedirgin eder. Ülkemizin aslında yapmaması gereken bir şeydi. Maalesef yapılmaması gereken birçok şey üst üste yapılıyor. Bunu akılla izah etmek de imkansız.

Türkiye bu fırsatı kaçırıyor mu?

Türkiye`de artık bazı şeylere dikkat edilmesi lazım. Fırsatlar ülkesi diye tanımlanan 5 ülke var. Bunlardan bir tanesi Türkiye. Genç nüfusa sahip, potansiyeli olan, gücü yerinde olan ülkelerin başında geliyor. Kendine güvenli liman arayan yatırım fonları Türkiye`ye çekme imkânı vardı ama maalesef birbirimizin gırtlağını sıkmaktan bu fırsatı kaçırdık gibi görünüyor. Aslında hâlâ kaçmış da sayılmaz. Ama bu belirsizlik uzarsa bunun ekonomiye etkisi daha ağır olur diye düşünüyorum. Temennimiz uzamaması. Yukarıdakilerin bir an önce uzlaşma ortamını bulup belirsizliği gidermesi. Gidermezlerse etkisi daha ağır olur.

Yasa değişiklikleri yabancıyı soğutuyor

Geçen günlerde açıklanan bir raporda İstanbul, Moskova`dan sonra yatırım yapılabilecek ikinci şehir olarak yer aldı. Fırsatlar şehri yorumu yapıldı. Yatırımcının ilgisini canlandırmak için ne yapılmalı?

Dünyada bugün gayrimenkul yatırımı yapılacak iki şehirden biri İstanbul, diğeri Moskova`dır. İstanbul`da fiyatlar hâlâ tabanda. Yabancı yatırımcılar için Türkiye`de yatırım yapmak çok cazip. Nitelikli konutlardaki fiyatları çıkarırsanız metrekare fiyatları ortalama 1500-2000 dolar civarında. Bu dünyada maliyet fiyatıdır. Daha gideceği çok yer var. Yabancılar da bunu görüyor. Ama sabah kalkınca başka, akşam başka yasa olmaması lazım. Bu yasa değişikliğini rakip ülkeler şimdiden kullanmaya başladı.

(REFERANS)
 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!