Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2003 09:132dk okuma
Albaraka Türk`ün eski genel müdürü Fehmi Akın`ın, Almanya`daki Ziraat International`a genel müdür atanmasına Almanya`dan onay çıkmadı. Akın iki aydır Almanya`da maaş alıyor. Alman Bankacılık Denetleme Kurumu BAFIN, ‘‘Hakkındaki araştırma bitmeden göreve başlayamaz’’ dedi.
Ziraat Bankası`nın yurt dışındaki en büyük iştiraki olan Ziraat International`a genel müdür olarak atanan faizsiz finans kurumlarından Albara Türk`ün eski genel müdürü Fehmi Akın, Alman makamlarınca onaylanmadı. Faisal Finans ve Kombassan`la ilgili soruşturmada adı geçen Akın, haziran ayında atanmasına karşın Alman Bankacılık ve Denetleme Kurumu BAFIN`den iki aydır onay alamadı.
Almanya`da ev tutan, bankaya gidip gelen, bazı kurum ve kuruluşları ziyaret eden, bu arada maaşını da alan Akın, BAFIN`in kararını bekliyor. Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın, ‘‘BAFIN, genel müdür olarak önerilen ismi kabul edip etmemekte serbesttir’’ dedi.
BAFIN yetkilileri ise, Akın`ın genel müdür olarak göreve başlamasına izin verilip verilmeyeceği konusunda ise şu açıklamayı yaptı: ‘‘Alman Kredi Kanunu`na (Kreditwesengesetz) göre, her banka genel müdür olarak atadığı kişiyi bize bildirmek zorunda. Biz de bu kişi hakkında inceleme yaparız. İncelemede, bu kişinin sabıkasının olup olmadığına, güvenilirliğine bakarız. Eğer şartları taşımazsa, bu kişinin genel müdürlük görevinden uzaklaştırılmasını isteyebiliriz, gerekirse, yaptırım uygulatabiliriz. Ayrıca, atanan genel müdür sabıka kaydının (Straffreiheitserklaerung) olmadığına dair bir yazı vermek zorunda. Yaptığımız araştırma bitmeden bir banka genel müdürü resmen göreve başlayamaz.’’
BAFİN yetkilileri, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından hazırlanan 22 Şubat 2002 tarihli Faisal Finans Raporu`nda, aralarında Fehmi Akın, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın, Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar`ın da bulunduğu yöneticilerin ‘‘dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık’’ yapmakla suçlandığının hatırlatılması üzerine, şu yanıtı verdi: ‘‘Bir kişinin hakkında soruşturma yapılması veya hakkında dava açılması, bu kişinin suçlu olduğu anlamına gelmez. Ancak bir kişinin sabıkası varsa o zaman işin rengi değişebilir.’’