Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2000 00:00
Türk Standartları Enstitüsü`nün Türkiye`de üretilen 88 çeşit zeytinde sadece 29`una uygunluk standartı vermesi sektörü zor durumda bıraktığı bildirildi. Yetkililer, sorunun bir an önce çözülmesini istiyor. 90 milyon zeytin ağacı varlığına sahip olan Türkiye`de 88 çeşit zeytin üretiliyor. Bu zeytinlerden 29`u TSE 774`e uygun bulunurken, diğer zeytin türleri standarda dahil edilmiyor. Bu durumun sektörün işini zorlaştırdığını belirten Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Renklidağ, "Tarım politikalarını ciddi biçimde geliştirmek zorundayız. Türkiye`de 88 çeşit zeytin var. Ancak bu konuda devletin en ufak fikri yok. TSE sadece 29 zeytin çeşidine standart veriyor" dedi."İhracat özendirilmeli " Zeytinyağı ve üretiminin sorunları tartışılırken, zeytin üreticisinin sorunlarının gözden kaçırıldığını öne süren Renklidağ, "Niçin sadece zeytinyağına prim veriliyor? Sadece zeytinyağına prim verildiği takdirde, zaten üretimin fazla olacağı bu yol lüzumsuz yere 30 - 50 bin ton ilave bir yağ stoku ortaya çıkacaktır" diye konuştu. Renklidağ, zeytinin ton başına ihraç fiyatının 650
dolar seviyesinde olduğu dünya piyasalarında, 5 kilogram zeytinden 1 kilogram zeytinyağı elde edildiğini ifade ederek, zeytin ihracatının özendirilmesi gerektiğini vurguladı.Renklidağ şöyle dedi, "Zeytinin en ucuz ihraç fiyatı 650 ton/ dolardır. Eğer bu zeytini yağlığa ayırıp yağ yaparsak, ihraç fiyatının 3 bin 250 ton/ dolar olması gerekir. Bu fiyatla dünya pazarına ulaşmamız mümkün olmadığına göre katma değeri daha yüksek olan zeytin üretim ve ihracatına önem vermek gerekmektedir. Böylece zeytinyağına oranla iki kat daha fazla
döviz girdisi sağlayabiliriz.""Stok müessesesi " Gürkan Renklidağ ayrıca var yılı ve yok yılı arasındaki ihracatın dengelenebilmesi için stok müessesesi oluşturulması gerektiğini vurguladı. 2000- 2001 yılı yağ rekoltesinin 250 bin ton, 2001- 2002 yılı rekoltesinin ise tahmini 80 bin ton olarak açıklayan Renklidağ, "Geçen dönemde var yılında yapılan ihracat sırasında stoklarımız bedava fiyatlarla yabancıların eline geçti. Ege İhracatçı Birlikleri, Ziraat Bankası, Tariş ya da kurulacak sektörel dış ticaret şirketine stok müessesi görevi verilmeli. 2000- 2002 dönemini kapsayan iki yıllık süreçte 330 bin ton olacak yağ rekoltesinden iç tüketim ayrıldıktan sonra kalan 210 bin tonun satışı zeytinyağında devlet politikası oluşturularak satılmalıdır" diye konuştu."15 cent prim " Renklidağ son olarak Kasım ayında başlayacak zeytin hasadı maliyetinin SSK primleri nedeniyle ürün maliyetinin yüzde 30`una ulaştığını iddia ederek, "Ege bölgesinde toplama giderleri ürünün yüzde 25-30`una ulaşmaktadır. Aynı toplama gideri Fas - Tunus`ta yüzde 7, İspanya`da yüzde 9, Yunanistan`da ise yüzde 12`dir. Zeytinciliğin yok olmaması için zeytinyağına kilogramda 60, zeytinciye ise yine kilogram başına 15 cent prim verilmelidir" dedi.(FİNANSAL FORUM)