Yolsuzluk ve rüşvet yabancıyı kaçırıyor

Güncelleme Tarihi:

Yolsuzluk ve rüşvet yabancıyı kaçırıyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2001 08:59

Dünya Bankası`na bağlı Foreign Investment Advisory Service`in (FIAS) raporu, Türkiye`ye yabancı sermaye yatırımlarında en önemli engelin yolsuzluk olduğunu ortaya koydu.

Yabancı yatırımcıların yüzde 63`ü yolsuzluklardan şikayetçi. Yabancı yatırımcılar, ‘hediye ve bağış’ diye tanımladıkları rüşvetten de yakındı.

Dünya Bankası, yabancı yatırımcıların yüzde 63`ünün Türkiye`ye yatırım yapmak konusundaki en büyük engel olarak yolsuzlukları gördüğünü açıkladı. Dünya Bankası kuruluşlarından Foreign Investment Advisory Service (FIAS) dün Ankara`da Hazine Müsteşarlığı`nda yapılan ‘‘Yatırımlarda Karşılaşılan İdari Engellerin Tespiti Projesi’’ değerlendirme toplantısında bir rapor sundu. Raporda, yatırımcılarla yapılan görüşmelerde, yatırımcıların resmi görevlilerle aralarını iyi tutma ve süreci hızlandırma amacı ile yapılan gayri kanuni ödemeleri, yani rüşveti, ‘hediye ve bağış’ şeklinde nitelendirmeyi tercih ettiklerinin de açık olarak tespit edildiği vurgulandı. İş takipçilerinin ve uzman danışmanların kullanılmasının ve bu tür ödemeleri doğrudan kamu görevlilerine yapma yerine, maaş ve ücretle ‘‘resmileştirme’’nin, yatırımcılar açısında bir tampon görevi gördüğü ifade edildi.

Raporda, yatırımcıların yüzde 55`inin kamu görevlilerine doğrudan verilen rüşvetin tipik olarak toplam gelirin yüzde 1`inin altında kaldığını iddia ettikleri, yüzde 25`inin yapılan gayri resmi ödemelerin toplam gelirin yüzde 1`i ile 25`i arasında bir oranda olduğunu belirttikleri kaydedildi.

Yolsuzluk ve yolsuzlukla mücadele için somut adımlar atılması gerektiği vurgulanan raporda, gümrük mevzuatına riayet edilmesine zorlanması için çalışanlara yönelik etik kodların yayınlanması, usulsüzlük iddialarını soruşturacak etkin bir iç denetim birimi oluşturulması gibi öneriler yer aldı. Raporda yer alan diğer öneriler şöyle:

İHBAR HATTI KURUN

Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin bildirileceği bir ihbar hattı kurulmalı.

Şeffaflığı arttırmak ve mevzuatın yükümlülüklerine gönüllü olarak riayet edilmesini teşvik etmek için kamu duyarlılığını yükseltme programı uygulanmalı.

Gümrük ve kaçakçılık kanunlarının zorlayıcı hükümlerinde komisyoncu lisans yönetmeliklerinde gerekli değişiklikler yapılarak gümrük mevzuatı güçlendirilmeli.

Tüm kurumlarda kurum içi performans mekanizmaları oluşturulmalı. Fikri mülkiyet haklarının korunmasıyla ilgili takip kuvvetleri oluşturulmalı ve korsan ürünlerin takibi ve yasal müeyyideleri işletilmeli.

Taklit ürün problemlerinin çözümüne ilişkin önerileri alma için özel sektörle temasa geçilmeli.

Kısa bir süre için çalıştırılacak yabancı personel için çalışma izinleri sadeleştirilmeli. Gereksiz idari aşamalar kaldırılmalı.

Raporda, yatırımcıların idari yapıda yaşadıkları sorunlarda ortak temeller başlığında şu görüşlere yer verildi:

DOLAMBAÇLI BÜROKRASİ

Türkiye karmaşık ve dolambaçlı bir bürokrasi ile tanınmaktadır. Yatırımcıların karşılaştığı sorunların çoğu bütün olarak idari sistemi içinde ortak sorundur.

İdari prosedürün çoğu hatalı olarak yatırımcıların aşırı kontrolü üzerine odaklanmıştır. Egemen olan zihniyet özel sektör yatırımcısına işinde yardımcı olmak yerine idari kontrol ve güvensizliktir.

Bakanlıklar arasında, içinde ve merkezi idare ile yerel idareler arasında eşgüdüm eksikliği, çoğu zaman mantıksız bir biçimde birbirleriyle aynı olan kurumsal yapılar ve resmi yetkiler, yatırımcılar arasında ‘‘kim ne yapıyor ve kim neden sorumlu?’’ şeklinde kafa karışıklığına yol açmaktadır. ANKARA

Chibber: Türkiye yabancı yatırım şansını kaybediyor

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chibber, Türkiye`nin Gümrük Birliği Anlaşması`ndan yeterince yararlanamadığını, Avrupa`dan gelecek yabancı yatırım şansını kaçırdığını söyledi.

Ekonomik programın gelecek 10 yıl açısından önemli adımlar içerdiğini belirteren Chhiber, ‘Türkiye, yabancı sermaye çekebilme şansını yeniden yakalayabilir. Çünkü Gümrük Birliği anlaşması sürüyor’’ dedi. Chhibber Türkiye`nin üç önceliğinin, ‘‘istihdamı sağlamak, yabancı sermaye çekmek ve üretimi arttırmak’’ olması gerektiği görüşünü belirterek, ‘‘Riskli dalgalanmalardan kaçınmak gerekiyor’’ dedi.

Türkiye`yi Meksika`ya benzeten Chhibber, şöyle konuştu:

‘‘Türkiye`nin Gümrük Birliği Anlaşmasını imzaladığı sıralarda Meksika DA ABD ile NAFTA Anaşması`nı imzalamıştı.Bu süreçte dış ticaret açığı bulunan Meksika, 25 milyar dolarlık dış ticaret fazlasına ulaştı. Türkiye`nin ise Gümrük Birliği`nden yeterince yararlanamadı. Ve ve Avrupa`dan gelecek yabancı yatırım şansını kaçırdı. AB`ye eday olan Polonya ve Macaristan`ın büyük miktarda o şansı yakaladı. Türkiye`nin tekrar bunu yakalama şansı var.’’

Belirsizliğin faturası yılda 1.8 milyar dolar

FOREIGN Investment Advisory Service (FIAS) raporunda, belirsizliklerin Türkiye`deki maliyetinin, yıllık 1 milyar 822 milyon dolar civarında doğrudan yabancı sermaye kaybına yol açtığı bildirildi.

1995-2000 yılları arasında Türkiye`ye gelen net doğrudan yabancı sermaye ortalamasının yıllık 767 milyon dolar civarında seyrettiği ifade edilen raporda, bu rakamın gayr-ı safi milli hasılanın yüzde 0.4`üne karşılık geldiği, bu yüzde ile Türkiye`nin gelişmekte olan ve geçiş sürecindeki 91 ülke arasında 81`inci sırada yer aldığı kaydedildi. Ayrıca, 2000 yılında Türk şirketlerinin yurtdışında 1 milyar dolarlık yatırım yaptıkları da bildirildi.

Türkiye`nin hakkı 6 milyar dolar yabancı sermaye

Hazine Müsteşarı Faik Öztrak, FIAS raporunun tanıtım toplantısında girişimcilere seslenerek ‘‘Karamsarlıktan kurtulun. Stratejinizi uluslararası mali kuruluşlaca da dile getirilen iyileşme trendini dikkate oluşturun’’ dedi. Girişimcilerden kısa vadeli parametrelere odaklanmamalarını isteyen Faik Öztrak, ‘‘Değişen kurumsal yapıları iyi analiz edin’’ tavsiyesinde de bulundu.

İdari engellerin, yabancı sermayeyi çekmede, Türkiye`nin rekabet gücünü önemli ölçüde azalttığını vurgulayan Faik Öztrak, bu projeyle uygulanacak eylem planınının, yabancı sermaye çekme konusunda Türkiye`ye önemli bir avantaj sağlanacağını, Türkiye`de girişimciler için elverişli bir yatırım iklimi oluşturulmasına katkı sağlayacağı bildirdi.

Faik Öztrak, geçen yıl gelişmekte olan ülkelere giden doğrudan yabancı yatırım tutarının 200 milyar dolar civarında olduğunu, Türkiye`nin gayri safi milli hasıla ile (GSMH) uyumlu pay alması halinde gelecek doğrudan yabancı yatırım rakamının 6 milyar dolara ulaşması gerektiği tesbitin yaptı.

Türkiye yatırım için cazip bir ülke değil

Türkiye`nin tercih edilen bir yatırım yeri olmadığına dikkat çekilen raporda, geçmişte makro ekonomik ve siyasi istikrarsızlıkların, özelleştirme ve diğer anahtar reformların yavaş ilerlemesi, yüksek maliyetli ve karmaşık vergi sisteminin, ‘‘Türkiye`nin elverişsiz yatırım ortamı’’ imajı oluşturmasına katkıda bulunduğu kaydedildi. Raporda, Türkiye`de iş kurma ve yerleşme ile ilgili işlemler tamamlandıktan ve işletmeye geçildikten sonra da yatırımcıların çilesinin devam ettiği belirtilerek, ‘‘Türk vergi sistemi, son derece karmaşık olup, işletmeler için çok büyük zorluklara sebep olmaktadır’’denildi. Raporda, ‘‘Türkiye 2001 yılında ABD Hazinesi`nin özel 301 listesinde yer almaktadır. Son olarak tescil süreçleri kimi açılardan bezdirici derecede karmaşık ve zaman alıcıdır. Bir ürünün patentini almak için gereken süre Batı Avrupa ülkelerinde 6 ay olurken, Türkiye`de ise 1-1,5 yıldır’’ denildi.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!