Ucuz doyalım’ arayışı solcu Çelik’i ‘yemek patronu’ yaptı

Güncelleme Tarihi:

Ucuz doyalım’ arayışı solcu Çelik’i ‘yemek patronu’ yaptı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2004 08:50

Sivas’tan 1974’te üniversite okumak için İstanbul’a gelen fakir çiftçi ailenin oğlu Sadık Çelik, öğrenci yurtlarında kendi konumundaki öğrencilerle ‘kendi yemeğini yaparak’ organizasyon tecrübesi kazandı.

Çelik’in şimdi önemli şirketlere ‘butik yemek’ üreten bir fabrikası var.

HAYAT okulu bazen ‘çaktırmadan’ çok değerli tecrübeler kazandırıyor. İşte Sivas-Divriği’den (Divrik) 1974’te yola çıkıp İstanbul’da üniversite okumaya gelen Sadık Çelik’in girişimcilik öyküsü de bu yönüyle ilginç. Çelik, fakir bir çiftçi ailesinin oğlu olarak, yurtlarda kalıp tahsilini sürdürürken ‘ulusal solculuk’ da yapar ve genellikle bulunduğu yerlerde ‘öğrenci temsilcisi’ olur. Maddi durumu yetersiz öğrenciler için de yurtlarda akşam yemeği için ‘kendi imkanlarımızla yaparsak daha ucuza yaparız’ diyerek başlangıçta küçük sonraları büyük organizasyonlar kurar. Örneğin Atatürk Öğrenci Sitesi’ndeki (AÖS) yemek çıkarma girişimi bir anda 700 kişilik bir yemek üretimine dönüşür. Yurt idaresinin mutfak tahsisi ile başlayan ‘kendi yemeğimizi yapalım işi’ başlı başına bir üretim organizasyonu olur.

ÖĞRENCİLİK ÖĞRETTİ

Sadık Çelik şu anda Okmeydanı’nda 60 kişilik istihdamı olan günlük 6 bin kişilik yemek üretimi yapan Mis Yemek fabrikasının sahibi. İlk müşterisi Beymen Osmanbey mağazası olmuş ve şu andaki müşteri listesinde Başak Sigorta, Deri Show, Dagi İç giyim gibi seçkin firmalar da var.

Sadık Çelik şöyle başlıyor anlatmaya:

‘Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudum. Önce A.Ö.S’te sonra Abidei Hürriyet, ardından da Abdi İpekçi yurtlarında kaldım ve hepsinde benim gibi maddi durumu iyi olmayan arkadaşlarla akşam yemeğini toplu ürettik. Bu benim için çok önemli bir tecrübe oldu. Bana arkadaşlar o dönemde ‘kızıl tüccar’ derlerdi. 1980’de üniversiteyi bitirdim ve master yapmaya başladım. 1982’de ise devletten istifa ederek ayrıldım, serbest çalışmaya karar verdim. Okmeydanı’nda Aygaz Bayisi bir akrabamın bir yemek fabrikasından tüp karşılığı alacağı varmış. Bu alacak karşılığı bu fabrikaya ortak oldum. İlk girişimciliğim de bu iş oldu.’

Sonra askere giden Sadık Çelik, ortaklıktan ayrılır ve payına düşen parayı alarak dönemin ‘yüksek faizli bankerlerinden birine’ yatırır. Çelik şöyle devam ediyor:

‘Askerden döndüğümde banker batmıştı ama paramı kurtardım. 500 bin lira yatırmıştım 1.5 milyon lira olarak geri aldım ve bu bana yeni girişimimde sermaye oldu. Bir et toptancılığı işine ortak olarak girdim. Ancak o para battı. Çünkü bana göre haram para hayır etmiyor. Eşimin ailesi Konya Karamanlı çok büyük çiftçi aileydi. Et işi için eşimin ailesinin memleketinden Karaman’dan da 1 milyon liradan fazla mal toplayıp üreticilere borçlandık ama ortak beni dolandırdı ve ortadan kayboldu. Bunun üzerine de kayınpederimin önerisi üzerine Karaman’a yerleştim ve orada çalışarak borçlarımı ödedim. Bu arada Karaman’da benim için çok uygun bir üretim ve ticaret ortamı vardı ve orada da büyük tecrübe edindim.’

İlk müşterisi Beymen oldu

SADIK Çelik, Karaman’da bir süre sonra sıkılır ve tek başına iş yapmak için yeniden İstanbul’a döner. Eşinin de önerisiyle ‘en iyi bildiği en çok tecrübe kazandığı iş’ olarak yine yemek üretimine karar veren Çelik şöyle devam ediyor: ‘Yemek fabrikamızı 1985’in Kasım ayında kurduk. Daima hijyen ve lezzet bakımından sektörde ilk akla gelen yemek fabrikalarından biri olmayı hedefledik. Şirketimizin adını Mis markamızı da Keyveni olarak belirledik. Keyveni köylerde kilerin sorumlusu anlamına geliyor. İlk müşterim de Beymen (Osmanbey mağazası) oldu. Geldiler üretim ortamımı incelediler ve şaşırdılar. Onlara uzun süre 100 kişilik yemek sattık.’

Butik gibi yemek yapıp satıyoruz

MİS-Keyveni Yemek’in, günlük 5-6 bin kişilik yemek üretimi yaptığını söyleyen Sadık Çelik, şirketinde 60 kişi çalıştığını belirtiyor ve ‘müşterimizin hepsi tesisimizi inceleyip karar verdi. Biz butik tarzından yemek üretip satıyoruz. Yatırımımız sürüyor, ekmeği de tatlıları da kendimiz yapacağız. Çünkü onlardan da sorumluyuz’ diyor. Keyveni Yemek’in referans listesinde ‘Başak Sigorta, Eston İnşaat, Batik Örme, Adil Işık, İstanbul Spor, Derishow, Barem Araştırma, Kutup Tekstil, Dagi İç Giyim’ gibi önemli firmalar bulunuyor.

Ireks, ekmek pişirme eğitim merkezini açtı

ALMAN ekmek firması Ireks, yurtiçi ve yurtdışında hizmet verdiği ekmekçilik ve pastacılık sektörünü eğitmek amacıyla, Ireks Pişirme ve Eğitim Merkezi’ni Çerkezköy tesislerinde açtı. 70’i aşkın ülkede hazır ekmek karışımları, pastacılık karışımları ve ekmek katkı maddeleri üreten Ireks’in kurduğu eğitim merkezinde Türk fırıncılar ve pasta üreticilerinin yanı sıra ihracat yapılan ülkelerden davet edilecek fırıncı ve pastacılar da eğitilecek.

80 bakan İstanbul’da KOBİ’ler için buluşacak

TÜRKİYE, II’inci OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı) KOBİ’lerden Sorumlu Bakanlar Konferansı’na evsahipliği yaparak 30 OECD üyesi ve 57 OECD üyesi olmayan ülkenin bakanları ve iş çevrelerini buluşturacak.

Değişik ülkelerden 80’in üzerinde bakan, önemli uluslarası örgütlerin üst düzey temsilcileri, iş adamları, işletme sahipleri, ulusal ve uluslararası KOBİ kuruluşlarının temsilcileri ve uzmanları İstanbul’da buluşacak.

Yan etkinlikleriyle birlikte 2-6 Haziran günlerini kapsayacak olan ve İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek uluslararası buluşma, küresel KOBİ politikalarına yön verilecek bir arena olacak. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı KOSGEB ile TOBB’un birlikte gerçekleştireceği organizasyon, OECD küreselleşen dünyada girişimciliği ve KOBİ’lerin rekabet gücünü geliştirmek amacı ile 2000 yılında İtalya’nın Bologna kentinde düzenlediği bakanlar konferansının devamı niteliğini taşıyan İstanbul buluşması toplamda 2 bin kişilik katılımla şimdiye kadar dünyada yapılan en büyük KOBİ buluşması olacak. OECD’nin İstanbul buluşması, ‘Küresel Ekonomide Girişimciliğin ve Yenilikçi KOBİ’lerin Geliştirilmesi’ konusuna odaklanacak.

SESU Kozmetik’in ihracatı da büyüyor

SESU Kozmetik A.Ş., son 3 yılda ürün sayısını 8 adetten 41 adete yükselttti ve geçen yıl dolar bazında yüzde 65 büyüdü. ABD, Rusya, AB ülkeleri ve Ortadoğu’ya geçen yıl 250 bin dolarlık ihracat yapan firmanın toplam cirosu da 5 milyon doları aştı.

1960’ta Selma ve Suzan Esenil kardeşlerin Rumeli Caddesi’nde açtıkları, ‘SESU’ güzellik salonunun devamı olan firma, Türkiye’de birçok güzellik ürününün ilk uygulayıcısı ünvanını da taşıyor. 1969’da İstanbul Etiler’de daha modern bir ortamda hizmetlerine devam eden Sesu, Türkiye’de ağda üreten ilk firmalardan biri oldu. 1992’de de ‘SESU Kozmetik Sanayi A.Ş.’ olarak üretim gücüyle öne çıkmaya başlayan şirket Ertaş Kasidecioğlu’nun oğlu Cem Kasidecioğlu’nun da yönetime katılmasıyla kurumsallaşma konusunda önemli adımlar attı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Cem Kasidecioğlu liderliğinde SESU, sektöründe ülke çapında pazar liderliğini liderliğini sürdürüyor. Firma, bir taraftan iç pazarda satış gücünü geliştiriyor, bir taraftan da yurt dışında sektörün önemli fuarlarına katılaran ihracatını artırıyor. SESU; vizyonunu da ‘Tüm dünyada SESU ürünleriyle var olarak, Türkiye’ye döviz girdisi sağlamak’ diye tanımladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!