TÜSİAD mı, MÜSİAD mı?
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2002 09:403dk okuma
Büyük patronların kurduğu TÜSİAD`ın yanı sıra artık Ankara`da ağırlığını hissettirecek bir başka dernek daha var: MÜSİAD. 10 bin üyeli kuruluş AKP`yi açık açık destekliyor
Adalet ve Kalkınma Partisi`nin (AKP) iktidara gelmesiyle iş dünyasında da yeni bir sayfa açıldı. AKP ile birlikte kamuoyunda, Bundan sonraki dönemde iş dünyası adına MÜSİAD`ın mı sözü geçecek? sorusunu akla getirdi. Çünkü 1995 yılında Türk Sanayici ve İşadamları Derneği`ne (TÜSİAD) alternatif olarak kurulan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) AKP`yi açık şekilde destekledi. Ancak kendini, `hakkın ve hukukun, adaletin ve eşitliğin, barışın ve güvenin, refahın ve mutluluğun sağlandığı; tarihe ve topluma mal olmuş mahalli ve evrensel değerlerin korunduğu, gözetildiği; kendi içinde bütün, bölgesinde etkin, dünyada saygın bir Türkiye için yola çıkan hassasiyet sahibi iş adamlarından oluşan bir sivil toplum kuruluşu` şeklinde tanımlayan MÜSİAD`ın, iş dünyasının sesi olacağını düşünmek çok da gerçekçi değil. Neden mi?
TÜSİAD`IN İHRACATI 15 MİLYAR $
Çünkü TÜSİAD üyelerine ait bin 300 şirketin 2001 yılı toplam satış hasılatı 69.6 milyar doları, yarattığı katma değer de 30.6 milyar doları buldu. Ayrıca TÜSİAD üyelerine ait şirketler, 31 milyar dolarlık ihracatın 15 milyar dolarını gerçekleştirerek toplam ihracat içinde yüzde 47`lik bir pay elde etti. Türkiye`nin Gayri Safi Milli Hasılası`nın (GSMH) yarısına yakını da TÜSİAD üyeleri tarafından gerçekleştirdi. MÜSİAD`ın üye sayısı daha fazla olmasına rağmen geçen yıl itibariyle yarattığı satış hasılatı 35 milyar dolar civarında. 2.5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren MÜSİAD üyelerinin toplam ihracattaki payı ise sadece yüzde 8.
AĞIRLIKLARI KOBİ`LERDE
Böyle olunca da TÜSİAD`ın bir kenara bırakılıp işlerin MÜSİAD`la yürütülmesi gibi bir düşüncenin mümkün olmadığı ortaya çıkıyor. Genellikle küçük ve orta boy işletmelerin üye olduğu MÜSİAD Başkanı Ali Bayramoğlu, eski hükümetler gibi IMF`ye karşı teslimiyetçi politikalardan vazgeçerek müzakere masasına oturulmasından yana. Buna karşılık Koç, Sabancı, Doğuş ve Eczacıbaşı gibi Türkiye devlerinin üye olduğu TÜSİAD kanadı ise ekonomik programın taviz verilmeden uygulanmasını istiyor. İş dünyasında kimin borusunun öteceği önümüzdeki günlerde daha net ortaya çıkacak gibi...
Özilhan: Programa sıkı sıkı yapışsınlar
TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, seçimlerin sonucunun herhangi bir sürpriz olmadığını belirterek, ``Perşembenin gelişi, çarşambadan belliydi`` dedi. Birinci parti olan ve parlamentoda tek başına iktidar çoğunluğunu sağlayan AK Parti`yi başarısından dolayı kutladıklarını bildiren Özilhan, ``Bu seçimin tek galibi vardır o da AKP`dir`` diye konuştu. Yeni hükümetin önünde iki tane ana konu bulunduğunu ifade eden Tuncay Özilhan, şöyle devam etti: ``Bir tanesi ekonomik program, bir tanesi de AB. Tabii bunun önünde yönetim ilkeleriyle ilgili, Türkiye`nin beklediği, Cumhuriyeti`mizin temel ilkeleri ve yönetim kuralları titizlikle gözetilmeli. Makro ekonomik istikrarın güçlendirilmesi amacıyla IMF ile yapılmış programa sıkı sıkıya bu hükümetin yapışması gerekir. Bundan evvelki hükümet çok önemli yapısal reformlar geçirdi. Şimdi bunları AKP`nin tamamlanması gerekiyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi`nin (AKP) iktidara gelmesiyle iş dünyasında da yeni bir sayfa açıldı. AKP ile birlikte kamuoyunda, Bundan sonraki dönemde iş dünyası adına MÜSİAD`ın mı sözü geçecek? sorusunu akla getirdi. Çünkü 1995 yılında Türk Sanayici ve İşadamları Derneği`ne (TÜSİAD) alternatif olarak kurulan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) AKP`yi açık şekilde destekledi. Ancak kendini, `hakkın ve hukukun, adaletin ve eşitliğin, barışın ve güvenin, refahın ve mutluluğun sağlandığı; tarihe ve topluma mal olmuş mahalli ve evrensel değerlerin korunduğu, gözetildiği; kendi içinde bütün, bölgesinde etkin, dünyada saygın bir Türkiye için yola çıkan hassasiyet sahibi iş adamlarından oluşan bir sivil toplum kuruluşu` şeklinde tanımlayan MÜSİAD`ın, iş dünyasının sesi olacağını düşünmek çok da gerçekçi değil. Neden mi?
TÜSİAD`IN İHRACATI 15 MİLYAR $
Çünkü TÜSİAD üyelerine ait bin 300 şirketin 2001 yılı toplam satış hasılatı 69.6 milyar doları, yarattığı katma değer de 30.6 milyar doları buldu. Ayrıca TÜSİAD üyelerine ait şirketler, 31 milyar dolarlık ihracatın 15 milyar dolarını gerçekleştirerek toplam ihracat içinde yüzde 47`lik bir pay elde etti. Türkiye`nin Gayri Safi Milli Hasılası`nın (GSMH) yarısına yakını da TÜSİAD üyeleri tarafından gerçekleştirdi. MÜSİAD`ın üye sayısı daha fazla olmasına rağmen geçen yıl itibariyle yarattığı satış hasılatı 35 milyar dolar civarında. 2.5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren MÜSİAD üyelerinin toplam ihracattaki payı ise sadece yüzde 8.
AĞIRLIKLARI KOBİ`LERDE
Böyle olunca da TÜSİAD`ın bir kenara bırakılıp işlerin MÜSİAD`la yürütülmesi gibi bir düşüncenin mümkün olmadığı ortaya çıkıyor. Genellikle küçük ve orta boy işletmelerin üye olduğu MÜSİAD Başkanı Ali Bayramoğlu, eski hükümetler gibi IMF`ye karşı teslimiyetçi politikalardan vazgeçerek müzakere masasına oturulmasından yana. Buna karşılık Koç, Sabancı, Doğuş ve Eczacıbaşı gibi Türkiye devlerinin üye olduğu TÜSİAD kanadı ise ekonomik programın taviz verilmeden uygulanmasını istiyor. İş dünyasında kimin borusunun öteceği önümüzdeki günlerde daha net ortaya çıkacak gibi...
Özilhan: Programa sıkı sıkı yapışsınlar
TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, seçimlerin sonucunun herhangi bir sürpriz olmadığını belirterek, ``Perşembenin gelişi, çarşambadan belliydi`` dedi. Birinci parti olan ve parlamentoda tek başına iktidar çoğunluğunu sağlayan AK Parti`yi başarısından dolayı kutladıklarını bildiren Özilhan, ``Bu seçimin tek galibi vardır o da AKP`dir`` diye konuştu. Yeni hükümetin önünde iki tane ana konu bulunduğunu ifade eden Tuncay Özilhan, şöyle devam etti: ``Bir tanesi ekonomik program, bir tanesi de AB. Tabii bunun önünde yönetim ilkeleriyle ilgili, Türkiye`nin beklediği, Cumhuriyeti`mizin temel ilkeleri ve yönetim kuralları titizlikle gözetilmeli. Makro ekonomik istikrarın güçlendirilmesi amacıyla IMF ile yapılmış programa sıkı sıkıya bu hükümetin yapışması gerekir. Bundan evvelki hükümet çok önemli yapısal reformlar geçirdi. Şimdi bunları AKP`nin tamamlanması gerekiyor.