Oluşturulma Tarihi: Mart 05, 2003 10:372dk okuma
Tezkerenin kabul edilmemesi yolundaki kararın, Türkiye`nin orta ve uzun vadedeki menfaatlerine ters düştüğünü söyleyen TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Başkanvekili Rona Yırcalı, konunun Kuzey Irak`ta cereyan edecek olayların akışına istikamet verilebilmesi açısından ele alınması gerektiğini belirtti. Yırcalı, başkanlığını yaptığı Balıkesir Sanayi Odası`nın meclis toplantısında, SSCB`nin dağılmasıyla birlikte ABD`nin tek kuvvet olarak kaldığını hatırlatarak özetle şunları vurguladı:
ABD dünyaya yön veriyor
Bundan sonra, biz de dahil olmak üzere Ortadoğu`da olacak gelişmeler, bir terör, bir bölge, bir ülke meselesi olmaktan daha ileri, belli bir gücün dünyaya kendi görüşüne göre istikamet verme girişimidir. Buna Türkiye de dahil olmak üzere, kimsenin mani olabileceğini sanmıyorum. Bu gücün karşısında, bütün uluslararası kuruluşlar kendilerine yeniden çekidüzen vermek durumunda olacaklar. Buna Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, IMF ve hatta NATO da dahildir. NATO parçalanmış bir görüntü çiziyor. BM`nin nasıl zorlandığını herkes gördü. Tek hakimin ABD olduğunu kabul etme durumunda kaldılar.
Bizim için önemli olan
Hadiseler tamamen Türkiye`nin dışında gelişiyor. Savaş bizim kararımıza bağlı değilse, iki tarafın güçleri göz önünde tutularak, Türkiye`nin menfaatlerinin nerede olduğuna, dil, din, ırk gibi manevi etkiler düşünülmeden karar vermek, bizi yöneten insanların başlıca vazifesidir. Düşünülmesi gereken tek şey, milli menfaatler ve bunların orta ve uzun vadedeki yansımalarıdır. Bizim için Irak önemli ama, Kuzey Irak daha önemli. Türkiye`ye son 10 yıldır Kuzey Irak`tan ne melanetler geldiğini biliyoruz. Bunu bildiğimiz halde, buradaki gelişmelere bigane kalmamızın imkanı yoktur. Tezkerenin kabul edilmemesi yolundaki karar, Türkiye`nin orta ve uzun vadedeki menfaatlerine ters düşüyor. Türkiye`nin Kuzey Irak`taki gelişmelere, olayların akışına istikamet verilebilmesi açısından katılması gerekir.
Yırcalı, 2003 yılı bütçesini eleştirirken de ``Ekonomik hareketi ateşlemek için vergilerin azaltılması, yatırımların çoğaltılması gibi konuları beklerken, hükümet bu yollara gidileceğini programıyla ilan ederken, tam tersini yaptı` dedi.