Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2003 21:502dk okuma
21-31 Mayıs arasında yapılacak Türkiye-IMF görüşmelerinin ekonomik konularda tıkanacağı, ancak tıkanıklığın siyasi yoldan açılabileceği belirtiliyor.
21-31 Mayıs arasında yapılacak Türkiye-IMF görüşmelerinin ekonomik konularda tıkanacağı, ancak tıkanıklığın siyasi yoldan açılabileceği belirtiliyor.
IMF, Türkiye`nin mevcut stand-by düzenlemesi kapsamında genelde kağıt üzerinde kalan taahhütlerinin uygulamaya koyulması konusunda bu kez ısrarlı görünüyor. 31 Mayıs`ta görüşmeler tamamlandığında bu konuda tatmin edici bir gelişme olmayıp tarafların uzlaşamaması halinde de IMF heyetinin Washington`a geri döneceği, daha önceki görüşmelerde olduğu gibi Türkiye`ye ek süre verilmeyeceği Türk tarafına bildirildi.
Bu durumda, IMF İcra Direktörleri Kurulu`nun 15 Haziran`da Türkiye için 470 milyon dolarlık beşinci kredi dilimini onaylaması mümkün olamayacak. Ayrıca, 2003 yılı için planlanan altıncı ve yedinci kredi dilimleri ile 2004 yılında gerçekleşmesi gereken sekiz, dokuz, on ve onbirinci kredi dilimlerinin takvimi de sarkabilecek.
Türkiye-IMF görüşmelerinin ekonomik olarak tıkanabileceği hükümet çevrelerinde de kabul ediliyor. Ancak, bu tıkanıklığın siyasi yoldan açılabileceği umuluyor. ABD yetkililerinin son günlerde Türkiye için İran ve Suriye ağırlıklı yeni bir Ortadoğu yol haritası önerdiğine dikkat çeken bir hükümet yetkilisi, Mayıs ayının son haftasında Türkiye ile ABD arasında bu konuda gerçekleşecek temaslar IMF müzakeresinin seyrini de ister istemez etkileyecektir şeklinde konuştu. Yetkili, Türkiye`nin ABD`nin İran ve Suriye`de rejimi değiştirmeye kadar uzanan işbirliği taleplerini kabul mu edeceği sorusunu ise evet ya da hayır yanıtı vermek yerine, Müzakere olmadan spekülasyonu yapılmamalı diyerek karşıladı.
KAĞIT ÜZERİNDEKİ TAAHHÜTLER
Türkiye`nin IMF`ye Nisan ayı başında sunduğu Niyet Mektubu`nda Mayıs ve Haziran ayı içinde gerçekleştirme sözü verdiği taahhütlerin bir bölümü yasal düzenlemelerle ilgili. Ancak, özellikle Yabancı Yatırımlar ve İcra İflas uygulamalarıyla ilgili yasal düzenlemeler bağlamında önem kazanan bu soruna, IMF`in TBMM`nde gündeme alınmaları koşuluyla tolerans gösterebileceği belirtiliyor. Siyasi bir destek sağlanamadığı takdirde ekonomik olarak IMF`in katı tutumunu yumuşatmasının beklenmediği konular şöyle sıralanıyor:
IMF, mali konularda yeni af çıkmasını istemiyor. Hükümet ise vergi affı konusunda başarılı olduk diyerek benzeri uygulamayı SSK prim borçları ve tarımsal borçlar konusunda da devreye sokmayı istiyor. IMF bu konuda, kısa vadeli yararları olsa da af yaklaşımının gelecek yılların tahsilatını zedelediği görüşünde.
IMF, bağımsız kurullar üzerinde hükümetin siyasi baskı kurmak istediğini öne sürüyor ve kurulların bağımsızlığı konusunda kesin güvence arıyor.
IMF, hükümetin emanet usulü uygulamasının kapsamını genişleterek İhale Yasası`nı delme girişimlerini kabul edilemez buluyor.
IMF, özelleştirmelerin sözün ötesinde uygulamada hızlanmamış olmasından yakınıyor. Bu konuda özellikle özelleştirme kapsamındaki kamu bankalarına yapılan yeni atamalar rahatsızlık yaratmış bulunuyor.
Sosyal güvenlik sisteminin açıklarının azaltılması için çalışmaların sürdürülmesi gerekirken, IMF, hükümetin sistemin kaynaklarının bir bölümünün teşvik sistemi kapsamına alınmasını benimsemiyor.
IMF, hükümetin kamu kesiminde ücret artışlarını yüzde 15`le sınırlama kararlılığını uygun bulurken, kamudaki fazla istihdamı eritmek konusunda öngörülen hızda davranmadığından yakınıyor.
(ANKA)