Serbest bölgede 3 milyar dolarlık kaçakçılığı 3 garibanın üstüne yıktılar
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2005 09:35
Mersin Serbest Bölgesi’nde 3 milyar doları bulduğu tahmin edilen kaçakçılık, ‘işsiz, sekreter, hamal, sinemada yer gösterici, şoför’ gibi sıradan insanların üzerine kurulan şirketlerle yapıldı. İddianameye göre; serbest bölgeye ‘ihraç kaydıyla’ gelen ürünler ‘gariban patronların’ şirketleri üzerinden ve rüşvetle yurt içine sokuldu.
MERSİN Serbest Bölgesi’nde 5 yıl boyunca sigara, çay, şeker, viski ve elektronik eşya kaçakçılığı yapıldığı iddiasıyla açılan soruşturma; ‘hayali ihracat ve kaçakçılıkta’ sıradan vatandaşların kullanıldığını ortaya koydu.
İddianameye göre aralarında ‘işsiz, garson, hamal, şoför, sinemada yer gösterici’ gibi gariban vatandaşların da bulunduğu sıradan insanların üzerine kurulan ya da devredilehn şirketlerle devletten 1 ila 3 milyar dolar arası vergi ve fon kaçırıldı. Mersin Serbest BÖlgesi’ne ‘ihraç kaydıyla’ getirilen yüksek vergili ürünler sözkonusu şirketler üzerinden ve serbest bölge yöneticilerine rüşvet verilerek yurt içine sokuldu.
JANDARMA DEVREDE:
Jandarma Genel Komutanlığı’nın emriyle 20 kişilik uzman kadro tarafından yürütülen soruşturmada, Mersin Serbest Bölgesi’nin 7 yıldır hiç denetimden geçmediği de ortaya çıktı. Denetimsizlik nedeniyle ‘tamamen serbestleşen’ Mersin Serbest Bölgesi’ndeki kaçakçılıkta yurt içine sokulan ürünler ‘kağıt üzerinde yurtdışına satılmış’ gösterildi.
İHBARCI DA GARİBAN:
Hayali ihracat ve kaçakçılık organizasyonu, kaçakçılıkta paravan olarak kullanılan şirketlerden 5 tanesinin sahibi olarak gösterilen Sadettin Keskin ihbar etti. Keskin, serbest bölge ile ilişkisinin bir arkadaşından gelen teklifle başladığını belirterek şöyle konuştu: ‘Teklifi getiren gümrük komisyoncusu olarak tanıdığım halen soruşturma kapsamında yargılanan Yusuf Biçer’dir. Yusuf, kendisinin serbest bölgede komisyonculuk yaptığını, maliyeyle sorunları nedeniyle şirketini benim üzerime yapmak istediğini söyledi. Ben de buna sevindim. Çünkü bana güven duyuyor olması ve kendi şirketini benim üzerime yapması hoşuma gitti.’
ÇEVRESİ GENİŞMİŞ:
Saadettin Keskin, Yusuf Biçer’in geniş bir çevresi olduğunu belirtti ve güven duyduğu bu kişinin teklifi üzerine şirketi kendi üzerine devir aldığını kaydetti. Keskin, devir sırasında Serbest Bölge İşlem Formu olduğunu sonradan öğrendiği bazı evrakları da imzaladığını kaydetti. Sadettin Keskin 5-6 ay içinde, üzerine 4 şirketin daha geçirildiğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
HEPSİ PARAVAN:
‘Başıma nelerin geleceğini maalesef bilemedim.. Başım belaya girdi ve önce yuvam yıkıldı; malım mülküm talan edildi. Hatalarımdan bir suç dosyası oluşturuldu ve cezalar peşpeşe geldi. Şirketleri devir aldıktan 5-6 ay sonra gümrük müfettişleri peşime düştü ve ifademi aldılar. Ben de birşeylerin ters gittiğini o zaman anladım. Kısa bir süre sonra da kendimi kaçakçılık sanığı olarak cezaevinde buldum. Benimle birlikte 20 kişi daha aynı suçu işlemekten mahkum edildi.’
60’tan fazla vatandaş paravan şirket ortağı
SADETTİN Keskin, Mersin Serbest Bölgesi’nde kaçakçılık için kullanılan şirketlerin hamal, garson, şoför gibi aslında ticaretle, gümrükle hiç ilgisi olmayan gariban vatndaşlar üzerine kurulduğunu belirterek sorularımızı şöyle yanıtladı:
Üzerine paravan şirket kurulan kişilerin sayısı çok muydu?
-60 kişiden fazla.
Bunların hepsi sizin gibi cezaevine girdi mi?
-Çoğu girdi ama ilginç olan hiçbiri Mersin Serbest Bölgesi’nde değil işlem yapmak; oranın yerini dahi bilmiyorlardı.
Ne yapar bu insanlar peki?
-Kandırılmışlar.. Kahvede oturan tipler çoğu. Ama hepsi de işsiz. Birileri ’Gel senin üzerine şirket kuracağız’ veya ‘Seni genel müdür yapacağız, 100 milyona, 100 dolara’ denilerek aldatılmış.. Kimisi de neyin içine girdiği bilerek, çaresizlikten takılmış onların oltalarına..
40 milyon dolarlık işadamı sinemada yer gösterici çıktı
İDDİANAME’de adı geçen paravan şirket sahiplerinden Salih Kadayıfçı, 40 milyon dolarlık kaçakçılıktan yargılandı. Ancak, kağıt üzerinde milyon dolarlarla oynayan bir işadamı gibi görünen Kadayıfçı’nın, barakada yaşayan kimsesiz bir vatandaş olduğu anlaşıldı. Günde 5 YTL yevmiye ile küçük bir sinemada yer gösterici olarak çalışan, iş çıkışında hamallık yapan Salih Kadayıfçı, serbest bölgeye hayatında hiç gitmediğini, yerini dahi bilmediğini söyledi. Tanımadığı birilerinin gelip; kendisini, evlendirme ve para vaadiyle notere götürdüğünü, burada bazı kağıtlara imza attırdığını, ancak sonradan ne para alabildiğini ne de evlenecek bir kişi bulabildiğini söyleyen Salih Kadayıfçı, bir süre sonra da kaçakçılıktan cezaevine girdi ve 10 yattı.
300 milyon dolarlık kaçakçılık yapmışım
ÜZERİNE paravan şirketler kurulmuş isimlerden Saadettin Keskin, ‘Beni, 300 milyon dolarlık kaçakçılık yapmaktan yargıladılar ve 1,5 yıl cezaevinde yattım. Ancak içerde olduğu dönemde de bu işin peşini bırakmadım. Tahliye olduktan sonra ise resmi makamların kapısını çaldım’ diyor. Keskin, yaptığı başvuruları Jandarma Genel Komutanlığı’nın ihbar kabul ettiğini ve olaya el koyduğunu belirtiyor.
MERSİN Serbest Bölgesi’nde 5 yıl boyunca sigara, çay, şeker, viski ve elektronik eşya kaçakçılığı yapıldığı iddiasıyla açılan soruşturma; ‘hayali ihracat ve kaçakçılıkta’ sıradan vatandaşların kullanıldığını ortaya koydu.
İddianameye göre aralarında ‘işsiz, garson, hamal, şoför, sinemada yer gösterici’ gibi gariban vatandaşların da bulunduğu sıradan insanların üzerine kurulan ya da devredilehn şirketlerle devletten 1 ila 3 milyar dolar arası vergi ve fon kaçırıldı. Mersin Serbest BÖlgesi’ne ‘ihraç kaydıyla’ getirilen yüksek vergili ürünler sözkonusu şirketler üzerinden ve serbest bölge yöneticilerine rüşvet verilerek yurt içine sokuldu.
JANDARMA DEVREDE:
Jandarma Genel Komutanlığı’nın emriyle 20 kişilik uzman kadro tarafından yürütülen soruşturmada, Mersin Serbest Bölgesi’nin 7 yıldır hiç denetimden geçmediği de ortaya çıktı. Denetimsizlik nedeniyle ‘tamamen serbestleşen’ Mersin Serbest Bölgesi’ndeki kaçakçılıkta yurt içine sokulan ürünler ‘kağıt üzerinde yurtdışına satılmış’ gösterildi.
İHBARCI DA GARİBAN:
Hayali ihracat ve kaçakçılık organizasyonu, kaçakçılıkta paravan olarak kullanılan şirketlerden 5 tanesinin sahibi olarak gösterilen Sadettin Keskin ihbar etti. Keskin, serbest bölge ile ilişkisinin bir arkadaşından gelen teklifle başladığını belirterek şöyle konuştu: ‘Teklifi getiren gümrük komisyoncusu olarak tanıdığım halen soruşturma kapsamında yargılanan Yusuf Biçer’dir. Yusuf, kendisinin serbest bölgede komisyonculuk yaptığını, maliyeyle sorunları nedeniyle şirketini benim üzerime yapmak istediğini söyledi. Ben de buna sevindim. Çünkü bana güven duyuyor olması ve kendi şirketini benim üzerime yapması hoşuma gitti.’
ÇEVRESİ GENİŞMİŞ:
Saadettin Keskin, Yusuf Biçer’in geniş bir çevresi olduğunu belirtti ve güven duyduğu bu kişinin teklifi üzerine şirketi kendi üzerine devir aldığını kaydetti. Keskin, devir sırasında Serbest Bölge İşlem Formu olduğunu sonradan öğrendiği bazı evrakları da imzaladığını kaydetti. Sadettin Keskin 5-6 ay içinde, üzerine 4 şirketin daha geçirildiğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
HEPSİ PARAVAN:
‘Başıma nelerin geleceğini maalesef bilemedim.. Başım belaya girdi ve önce yuvam yıkıldı; malım mülküm talan edildi. Hatalarımdan bir suç dosyası oluşturuldu ve cezalar peşpeşe geldi. Şirketleri devir aldıktan 5-6 ay sonra gümrük müfettişleri peşime düştü ve ifademi aldılar. Ben de birşeylerin ters gittiğini o zaman anladım. Kısa bir süre sonra da kendimi kaçakçılık sanığı olarak cezaevinde buldum. Benimle birlikte 20 kişi daha aynı suçu işlemekten mahkum edildi.’
60’tan fazla vatandaş paravan şirket ortağı
SADETTİN Keskin, Mersin Serbest Bölgesi’nde kaçakçılık için kullanılan şirketlerin hamal, garson, şoför gibi aslında ticaretle, gümrükle hiç ilgisi olmayan gariban vatndaşlar üzerine kurulduğunu belirterek sorularımızı şöyle yanıtladı:
Üzerine paravan şirket kurulan kişilerin sayısı çok muydu?
-60 kişiden fazla.
Bunların hepsi sizin gibi cezaevine girdi mi?
-Çoğu girdi ama ilginç olan hiçbiri Mersin Serbest Bölgesi’nde değil işlem yapmak; oranın yerini dahi bilmiyorlardı.
Ne yapar bu insanlar peki?
-Kandırılmışlar.. Kahvede oturan tipler çoğu. Ama hepsi de işsiz. Birileri ’Gel senin üzerine şirket kuracağız’ veya ‘Seni genel müdür yapacağız, 100 milyona, 100 dolara’ denilerek aldatılmış.. Kimisi de neyin içine girdiği bilerek, çaresizlikten takılmış onların oltalarına..
40 milyon dolarlık işadamı sinemada yer gösterici çıktı
İDDİANAME’de adı geçen paravan şirket sahiplerinden Salih Kadayıfçı, 40 milyon dolarlık kaçakçılıktan yargılandı. Ancak, kağıt üzerinde milyon dolarlarla oynayan bir işadamı gibi görünen Kadayıfçı’nın, barakada yaşayan kimsesiz bir vatandaş olduğu anlaşıldı. Günde 5 YTL yevmiye ile küçük bir sinemada yer gösterici olarak çalışan, iş çıkışında hamallık yapan Salih Kadayıfçı, serbest bölgeye hayatında hiç gitmediğini, yerini dahi bilmediğini söyledi. Tanımadığı birilerinin gelip; kendisini, evlendirme ve para vaadiyle notere götürdüğünü, burada bazı kağıtlara imza attırdığını, ancak sonradan ne para alabildiğini ne de evlenecek bir kişi bulabildiğini söyleyen Salih Kadayıfçı, bir süre sonra da kaçakçılıktan cezaevine girdi ve 10 yattı.
300 milyon dolarlık kaçakçılık yapmışım
ÜZERİNE paravan şirketler kurulmuş isimlerden Saadettin Keskin, ‘Beni, 300 milyon dolarlık kaçakçılık yapmaktan yargıladılar ve 1,5 yıl cezaevinde yattım. Ancak içerde olduğu dönemde de bu işin peşini bırakmadım. Tahliye olduktan sonra ise resmi makamların kapısını çaldım’ diyor. Keskin, yaptığı başvuruları Jandarma Genel Komutanlığı’nın ihbar kabul ettiğini ve olaya el koyduğunu belirtiyor.