Petrol Ofisi bu yıl 400 istasyonunu yenileyecek
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Şubat 05, 2001 00:00
21 Temmuz 2000 tarihinde özelleştirilerek, hisselerinin yüzde 51’lik bölümü İş-Doğan Petrol Yatırımları A.Ş.’ye satılan Petrol Ofisi, çehresini değiştirme çalışmalarını sürdürüyor.
Özelleştirme öncesinde kaybettiği Pazar kaybını, dört aylık kısa süre içinde, telafi eden şirket, bu yıl 90 milyon dolarlık yatırım harcaması planlıyor.
Uzun yıllar BP ve Mobil gibi uluslar arası petrol şirketlerinde çalışan Petrol Ofisi Genel Müdürü Ertuğrul Tuncer, Petrol Ofisi’nin özelleştirme öncesi ve sonrasında yaşanan gelişmelerle ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı.
Tuncer, Şirket, özelleştirmenin getirdiği belirsizlik ortamı içinde, son 4-5 yıldır çok büyük sıkıntılar yaşamış. Eski yönetimler hem lojistik hem de altyapı ve istasyon yatırımlarını kesmişler.
Özelleştirme öncesinde yaptırmış olduğumuz piyasa araştırmasında Petrol Ofisi imajının giderek zayıfladığını gördük. Bu şirket tüketicilere büyük çoğunlukla yorgun, solgun, renksiz, çağdışı bir akaryakıt şirketini çağrıştırıyordu. Çalışan sayısı ise 3.800’dü. Kadrolar çok şişkindi. Piyasanın lideri olan bir şirketin rakiplerinden daha çok sayıda çalışanı olması doğal. Ancak büyüklük ve ölçü çok önemli. Petrol Ofisi’nin 1.200 kişilik bir şirket olması gerektiğini öngördük. Böylece ilk etapta yeni bir organizasyon yapılandırmasına geçtik.
Petrol Ofisi’de rasyonel olmayan yatırımlar söz konusuydu. Örneğin Karadeniz sahilinde 30-40 kilometre aralıklarla tesisler yapılmış. Bu şeritte Samsun ve Trabzon’da açılan iki tesis idare edilebilirken beş tesis açılmış.
Öncelikle rasnoyel olmayan 17 depo ve tesisi kapama kararı aldık. Sonuçta bugün geldiğimiz noktada yaklaşık 1.200 çalışana ulaştık. Özelleştirme öncesinde bu rakamın daha da üstüne, üç yılda ulaşılabileceği düşünülmüştü. Bizim dört ay gibi kısa sürede bu sayıya ulaşmamız, bence büyük bir başarı.
Kıdem tazminatları ise 20 milyon dolar civarında gerçekleşti. Bu durum 2001 yılı planlarımıza olumsuz olarak yansısa da bir defaya mahsus masraf bu. Bunun meyvelerini önümüzdeki yıllarda toplayacağız. Aslında çok da ileriye gitmeye gerek yok. Çünkü bu yıl personel giderlerinde 40 milyon dolarlık bir tasarrufumuz olacak.
Satışlar son beş yılda aşağıya giden bir trend içindeydi. Büyük bir Pazar kaybı söz konusuydu. Yüzde 50-60’lardan, yüzde 23-24’lere düşülmüştü. Aldığımız akılcı kararlarlabu oranı yukarıya çevirmeye başladık.
Ocak-temmuz ayında kurşunsuz benzinde yüzde 13.22 olan Pazar payı, ağustos-aralık ayında yani özelleştirme sonrasında yüzde 15’e çıktı. Aynı dönemde süper benzinde yüzde 17.8 olan Pazar payı, 21.1’e, motorinde ise 28.8’den, yüzde 32.6’ya çıktı. Çok bariz bir şekilde bünyedeki kanamayı durdurduk. Bundan sonra rakiplerimiz nefesimizi enselerinde hissedecekler.
Geçen yılı 3 milyar dolar ciro ile kapatacağız. Bu yılki ciro hedefimiz ise 4 milyar dolar.
Petrol Ofisi Türkiye’deki madeni yağın neredeyse yüzde 35’ini satıyor. Ofis, geçmişte bir kamu kuruluşu olmanın avantajlarını iyi kullanmış. Bütün diğer kamu kuruluşlarının tek ikmalcisi durumundaymış.
Artık bizim için böyle bir durum sözkonusu değil. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız ve rekabet edebilirliğimizi artırmamız gerekiyor. Böylece 400 kadar istasyonu tüketicilerin beklentilerine yanıt verecek şekilde bu yıl yenilemeyi planlıyoruz.
Bu doğrultuda hipermarket zincirleriyle görüşmelerimiz sürüyor. Onlarla bir pilot çalışması yapacağız. Daha sonra da tanınmış bir marka ile marketlerimizi de devreye sokacağız. Ayrıca, yeni devreye girecek olan oto LPG istasyonlarının ikmali için ise Demirören Grubu şirketlerinden milangaz ile anlaştık. Bundan böyle Petrol Ofisi istasyonlarında oto LPG satışları, şirketin kendi markası olan Petrogaz adıyla yapılacak.
Petrol Ofisi’nin en büyük eksiği özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük merkezlerde istasyon sayılarının azlığı. 4.500 istasyonunuz var. Türkiye’nin neredeyse yüzde 55’ine sahipsiniz ama istediğiniz pazarlarda değil.
Ofis, daha çok Anadolu’da motorin ağırlıklı faaliyet gösteriyor. Bu nedenle özellikle büyük şehirlerde faaliyet göstererek, hem imajımızı hem de görünürlüğümüzü daha süratli bir şekilde artırmayı amaçlıyoruz.
Bu yüzden bu yerlerde süratli şekilde yeni yatırımlar yapmayı planlıyoruz. Ayrıca benzin satışlarımızı da artırmak istiyoruz.
Altyapı ile ilgili çalışmaları yaptıktan sonra bir akaryakıt şirketi olarak bizim asıl vitrinimiz istasyon. Bunları bir günde güzel bir çehreye kavuşturmak mümkün değil. Sektörde en önemli kriterlerden biri çok sayıda istasyon değil, istasyon başına düşen verimlilik. Hedeflerimizden biri de bu verimliliği yükseltmek.
Şirketin faaliyet dışı gayrimenkulleri yaklaşık 150 milyon dolar civarında. Fakat bu arz talep, günün ekonomik koşullarına bağlı. Ancak beklediğimizin de üzerinde bir talep geldi. 2001 yılı için istasyon ve lojistik yatırımlar için toplam 90 milyon dolarlık yatırım harcaması planlıyoruz.
Özelleştirme öncesinde kaybettiği Pazar kaybını, dört aylık kısa süre içinde, telafi eden şirket, bu yıl 90 milyon dolarlık yatırım harcaması planlıyor.
Uzun yıllar BP ve Mobil gibi uluslar arası petrol şirketlerinde çalışan Petrol Ofisi Genel Müdürü Ertuğrul Tuncer, Petrol Ofisi’nin özelleştirme öncesi ve sonrasında yaşanan gelişmelerle ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı.
Tuncer, Şirket, özelleştirmenin getirdiği belirsizlik ortamı içinde, son 4-5 yıldır çok büyük sıkıntılar yaşamış. Eski yönetimler hem lojistik hem de altyapı ve istasyon yatırımlarını kesmişler.
Özelleştirme öncesinde yaptırmış olduğumuz piyasa araştırmasında Petrol Ofisi imajının giderek zayıfladığını gördük. Bu şirket tüketicilere büyük çoğunlukla yorgun, solgun, renksiz, çağdışı bir akaryakıt şirketini çağrıştırıyordu. Çalışan sayısı ise 3.800’dü. Kadrolar çok şişkindi. Piyasanın lideri olan bir şirketin rakiplerinden daha çok sayıda çalışanı olması doğal. Ancak büyüklük ve ölçü çok önemli. Petrol Ofisi’nin 1.200 kişilik bir şirket olması gerektiğini öngördük. Böylece ilk etapta yeni bir organizasyon yapılandırmasına geçtik.
Petrol Ofisi’de rasyonel olmayan yatırımlar söz konusuydu. Örneğin Karadeniz sahilinde 30-40 kilometre aralıklarla tesisler yapılmış. Bu şeritte Samsun ve Trabzon’da açılan iki tesis idare edilebilirken beş tesis açılmış.
Öncelikle rasnoyel olmayan 17 depo ve tesisi kapama kararı aldık. Sonuçta bugün geldiğimiz noktada yaklaşık 1.200 çalışana ulaştık. Özelleştirme öncesinde bu rakamın daha da üstüne, üç yılda ulaşılabileceği düşünülmüştü. Bizim dört ay gibi kısa sürede bu sayıya ulaşmamız, bence büyük bir başarı.
Kıdem tazminatları ise 20 milyon dolar civarında gerçekleşti. Bu durum 2001 yılı planlarımıza olumsuz olarak yansısa da bir defaya mahsus masraf bu. Bunun meyvelerini önümüzdeki yıllarda toplayacağız. Aslında çok da ileriye gitmeye gerek yok. Çünkü bu yıl personel giderlerinde 40 milyon dolarlık bir tasarrufumuz olacak.
Satışlar son beş yılda aşağıya giden bir trend içindeydi. Büyük bir Pazar kaybı söz konusuydu. Yüzde 50-60’lardan, yüzde 23-24’lere düşülmüştü. Aldığımız akılcı kararlarlabu oranı yukarıya çevirmeye başladık.
Ocak-temmuz ayında kurşunsuz benzinde yüzde 13.22 olan Pazar payı, ağustos-aralık ayında yani özelleştirme sonrasında yüzde 15’e çıktı. Aynı dönemde süper benzinde yüzde 17.8 olan Pazar payı, 21.1’e, motorinde ise 28.8’den, yüzde 32.6’ya çıktı. Çok bariz bir şekilde bünyedeki kanamayı durdurduk. Bundan sonra rakiplerimiz nefesimizi enselerinde hissedecekler.
Geçen yılı 3 milyar dolar ciro ile kapatacağız. Bu yılki ciro hedefimiz ise 4 milyar dolar.
Petrol Ofisi Türkiye’deki madeni yağın neredeyse yüzde 35’ini satıyor. Ofis, geçmişte bir kamu kuruluşu olmanın avantajlarını iyi kullanmış. Bütün diğer kamu kuruluşlarının tek ikmalcisi durumundaymış.
Artık bizim için böyle bir durum sözkonusu değil. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız ve rekabet edebilirliğimizi artırmamız gerekiyor. Böylece 400 kadar istasyonu tüketicilerin beklentilerine yanıt verecek şekilde bu yıl yenilemeyi planlıyoruz.
Bu doğrultuda hipermarket zincirleriyle görüşmelerimiz sürüyor. Onlarla bir pilot çalışması yapacağız. Daha sonra da tanınmış bir marka ile marketlerimizi de devreye sokacağız. Ayrıca, yeni devreye girecek olan oto LPG istasyonlarının ikmali için ise Demirören Grubu şirketlerinden milangaz ile anlaştık. Bundan böyle Petrol Ofisi istasyonlarında oto LPG satışları, şirketin kendi markası olan Petrogaz adıyla yapılacak.
Petrol Ofisi’nin en büyük eksiği özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük merkezlerde istasyon sayılarının azlığı. 4.500 istasyonunuz var. Türkiye’nin neredeyse yüzde 55’ine sahipsiniz ama istediğiniz pazarlarda değil.
Ofis, daha çok Anadolu’da motorin ağırlıklı faaliyet gösteriyor. Bu nedenle özellikle büyük şehirlerde faaliyet göstererek, hem imajımızı hem de görünürlüğümüzü daha süratli bir şekilde artırmayı amaçlıyoruz.
Bu yüzden bu yerlerde süratli şekilde yeni yatırımlar yapmayı planlıyoruz. Ayrıca benzin satışlarımızı da artırmak istiyoruz.
Altyapı ile ilgili çalışmaları yaptıktan sonra bir akaryakıt şirketi olarak bizim asıl vitrinimiz istasyon. Bunları bir günde güzel bir çehreye kavuşturmak mümkün değil. Sektörde en önemli kriterlerden biri çok sayıda istasyon değil, istasyon başına düşen verimlilik. Hedeflerimizden biri de bu verimliliği yükseltmek.
Şirketin faaliyet dışı gayrimenkulleri yaklaşık 150 milyon dolar civarında. Fakat bu arz talep, günün ekonomik koşullarına bağlı. Ancak beklediğimizin de üzerinde bir talep geldi. 2001 yılı için istasyon ve lojistik yatırımlar için toplam 90 milyon dolarlık yatırım harcaması planlıyoruz.