Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2005 10:57
Ereğli`de çok net bir soru soruyoruz AKP`lilere, Erdemir satılsın mı, satılmasın mı?`` Cevap yerine bilmeceler çıkıyor karşımıza. Bol `ama`lı, şartlı... Satılsın diyememden tutun da, ÖİB kapsamından çıksın ama özelleştirmeye karşı değilize kadar... Sonuçta, Bir başka Erdemir yok diyorlar. Peki Tüpraş, Türk Telekom ve Petkim`den düzineyle mi var? Türkiye`de iktidar partisine üye olmak bir statüdür. Hele ki tek başına iktidarsa, hele ki siz de o partinin belediye başkanıysanız. Çok partili sisteme geçildiğinden beri bu böyledir, ama bugünlerde AKP`li olmak bir ilçemizde hiç de kolay bir iş değil. Durum, tam Kırk katır mı kırk satir mı? durumu... AKP yönetimi, Her ne olursa olsun Erdemir özelleştirilsin diyor ama Erdemir`in ilk temellerinin atıldığı Gülüç`ün AKP`li Belediye Başkanı Aydın Güngör, önce yutkunuyor. Kolay değil, tam 25 yıl bu dev fabrikanın ekmeğini yemiş, înşan kaynakları şefi olarak buraya binlerce işçi almış. Şimdi bu insanların ekmeğiyle oynamak en son istediği şey. Satışa karşı değilim ama halka anlatamadık! Biz soruyu çok net soruyoruz. Erdemir satılmak mı, satılmamalı mı? Cevabı, Hayır! Yine soruyoruz, AKP`li misiniz? Cevap net, Evet... Öyleyse özelleştirmeden yana olmalısınız diyoruz biz de... Duruyor, biraz düşünüyor... Özelleştirmeye karşı değilim. Ama satış için doğru zaman değil. Halk bunu içine sindiremiyor, çünkü sonuçlarını anlatmayı beceremedik diyor, iyi de hangi özelleştirmenin sonucu anlatilabildi ki! Güngör, hem kendini hem de bizi ikna etmek için gerekçeleri sıralamaya başlıyor. Türkiye`nin tek yassı mamul üreten tesisiymiş. Bir başka Erdemir yokmuş... Doğru! Buyrun bizden de bir soru... Başka bir Tüpraş var mı? Başka bir Türk Telekom var mı? Başka bir Petkim olacak mı? Kendine bile itiraf edemese de, aslında Güngör`ün, Erdemir`in satılmasına gönlü elvermiyor. Bu hem bir vefa borcu, hem ekmek kapısına saygı, hem de memleket sevgisi... Bu memleket sevgisi Türkiye sevgisinden farklı, Ereğli ve Gülüç`e yönelik hemşehri sevgisi... Zira gidin Kırıkkale`ye, Kırıkkaleli AKP`lilere TÜPRAŞ rafinerisinin bacasının gölgesinde aynı soruyu sorun. Emin olun, Zaman doğru değil, halk alışsaydı diyecekler. Şener`in kardeşi, Evren`in damadı ve diğerleri... Aslına bakarsanız, Güngör, bir gün bu dev tesisin satılması gerektiğini biliyor ve bunun gerekli olduğuna da inanıyor. Sebebi AKP`li olması ya da parti ideolojisini savunması değil, bizzat Erdemir`de çalışmış olması. Hem de insan kaynakları şefi olarak. Artik Erdemir siyasetçilerin arka bahçesi olarak kullanılamayacak. Bu açıdan baktığınızda Erdoğan`ın verdiği kararın ne kadar cesurca olduğunu kabul etmek lazım. Eskiden gerçekten hak edenler işe alınırdı. Kaynakçısını, marangozunu, düz işçisini kapıdan teker teker seçip alırdık. Endüstri Meslek Lisesi`nden başarıyla mezun olmuş ilk 20`öğrenci, hemen işe başlardı. 12 Eylül`den sonra her şey değişti. O zamandan bugüne bileğinin hakkıyla işe alınanların sayısı çok fazla değil diyor Güngör. Bizde soru bitmez, ama Güngör`e çok soru sorduk. Biraz da zor soruları Karadeniz Ereğlisi AKP İlçe Başkanı Mustafa Demiray`a soruyoruz... Erdemir`de Ankara`nın dayatmasıyla işe giren çok varmış. Abdüllatif Şener`in kardeşi gibi mi? Güngör, Hayır, onun gibi değil diyemiyor, topu taca atiyor: Tamam, ama Kenan Evren`in damadıyla CHPTi eski bakan Onay Alpago da idare meclisinde görev yaptı. Oldu mu şimdi? Olurmuş... Bakın `nasıl olurmuş`u Demiray söylesin: Burası 3.5 milyar
dolar ciro yapan bir işletme... Küçük bir yer değil, herkesin idare meclisinde olabileceği bir yer de değil. Yani... Yanisi Ankara`dan gelen emir, demiri keser, îster yassı, ister uzun olsun! Peki sonuçta Erdemir özelleştirilmeli mi? Yanıt biraz `ama`larla yüklü... Erdemir`in özelleştirilmesi 1986`dan beri ÖİB`de... Benim ağzımdan `satılsın` lafı çıkmaz. Ya şartiar yerine getirilerek özelleştirilmeli ya da ÖİB kapsamından çıkarılmalı... Tam ne demek istediğini anlamadık, ama ne satılsın ne de satılmasın diyor başkan... Peki ya şartlar yerine gelirse?.. Başkanın yüz ifadesinden anlıyorum ki; Allah korusun! Neden mi o da yıllarca Erdemir`in ekmeğinden yemiş de ondan. `18 milyon işsiz var bu ülkede işsiz kalırsam nasıl iş bulurum?` Ereğli`de çocukların yüzü bir karış. Hepsi arpacı kumrusu gibi düşünüyor. Hayırdır? diyorum. Özelleştirme olursa babam işsiz kalacak. O zaman ben de okula gidemeyeceğim diyor Sena. İsminin anlamı şükür... Bugüne kadar Allah`a şükür çok rahat bir çocukluk yaşamış, babasının Erdemir`den aldığı maaş sayesinde. Şimdi babam işsiz kalırsa, nasıl yaşarız korkuşunda... Tabii ki özelleştirme herkes işsiz kalacak anlamına gelmiyor, ama verimlilik, üretkenlik derken işler biraz daha zorlaşacak, bu kesin... Elbette bunlardan bahsetmiyorum Sena`ya. Peki arkadaşların da şenin gibi dertii mi? diyorum. Cevap yok. Utanıp önüne bakıyor. Başka türlü konuşturmayı deniyorum Sena`yı. Peki en yakın arkadaşın kim? diye soruyorum. Yüzü biraz olsun aydınlanıyor, Seda diyor. Onun da babası Erdemir`de mi çalışıyor? diye soruyorum. Evet diyor. O da senin gibi babası işsiz kalır diye korkuyor mu peki? diye sorunca, 9 yaşındaki bir kız çocuğundan beklenmedik bir yanıt alıyorum: Söylemiyor ama biliyorum. O da korkuyor! Sena`nın özelleştirme, torpil, Türkiye`nin ekonomik durumu, ortalama işçi ücretinden haberi yok. O kendi geleceğinin derdinde, haklı olarak... Bu Ereğli`de hakça hak dağıtmak mümkün değil, 95 bin kişinin hepsi haklı... Son söz Sena`ın babasında... Bir başka deyişle Erdemir bayrağını babasından devralmış şanslı bir Erdemir çalışanında... Ahmet Kaya`da... Biz ekmeğimizi, her şeyimizi burada gördük. Erdemir satılırsa mahfoluruz... Nasıl ki Zonguldak öldü... Eğer özelleştirme olursa Ereğli de ölecek diyor. Mesele ekmek meselesi olunca, insan başkasını düşünemiyor. Kaya öyle bir laf ediyor ki, işsizin derdinden ancak işsizin anlayacağını anlıyorsunuz. İşsiz kalırsam, yeniden nasıl iş bulurum? 18 milyon işsiz var bu ülkede? diyor.