Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2006 12:07
2005 yılında da dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD Hazinesi`nin borcu 8 trilyon 92 milyar dolara yükseldi. Amerikan Hazinesi`nin 4 trilyon 185 milyar piyasalara, 3 trilyon 907 milyar
dolar da kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlara borcu bulunuyor. Maastrich Kriterleri`ne göre bir ülke borçlarının GSMH`ye oranının yüzde 60`ı, bütçe açığının da yüzde 3`ü aşmaması gerekiyor. ABD`nin borçları şimdiden yüzde 78`lere, bütçe açığı da yüzde 6`lara ulaştı. ABD Hazinesi`ne en fazla borç veren ülkelerin başında Japonya ve Çin geliyor. Amerika`nın yükselen borçlar kadar önemli bir diğer derdi de dış ticaret açığı. 12 Ocak`ta açıklanan son veriye göre Amerika 2005 Kasım ayında 64.2 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. 2005 yılının ilk 11 ayındaki açık 661.8 milyar doları buldu. ABD, 2004`ün tamamında 617.6 milyar dolar açık vermişti. Ayda 64.2 milyar dolar açık veren ABD, bu açığı kapatmak için her iş günü 3 milyar dolar bulmak zorunda. Bunun için ABD sürekli dolar basıyor. Bu dolarlar varlık ve zenginlik güvencesi amacıyla değişik ülke hazinelerinde
döviz rezervleri olarak, milyarlarca insanın da banka hesaplarında veya ellerinde varlık olarak değerlendiriliyor. Dünyadaki yoksulluğun süratle artmasına, zenginlerle yoksulların arasındaki uçurumun açılmasına, savaşlara, çocukların ve masum insanların ölümüne neden olan bu durum karşısında Amerika yaşadığı bu büyük ekonomik problemi, siyasi manevralar ve yaklaşımlarla Amerikan ve dünya kamuoyunun dikkatinden kaçırıyor. Bütçesi 440 milyar dolar Amerika Birleşik Devletleri`nde yaklaşık 1 milyon asker silah altında bulunuyor. Amerika`nın 2005 yılı savunma bütçesi, 2005 yılı Türkiye bütçesinin yaklaşık 3 kati, yani 440 milyar dolar. Irak`ta ABD Başkanı Bush`un ifadeleri ile yanlış istihbarat sonucu onbinlerce masum insanın ölümüne neden olan savaşa her ay, 4.5 milyar dolar olmak üzere Amerika, bugüne kadar, 205 milyar dolar harcamış bulunuyor. Ayrıca Irak savaşının ABD`ye maliyetinin Beyaz Saray`ın öngördüğü miktarları aşarak trilyon dolarlara varmasından da korkuluyor. Ülkesinin kendi iç sorunlarını çözemeyen Bush yönetimi çok ciddi ölçüde güç kaybediyor. Araştırmalar dünya kamuoyunun büyük bir kısmının, artık, Amerika`nın izlediği dış politikanın kendilerinin ve ülkelerinin yararına olmadığını gösteriyor. Kamuoyu araştırmalarında da desteği yüzde 30`lara inen Bush yönetimindeki ABD, dünyada hızla yalnız kalan, terk edilen, güvenilmeyen, ürkülen bir ülke haline geliyor. Güç durumda olan Bush yönetimi ya felaketlere yol açan başkan olarak anımsanacak yeni çılgınlıklara girişecek ya da Amerikan yönetiminde beklenmedik bir sürprizin gerçekleşmesi kaçınılmaz olacaktır.