`Merkez`de macera aramıyoruz ayağımıza kurşun sıkmayız`

Güncelleme Tarihi:

`Merkez`de macera aramıyoruz ayağımıza kurşun sıkmayız`
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2006 11:38

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Merkez Bankası`nda `macera aramadıklarını`, hükümetin IMF destekli programa bağlı para politikasından vazgeçerek kendisini ayağından vurmaya niyetli olmadığını söyledi.
Babacan, Merkez Bankası Başkanlığı`na Adnan Büyükdeniz`in, yardımcılıklarına ise Birol Aydemir ile Mehmet Şimşek`in atanmalarına ilişkin kararnamenin Cumhurbaşkanı Sezer tarafından veto edildiğinin bildirilmesinin ardından açıklamalarda bulundu.

Bakan Babacan ayrıca, Şimdi, bir de kur politikasında ince ayar bekleyenler var. `Bant` diyenler var, `Kur dalgalı olsun ama şuradan dalgalansın` diyenler var. Bunların hiçbirine prim vermemiz mümkün değil, kurda ayar mayar olmaz dedi

Ali Babacan, yeni Merkez Bankası Başkanı`nın belirlenmesi konusunda yetkinin Bakanlar Kurulu`nda olduğunu hatırlatarak, Biz gerekli istişareleri yapacağız ve kararlarımızı vereceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımıza başka bir aday sunacağız diye konuştu.
Babacan, Merkez Bankası Başkanı için aradıkları kriterleri şöyle sıraladı:
Eğitimi, birikimi, tecrübesi, teknik konulara hâkimiyeti, yabancı dili gibi pek çok konuda kendisine güvenimiz tam olmalı. Öte yandan ekonomik felsefe bakımından da bizim ekonomik programımıza tam olarak inanması gerekiyor. Bu saatten sonra yeni maceralar istemiyoruz. Kurumlar arası uyumsuzluk istemiyoruz. Çok birikimli bir iktisatçı, eğer farklı bir ekonomik felsefeye sahip ise bizim kendisi ile çalışmamız zor olur.

`Bağımsızlık sorgulanmaz`
Devlet Bakanı Babacan, CHP`nin atamalar karşısında öneriler sunmasını da garip karşıladıklarını belirterek, Biz 3,5 yıldır Merkez Bankası`nın bağımsızlığını sorgulatmadık. Bundan sonra da kimse sorgulamaya çalışmasın. Çünkü bu bağımsızlık bizim hükümetimizin siyasi tercihidir dedi.


Zaman, gevşeme zamanı değil
Babacan, Merkez Bankası Başkanı kim olursa olsun, kur rejimi, sermaye hareketleri serbestisi, fiyat istikrarı, Merkez Bankası`nın araç bağımsızlığı gibi temel politikaların asla değişmeyeceğini söyledi. Ali Babacan, Bugün hiç kimse Merkez Bankası`nın kredibilitesini sorgulamaya çalışmasın dedi.
Bakan, sözlerine şöyle devam etti: Türkiye`de serbest kur rejimi vardır, bu asla değişmeyecektir. Türkiye`de sermaye hareketleri tamamen serbesttir, buda asla değişmeyecektir.
Merkez Bankası`nın temel önceliği fiyat istikrarıdır, bu asla değişmeyecektir. Bunlar bizim temel politikalarımızdır.
Falanca şöyle diyor, filanca böyle diyor, biz bunları dikkate almıyoruz. Biz bunca başarıdan sonra niçin macera peşine düşelim? Kendimizi kendi ayağımızdan neden vuralım? İhtiyatlı ve dikkatli olmak zorundayız. Zaman rahatlama zamanı değil. Zaman, gevşeme zamanı hiç değil.


Sapma bekleyen boşuna bekler
Ali Babacan, yeni Merkez Bankası Başkanı`nın seçimine ilişkin sürecin, para politikası ve enflasyonla mücadeleye hiçbir olumsuz etkisinin olmayacağını söyledi.
Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: Süreçte hiçbir sapma yok, hiçbir aksama yok, tamamen Anayasa, yasalar ve diğer düzenlemeler çerçevesinde bir atama süreci içindeyiz. Halen Merkez Bankamız Doç. Dr. Erdem Başçı`nın liderliğinde tüm fonksiyonlarını eksiksiz olarak icra etmektedir. Ayrıca programda, para politikasında ya da enflasyonla mücadelede bir sapma bekleyen varsa boşuna bekler.
Hiçbir gelişmenin bizim bu kararlılığımıza zarar vermesi, bizi hedeflerimizden saptırması söz konusu olamaz.


Dalgalı kura ayar mayar yapılmaz
Babacan, uygulanan kur politikasında ince ayar bekleyenlerin bulunduğunu hatırlatarak, kur rejiminden taviz vermeyeceklerini vurguladı.
Bakan Babacan, kur politikasına ilişkin şunları söyledi: Şimdi, bir de kur politikasında ince ayar bekleyenler var. `Bant` diyenler var, `Kur dalgalı olsun ama şuradan dalgalansın` diyenler var. Bunların hiçbirine prim vermemiz mümkün değil. Kurda ayar mayar olmaz. Hiç kimse kur rejiminden taviz beklemesin. Bu ateşle oynamaktır.


Şimşek ve Aydemir`i Erdem Başçı önerdi
Merkez Bankası Kanunu gereğince Banka Meclisi`nin Erdem Başçı`yı mevcut üç başkan yardımcısı arasından Başkan Vekilliği`ne layık gördüğünü kaydeden Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Erdem Başçı ülkemizin yetiştirdiği sayılı makro iktisatçılardan biridir. Ekonomik programımızın tasarım ve uygulamasına, para politikalarının yürütülmesine kayda değer katkılar yaptı. Erdem Bey hiç gecikmeden boşalan ve boşalacak iki Başkan Yardımcılığı için bize iki aday önerdi. Bu iki değerli isim Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı Birol Aydemir ile Merill Lynch ekonomisti Mehmet Şimşek`ti


İsmi olmadığını Başçı da biliyordu
Cumhurbaşkanı Sezer`e gönderilen kararname ile ilgili de bilgi veren Babacan, şöyle dedi:
Sayın Cumhurbaşkanı`na 3 kararname götürdüm. Sayın Adnan Büyükdeniz`e ait Bakanlar Kurulu Kararı, Sayın Mehmet Şimşek ve Sayın Birol Aydemir`e ait birer adet üçlü kararname. `Köşke boş kararname gönderildi, alternatif isimler gönderildi` diye pek çok asılsız haber çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımıza, karar verilinceye kadar isimlerle ilgili hiç bir açıklama yapmayacağımızı söyledik. Sözümüzde de durduk. Bu arada, Erdem Bey kararnamede kendi isminin olmadığını biliyordu.

`Başka mecraya kaydı`
Sürecin mahremiyetinin önemine de dikkati çeken Babacan, şunları kaydetti: Bu hassasiyetimizde ne kadar haklı olduğumuzu da süreç gösterdi. Tartışılması, konuşulması gereken liyakat, yeterlilik, bilgi, tecrübe iken, tartışma çok başka bir mecrada yürüdü. Türkiye adına hiç kuşkusuz üzücü ve yıpratmaya yönelik bir süreçti. Ama bu süreçten de ilgili kişilerin ders çıkardıklarını umuyorum.


`IMF, iki konuda kaygılarını iletti`
Türkiye`nin, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile son Gözden Geçirme`den bu yana bazı adımların atıldığını belirten Babacan, şöyle konuştu: Fon yetkilileri bize iki konuda kaygılarını ilettiler. Birincisi, tekstilde KDV oranlarının indirilmesiydi. Bu konuyu en üst düzey yetkililerle telefonda istişare ettik. Hem bütçe etkileri açısından, hem de yapısal perspektiften endişeleri vardı. Bizim yaptığımız hesaplara göre burada gelir kaybı değil, tam tersine gelir kazancı var. Çünkü tekstilde ihracatta ödenen KDV iadeleri, yurtiçindeki KDV tahsilatından daha yüksek. Bu nasıl oluyor derseniz, yüksek KDV`nin haksız yere fazla iade almak için mükellefleri yasadışı bazı uygulamalara yönlendirdiği söyleniyor. Yüzde 8`lik KDV ile bu haksız kazanç azalacaktır.

`İkinci konu maaşlardı`
Ali Babacan, fon yetkililerinin kaygılarını ilettiği ikinci konunun ise memur maaşları ilgili düzenlemeler getiren yasa olduğunu açıkladı. Babacan, Bu yasa ile yapılan düzenlemenin önemli bir kısmı 2006 bütçesi hazırlanırken zaten dikkate alınmıştı. Yeni bir konu değil yani. Ancak Meclis`te komisyon aşamasında ve Genel Kurul`da bu yasaya bazı yeni unsurlar eklendi. Ek unsurların 2006 bütçesine yüklediği ek maliyet, bütçedeki yedek ödeneklerden karşılanacak gibi görünüyordedi.
Babacan, Bu iki konudan başka yeni bir sorun alanı da bize bildirilmedi. Gözden geçirme çalışmaları için bir araya gelindiğinde bu konuların üzerinden geçeceğiz diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!