Kredi kartı kefili tüm borçtan sorumlu değil

Güncelleme Tarihi:

Kredi kartı kefili tüm borçtan sorumlu değil
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2001 11:132dk okuma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, ekonomik krizle birlikte hacizlerle karşı karşıya kalan kredi kartı kefillerinin yüzünü güldürdü. Verilen karara göre, kredi kartı borcunun ödenmemesi durumunda; bankalar kefilleri tüm borçtan sorumlu tutamayacak. Yargıtay, kefilin borcunu imza attığı sözleşmedeki limitle sınırlı tuttu.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, özellikle ekonomik krizler sonrasında hacizlerle karşı karşıya kalan kredi kartı kefillerinin yüzünü güldürdü. Tüm mahkemeleri bağlayan karara göre, kredi kartı borcunun ödenmemesi durumunda bankalar bundan böyle kefilleri tüm borçtan sorumlu tutamayacak. Yargıtay, kefilin borcunu imza attığı sözleşmedeki limitle sınırlı tuttu.

Türkiye Vakıflar Bankası avukatlarının, kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak kefil Mustafa Kolaşın`ın tüm borcu ödemesini isteyince söz konusu dava süreci başladı. Mahkeme, kefil Kolaşın`ın icraya itirazının kaldırılması amacıyla yapılan başvuruyu reddedince, banka avukatları dosyayı Yargıtay`a taşıdı.

Temyiz incelemesini yapan 19.Hukuk Dairesi ise, Kolaşın`ın imzaladığı sözleşmede `Garanti Şerhi` başlıklı bölümün de yer aldığını, dolayısıyla `garantörlerin`, doğan tüm borçtan sorumlu olduğu düşüncesiyle yerel mahkeme kararını bozdu. Bozma kararında, bankanın alacağını uzun bir süre takip etmemesi üzerine borcun artmasından kefilin sorumlu tutulamayacağı saptaması da yapıldı. Garantörlerin, makul ölçülerde limit aşımından da sorumlu tutulabileceğini belirten Daire üyeleri, aksi durumdaki bir artış için garantörün onayı gerektiğini bildirdi. Daire, garanti edenin limit artışlarından sorumlu tutulabilmesi için limit artırımlarının kendisine bildirilmesi ve onun da bu değişikliklere karşı çıkmayarak muvafakat etmesi gerektiğine de işaret etti.

Ödemiş 2.Asliye Hukuk Mahkemesi eski kararında direnince banka avukatları dosyayı bir kez daha temyiz etti. Konu bu kez, kararları bağlayıcı olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nun gündemine taşındı. `Garantörlük ve kefillik` kavramlarını tartışan Hukuk Genel Kurulu üyeleri, garantör olan kişinin kefile oranla çok daha ağır koşullara tabi tutulduğunu bildirdi. Ayrımı yapabilmek için teminat veren kişinin iradesinin titizlikle değerlendirilmesi gerektiği belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararında, 11 Haziran 1969 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı anımsatılarak burada ölçütlerin saptandığı ifade edildi. Kararda, garanti sözleşmeleriyle, borcu veren kişi veya kurumun asıl borç miktarı aşılsa dahi hiçbir şekilde zarara uğramayacağı, ayrıca kefilden farklı olarak garantörün, teminat verilen borçtan bir yararı bulunduğu, teminatın bir kişiye yönelik olarak verilmesi durumunda ise bunun `kefillik` olacağı yorumu yapıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!