Kredi borçlusuna ikinci sürpriz

Güncelleme Tarihi:

Kredi borçlusuna ikinci sürpriz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 26, 2009 14:134dk okuma

Haberin Devamı

Halkbank, kredi taksitlerinden bunalan tüketicilere ikinci bir müjde vermeye hazırlanıyor.

Konut, taşıt, kredi kartı, tüketici kredisi gibi kredi ödemelerinden bunalanlar için başlatılan ‘dost kredi’nin yeni versiyonu hazırlanıyor. Banka 60 ay vadeli dost krediye 3 ay ödemesiz dönem eklemek için çalışma başlattı.

Halk Bankası`nın Kurumsal ve Ticari Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ömer Baktır ile 2008 yılını ve 2009 beklentilerini konuştuk…

Yurtdışı müteahhitlik firmalarına ‘teminat mektubu’ vererek destek olan banka, önümüzdeki dönem Türkiye’nin yoğun ticaret yaptığı birçok ülkede şube açma planları yapıyor…2009’da bankaların kredi verme konusunda büyük bir rekabet yaşayacakları tahmininde bulunan Baktır, bunun ‘kredibil’ müşteriler için büyük avantaj sağlayacağını söylüyor… 

Dost krediyle başlayalım, bu uygulamanızdan kimler yararlanabiliyor?

Dost Kredi tüm tüketici, konut, taşıt kredileri ile kredi kartı ve kredili mevduat hesabı borçlarını kapsıyor. Nakit akışını ayarlayamayan tüketicilerin önümüzdeki dönem nakit akışını ayarlayabilmesini hedefleyerek bu krediyi çıkardık. Borçlar aylık 1.68 faizle, 60 ay vadeye yayılıyor. Şimdi bu krediye 3 ay ödemesiz dönem eklemek için yeni bir çalışma başlattık.

Dost kredi borçluya nasıl bir soluklanma sağlıyor?

Örneğin 2 bin lira maaş alıyorsunuz; aylık bin 500 lira kredi borcu ödüyorsunuz. Kalan 500 lira ile de geçinmeye çalışıyorsunuz. Biz 60 ay vadeli bu kredi ile aylık taksit tutarını 400 ila 500 liraya düşürüyoruz; bin 500 lira da size kalıyor. Dolayısıyla borcunuzu öderken hem tasarruf yapma imkanınız doğuyor hem de ihtiyaçlarınızı karşılamaya devam ediyorsunuz.

Biz hem üreten Türkiye’nin bankasıyız hem de bireysel bankacılıkta varız. Üretimi, hizmeti, ticareti finanse etmiyorsanız daha sonra kredi kartı ve tüketici kredisi verecek insan da bulamazsınız. Biz hem üretimi hem de tüketimi finanse ediyoruz.

Küresel krizin başlangıcı olan 15 Eylül sonrasını ayrı değerlendirmek kaydıyla 2008 sektör açısından nasıl geçti?

Bankacılık sektörü geçen yıl üç çeyrek koşup, son çeyrekte durdu. Ama bu reel sektördeki durmayla birlikte oldu. Halk Bankası ise 3 çeyrek koştu; son çeyrekte de yine büyüdü. Sektörün kredilerdeki büyüme oranı 2008 yılı için yüzde 20 olurken, banka olarak bizim kredi büyümemiz bu oranın epeyce üzerinde gerçekleşti. Yani krize rağmen, son çeyrekte sektörün kredi hacmi küçülürken; biz sektörün üzerinde büyüdük. Sektörde ve bizde aktiflerdeki büyüme ise hemen hemen aynı düzeyde oldu.

Krediler büyürken, sorunlu alacaklar da büyüdü mü?

Evet sektörde sorunlu alacaklar daha da arttı. Bir önceki yıla göre sorunlu alacakların artış oranı yüzde 30 oldu. Ama banka olarak bizim sorunlu alacaklar artış oranımız sektör ortalamasının altında kaldı. Yani hem müşteri sayımız hem de kredi hacmimiz sektörden fazla büyürken; sorunlu alacak miktarı sektörün altında artmış oldu. Bu oranları açıkça ifade edemiyorum; çünkü biz halka açık bir şirketiz ve 2008 yılı son çeyrek rakamları henüz kesinleşmedi.

15 Eylül’de başlayan kriz sektörde nasıl bir davranış değişikliğine neden oldu?

2008 bilançoları açıklanmaya başladı; geçen yıla göre karlılık oranlarında düşüşler oldu. Bu son derece doğal. Çünkü geçen yıl üç çeyrek koşan bankacılık sektörü son çeyrekte ciddi bir rekabete girdi. Bu rekabet ise mevduat, kaynak rekabetiydi. Mevduattaki maliyetlerin artması pasifteki yükümlülüğü artırdı. Dolayısıyla son çeyrek karlılık açısından birçok banka için zor geçti. Sektör yurtdışından taze kaynak gelmeyecek; vadesi gelen sendikasyonlar çevrilemeyecek korkusu yaşadı. Ancak korkulan olmadı.

2008 son çeyrek gelişmeleri sizi nasıl etkiledi?

Mevduat maliyetlerindeki artış en önemli gelişmeydi. Biz mevduatta pazar payımızı koruduk; yani bedavadan kamu bankasıyız diye mevduatımızda olağanüstü artışlar olmadı. Kredide 4.çeyrekte de büyümeyi sürdürdük. Sadece artan kurla büyümedik gerçek anlamda kredi artışı sağladık. Bizi etkileyen konu şu oldu; son çeyrekte hem kredi riski hem de vadeye bağlı fiyat riskleri yaşandı. Vadeye bağlı fiyat riski özellikle aktifte yaşandı. Mevduatın maliyetleri yukarı çıkarken; sizin geçmişte verdiğiniz kredilerin maliyeti aynı kaldığı için doğal olarak faiz marjları daraldı. Bu daralma bankaların karlılığını etkiledi.

Dolayısıyla bazı bankalar kredilerini geri çağırdı…

Biz banka olarak kredinin geri çağrılması bir yana ilave krediler verdik. Özellikle daralan pazar nedeniyle bu dönemde insanların bir şekilde nakit akışkanlığının bozulması ve insanların yükümlülüklerini yerine getirememesi durumu ortaya çıktı. Biz bunu çok önceden sezinleyerek karşılıklar yönetmeliğine de aykırı olmadan firmalarımızla konuştuk; vadesi gelenleri yeniden vadelendirdik. Vadesi gelmeyenler için de konuştuk; önümüzdeki dönem nakit akışlarını birlikte ortaya koyarak, gerekirse piyasa gerekirse banka borçlarını ödemesini sağlayarak onlara yeniden bir ödemesiz dönem hizmeti de vermiş olduk. Dolayısıyla piyasayı fonladık.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!