Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2001 00:00
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, IMF`ye avuç açmak zorunda kalınınca, Türkiye`de akılların başa gelmeye başladığını söyledi
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, IMF`ye avuç açmak zorunda kalınınca, Türkiye`de akılların başa gelmeye başladığını söyledi. Koç, ‘‘Türkiye`nin düze çıkması için ortaya konulan programa sahip çıkması lazım. Adına ister Ahmet deyin, ister Kemal deyin. Uygulayan değil, program önemli. Kemal Derviş hasbelkader programı uygulamaya geldi. Söz verileni yapamazsa, o zaman şapkasını alır gider. Dünyanın finans kapıları da bize kapanır. ’’ dedi
Rahmi Koç, Sofya Ramstore`nin açılışı sonrasında düzenlediği sohbet toplantısında, gazetecilerin çeşitli güncel konulardaki sorularını yanıtladı. Koç, ‘‘Her seferinde bu son şans diyoruz. Önceki program için de son şans diyorduk. Bu kaçıncı son şans olacak? Yeni programdan umudunuz var mı?’’ sorusu üzerine şunları söyledi:
BU SON ŞANS
‘‘Bu hakikaten son şans. Bakın ABD Hazine Bakanı ne diyor? ‘Biz size paraları veriyoruz, siz çarçur ediyorsunuz. Bir daha vermeyiz` diyor. İş artık çok ciddi. Politikacıların sırtı duvara dayandı. Artık yeni bir sayfa çevirmeliyiz. Programdan elbette umutluyuz. Eğer programı uygulamazsak, ekonomimimizi düzeltmezsek, dünyada ne adımız, ne şirketlerimizin adı, ne ülkenin lafı geçmez. Bakın komşularımızla aramızdaki mefase açılıyor. Giderek aradaki mesafeyi kapatmak zorlaşıyor. Türkiye`de kaynakları harekete geçirecek adımlar atmak gerekiyor.’’
Rahmi Koç, bugüne kadar gerek kendilerinin, gerek iş dünyası örgütleri TOBB ve TÜSİAD’ın alınacak önlemlerle ilgili önerilerini sıkça tekrarladıklarını belirterek, şöyle konuştu:
‘‘Ülkemizin refaha kavuşması için artık bu programın uygulanması, programa sahip çıkılması lazım. Programı uygulayanın adı ister Ahmet, ister Kemal olsun. Önemli olan program. IMF`ye avuç açınca herkesin aklı başına geldi. Kemal Bey (Derviş) hasbelkader buraya programı uygulamaya geldi. Söz verileni yapamazsa, o zaman şapkasını alır gider. Dünyanın finans kapıları bize kapanmış olur. Dolayısıyla Kemal Derviş`in başarılı olması, yani programın başarılı olması şarttır. Buna herkesin destek vermesi lazımdır. Sayın Kemal Derviş tenkit edilebilir, ama programa sahip çıkılması lazım. Düze çıkmak için başka alternatif yok. Aksi halde üçüncü dünya ülkesi oluruz. Türkiye`ye yazık olur.’’
PİYASA AÇILIYOR
Koç, ‘‘Programın açıklanması, IMF`den para gelmesiyle birlikte piyasada bir canlanma gördüyor musunuz? Yılın ikinci yarısında toparlanma olur mu?’’ sorusunu da şöyle yanıtladı:
İŞ GÜVENCESİNE DİKKAT
‘‘Durgunlukta yavaş da olsa açılma var. Yavaş yavaş talep başlıyor. Zaten talebin durması, sadece parasızlıktan değildi. İnsanlar, yarın ne olacağını kestiremedikleri için, tereddütten harcama yapmak istemiyorlardı. Tereddütlerin ortadan kalkmaya başlamasıyla birlikte piyasada da hareket başlıyor. Böyle devam edeceğini umuyorum. Tabii ki muhterem politikacılarımız yeni bir kriz çıkarmazsa.’’
Rahmi Koç, Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan`ın gündeme getirdiği İş Güvencesi Yasa Tasarısı`yla ilgili sorular üzerine de şu yorumu yaptı:
‘‘İş Güvencesi Yasa Tasarısı ilk gündeme getirildiği gibi çıksaydı, felaket olurdu. Şimdi konunun uzmanı 9 profesörden oluşan ber ekip kurulmuş. Onlar yeni birşeyler ortaya çıkaracaklar. Sayın Okuyan o konularda Avrupa`daki uygulamaların en uç taraflarını alıp, önümüze koyuyor. Çalışmayan adama iş güvencesi olur mu? Düşünün bir kere, devlette çalışan işten atılma korkusu yaşamadan yerinde duruyor. Oysa özel sektörde biz kaliteli işçimizi bile durgunluk, piyasa daralması yüzünden çıkarmak zorunda kalıyoruz. Benim kaliteli işçime yazık değil mi? Bir tarafta devlette iş yapmadan güvenli oturan işçi, bir tarafta iyi çalıştığı halde, işini kaybetmek durumunda kalanlar. Bu da haksızlık değil mi? Biz icabında 10 kişiyi işten çıkarıp, kalan 90 kişinin işini kurtarmış oluyoruz. Bu konuların düzenlenmesi konusunda Sayın Okuyan`ın bizleri de dinlemesinde yarar var.’’
Berlusconi şeytan gibi
RAHMİ Koç, ‘‘İtalya`da medyanın büyük bölünmünü elinde bulunduran işadamı Berlusconi seçimi kazandı, ülkeyi yönetecek. Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bizde de olabilir mi? ’’ sorusunu şöyle yanıtladı:
‘‘Berlusconi İtalya`da daha önce de Başbakanlık yaptı. Şeytan gibi bir adam. Medyanın önemli bir bölümü elindeydi. Şimdi devlet yayınları da onun yönetimine geçti. İtalya`da bunu yanlış bulanlar da var. Yalnız, İtalya İkinci Dünya Savaşı`ndan sonra 54 hükümet değiştirdi. Yani, adamlar yılbaşından çok yeni hükümetle karşılaştılar. Ama orada hükümet boşlukları sırasında bürokratlar işi yürütüyor. Bizde ise kimse sorumluluk almıyor. Bürokratlar imza atmaya korkuyor. Biz işadamlarının başbakan olacağı seviyeye gelmedik. Daha önce siyaseti deneyen arkadaşlarımız oldu, ama başarılı olamadılar.’’
Derviş’in bir misyonu var
RAHMİ Koç, Devlet Bakanı Kemal Derviş`le ilgili sorular üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
‘‘Bize Kemal Derviş diye bir arkadaşı gönderdiler, yasalar çatır çatır çıkmaya başladı. Derviş, tek başına Ecevit ve Hükümet istedi diye gelmedi. Ona, ‘Git bizim şartlarımızı anlat` dediler. Yani, gönderdiler. Bu tabi ki onun için de büyük fırsat oldu. ABD ondan misyon bekliyor.’’
Koç, ‘‘Kemal Derviş`in yeni bir parti kurup, siyasete atılması söz konusu olabilir mi?’’ sorusunu da şöyle yanıtladı:
‘‘Yeni kurulan partilerin şansı çok az. Bir partinin oturması en az 10 yıl alıyor. Sadece tabela yerleştirmek bile önemli zaman istiyor. Düşünün biz bayilerimizin tabelalarını değiştirmeye kalktığımızda bile bu iki senede olabiliyor. Mevcut partiler de dışardan gelenlere pek sıcak bakmıyor, hemen benimsemiyor.’’
Bankaları verirken neden sormadınız?
Rahmi Koç, gündemde olan sorgulamalar, yargılamalar konusunda da şunları dile getirdi:
‘‘Dünyada trend şeffaflıktan yana. Türkiye istese de istemese de şeffaf olacak. Gündeme gelen soruşturmalar planlanmış değildi. Gelişen trendin bir parçasıdır. Bir kere zamanında sistemi iyi kurmamışız. Alın size bankalar olayı. Kimse adamlara banka verirken sormamış, ‘Sen bankayı alıyorsun, ama bu parayı nereden buldun?` dememiş. O dönemlerde Zekeriya Temizel de banka devrine Maliye Bakanlığı sırasında imza atmış. Banka gibi kıymetli bir şey devredilirken sorulmaz mı? Bakın bizim Hollanda`daki bankaya yönetici ataması yaparken, bizden en az üç isim istiyorlar. O isimler arasından Hollanda makamları kendi uygun gördüğünü seçiyor. Yani, adam ‘Senin değil, benim güvendiğim olacak` diyor. Türkiye`de hálá mevduata tam güvence var. Kolay kolay da kaldıramazlar. Böyle şey olur mu? Bu durumda iyi, kötü banka ortaya çıkmıyor. Yani, sistem sakat oğlu sakat.’’
Seçim yasası değişmeli
Rahmi Koç, Türkiye`deki seçim ve partiler yasasıyla ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı:
‘‘TOBB da, TÜSİAD da seçim ve siyasi partiler yasalarıyla ilgili öneriler hazırladılar. Bunlar biraraya getirilip tekrar sunulabilir. Türkiye`nin acilen seçim ve siyasi partiler yasalarını değiştirmesi lazım. Artık milletvekilleri genel başkanlara değil, seçmenlerine karşı sorumlu hale gelmeli. Bu konuda tüm toplum ısrarcı olmalı. Bu yasaların değişmesiyle değişecek insanlar kendiliklerinden bu yasaları değiştirmezler. Öyleyse tüm toplum bu konuda ısrarcı olmalı, onlara baskı uygulamalı.’’
Rahmi Bey`e göre Koç şirketlerin yükümlülükleri
Bizim işletmeler rekabet edecek.
Para kazanacak.
Verimli olacak.
Yatırım yapacak.
Kıdem tazminatını ayıracak.
Hisse senedi sahiplerine temettü verecek.
Kısacası, rasyonel çalışacak.
Keşke ‘vergiler iniyor’ kampanyası yapılsa
Doblo`da 24 saat çalışıp, mesai yaparken, öbür tarfta Otosan`da adam çıkardıklarını belirten Koç, şunları söyledi:
‘‘Niye, çünkü orada vasıtaya talep az, burada ihracatı fazla. Sanayide bunlar gayet normal karşılanmalı. Bakın ABD`de biraz yavaşlama oldu, adam çıkarmaya başladı, faiz hadleri indi ki hareket gelsin. Ondan sonra Bush mesela vergilerde indirim yapıyor. Tony Blair mesela, düşünün sosyalist bir başbakan gelir vergisini indireceğim diye kampanya yapıyor. Bizde o günleri görecek miyiz acaba? Vergiler indiriliyor diye kampanya yapılsa mesela.’’